"Kız Nalan! Bak bak bak! Bizim sınıftaki Dilruba var ya! O bu gün okula gelmemişti hani? O gitmiş Salih ile kafede buluşmuş. Sait ile yaa?!"
"Salih?"
"Bende ona şaşırdım işte! Hani şu bizim eski komşunun oğlu, burdan taşınan."
"Hee o mu? Amaaan işte tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş be kanka ssjslskssk"
Dedikodumu un en güzel yerlerinde odaya bir ayı girdi!
"Adaaaa, benim şarj aletimi gördün mü?"
"Çıksana abi yaa, kapıyı çalmadan niye giriyorsun?"
"Amaan sen zaten ne bilirsin ki?" dedi ve çıktı.
"İyi ki abin yok Nalan!"
'' Yok be kanka yaa, ben isterdim abim olsun, ne yaparsa yapsın... "
Telefonumun çalması yine tatlı sohbetimizi böldü. Arayan Ceylan teyzeydi. Yani Nalan'ın annesi.
" Efendim Ceylan Teyze?" dedim
"Kızım Ada, Nalan orada mı?"
"Evet Ceylan Teyze"
"Verebilir misin ona acaba?" dedi.
Telefonu Nalan'a verdim. Konuştu konuştu ve kapatıp verdi. "Ne dedi kanka?"
"Yaa kanka şarjım bitmişti merak etmiş, eve de misafir gelmiş. Ben gidiyorum."
"Yaa, ne güzel oturuyorduk biz. Çokda eğeleniyorduk..!"
Dedim ama fayda etmedi. O eve gitti ve bende odamla başbaşa kaldım.
Bir sürü ödev yapmam gerekiyorrdu ama duvar daha ilgi çekici geliyordu.
Bir beş dakika falan daha boş boş duvara baktım. Ama emin olun, ödev yapmaktan daha zevkliydi.
Sonra annem girdi odama. "Ne oturuyorsun boş boş? Kalk git oturma odasını süpür."
Böylece huzur ve sukünet dolu 5 dakikam sona ermiş oldu...