Merhaba sevgili okurlarım.Yeni kitabıma başladım.Umarım beğenirsiniz.Oy kullanır düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.İyi okumalar.
Multimedya da Kayra'nın annesi Layla var.
Lanet olası çalar saatin vermiş olduğu sesle güne başlamıştım.Sanırım artık kalkma zamanıydı.Üzerimdekileri çıkarır çıkarmaz dolabın karşısına geçtim.
Dolaptan siyah gömleğimi ve gri pantolonumu çıkardım.Kare desenli kravatımı da boğazıma hançerledikten sonra yüzümü yıkadım,yeni bir güne uyanmak adına.
Aynada kendime uzun süre baktım.Kumral bir tenim,kahverengi saçlarım ve siyah gözlerim vardı.Ama şuan ne paranın ne de görüntünün bir önemi vardı.Biz her an zamanla yarışıyorduk.Zaman hızlıca akıyor ve biz de ona ulaşabilmek adına peşinden,oradan oraya koşturuyorduk.
Ama burda asıl kötü olan zamanın bittiği andı.
Çünkü yalnızca zamanın olduğu kadar değerliydin.Zamanın kadar zengindin.Zamanın bittiği o an,o aldığın son nefes ve artık yoksun.Hiçkimse için.Daha fazla düşünmemek adına mutfağa ilerledim.Layla-annem- sofrayı hazırlıyordu.Saat 10:40.Hemen sofraya oturdum.Zeytin,peynir,bal,reçel derken hepsini mideye indirip metrobüse yetişmek için yola koyuldum.İşe bu sefer geç kalmayacaktım.
Koluma baktım 0000:00:16:31:56:20-on altı yıl otuz bir saat elli altı dakika yirmi saniye- 'm kalmıştı.Sanırım zamanımdan geçen her dakika paha biçilemez değerdeydi.Kapıya doğru ilerlerken Layla seslendi.
-Canım bekle al 30 dakika öğlen yemeğin için kullanırsın.
-Teşekkür ederim.Hadi görüşürüz anneciğim.
Kapıyı kapadıktan sonra metrobüse bindim.Kolumu simülatörün üstüne tuttuğumda 1 saatimin gittiğini gördüm.Şaşkınlıkla şoföre döndüm ve öfkeli bir şekilde:
-Daha dün 30 dakikaydı!
-Zam geldi dostum.Şanssız günündesin.
Yüzündeki piçimsi gülümsemesinden sonra kendimi zor tutup arkaya doğru ilerledim.Yaklaşık 15 dakika sonra metrobüsten indim.Yolda yürürken 0000:00:0:00:00:00-zamanı dolmuş- insanların öylece yerde ölmüş olarak yatması istemeden insanı üzüyordu.
Tıpkı bir "ruh" gibi yerde öylece yatıyorlardı.Halbuki onlarda insanlardı.Yaşamayı herkes kadar hakediyorlar ama 2098 yılında gerçekler ne yazık ki oldukça kötüydü.Zamanın olsa bile seni yok etmeye,zamanını almaya çalışıyorlardı.İstemsizce koluma baktım 0000:00:16:29:45:20-on altı yıl yirmi dokuz saat kırk beş dakika yirmi saniye-kadar zamanım vardı.
Her zaman ki gibi saniyelerle yarışarak hızlı adımlarla iş yerine ilerledim.Kapıdan girer girmez hemen işe koyuldum.Benim işim zamanı bitmiş insanların ölümlerini kesinleştirmekti-ne yazık ki-.
Nüfusumuzdan teker teker çıkarıyorduk onları.Bugünde yaklaşık 8273 kişinin zamanı dolmuştu.-Bu sadace elimize geçen kısımdı.-
Aslında elimde olsa tüm insanların ölmemesini sağlardım.Ama daha kendi ölümümü bile engelleyemiyordum.Acınası bir durum...
Uzun bir çalışmadan sonra maaşımı almaya ilerledim.Elimi zammatiğin üstüne koydum.Öncesinde 0000:00:16:20:56:20 saniye varken sonrasında koluma baktığımda sadece 1 hafta eklendiğini gördüm.Sinirli bir şekilde görevliye döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
96 SANİYE
Science FictionZamanın için hangisinden vazgeçersin ? -Hayallerinden mi ? -Gerçeklerden mi ? Kayra için gerçekler acıdır.Ama hayallerine de ulaşabilecek gibi değildir.Çünkü yaşabileceği sadece 96 saniyesi var. Peki ya aşk için zamanından vazgeçebilir misin ? Yıl...