1.BÖLÜM

59 2 0
                                    

Özel Saygun Koleji…

İzmir’e gelmemin sonucu gitmek zorunda olduğum okul.

Hayır yani anlamıyorum. Ne vardı devlet lisesine gitseydim. En azından normal insanlarla geçirirdim son senemi, bu tikilerin yanında değil.

Ufak adımlarla okula doğru ilerledim. Sanki nerde gıcık insan varsa hepsini buraya toplamışlar mübarek. Hepsi bana ters ters bakıyor. Tabi ben onlar gibi süslü değilim ya ondandır. Manyak tikiler ne olacak.

Okulun içi de dışı kadar şatafatlı maşallah. Hayır okumaya geliyoruz buraya bu ne süs. Bu zenginleri anlamak ne zor iş ya.

Etrafı süzmeye devam ederken birden sert bir şeye çarptım. Önüme döndüğüm zaman bunun baya hoş birisi olduğunu fark ettim. Aman ne hoş.

‘Pardon.’

Hayatımda ilk defa kibar biri olup özür diledim ama beyefendi bana mal gibi bakıp gitti. Acaba kitaplardaki kötü çocuklara mı özeniyor bu ne hava.

Onu boş verip müdürün odasına gittim. Kapıyı tıklatıp içeri girince yakışıklı ve genç bir müdür gördüm. Demek zengin okullarında müdürler kel ve gözlüklü olmuyormuş. Bunu bildiğim iyi oldu.

‘Aleyna Demirci?’

‘Evet hocam.’

‘Fatih. Ve abi dersen sevinirim. Bu okulda herkes bana böyle seslenir.’

‘Elbette.’

‘Tamam. Bakalım, sınıfın 12-E. Waow. Bol şans.’

‘Bol  şans?’

Artık nasıl bir ifadeyle baktıysam Fatih abi güldü.

‘Girince anlarsın. İyi dersler.’

‘Teşekkürler.’ diyerek odadan çıktım. Bol şans mı? Hadi hayırlısı bakalım.

Sınıfa geldiğimde birkaç kız kendi arasında dedikodu yapıyordu. Beni görünce sustular ve yüzlerini buruşturdular. Hah çokta tın.

Sınıfın en arkasındaki tekli sıraya oturup kulaklığımı taktım. Şu an kimseyi önemseyemezdim.

Biraz zaman geçtikten sonra sınıfa insanlar doluşmaya başladı. Bir süre sonra da hoca girdi.

Hocamız ölmeyi unutmuş biriydi. Hele o saçlar. Keşke tarasaymış da bu kadar kabarmasaymış. Ah be hocam olmadı bu.

‘Je m’appelle Güler. Je suis professeur de français .’ ‘Benim adım Güler. Fransızca öğretmeninizim.’

Hoppala. Hoca Fransızca hocası çıktı iyi mi?

‘Nous avons un nouvel élève. se présente à nous, allez-vous ?’ ‘Yeni bir akadaşımız var. Bize kendini tanıtır mısın?’

Hocanın lafından sonra bütün tikiler bana tip tip bakmaya başladı. Hadi bakalım kızım.

‘Je m’appelle Aleyna. J'ai vécu en France pendant 3 ans.Je peux parler le Français comme langue maternelle.’ ‘Adım Aleyna. 3 yıl Fransa’da yaşadım. Ana dilim gibi Fransızca konuşabiliyorum.’

‘Belle.Je suis heureux que vous n'allez pas de soucis.’ ‘Güzel. Zorluk çekmeyecek olmana sevindim.’

Gülümseyerek yerime oturdum. Kızların hepsi bana ters ters bakıyordu. Tabi beklemiyorlardı böyle bir şey. Normaldir.

Bu sırada sınıfın kapısı açıldı ve içeriye sabah çarptığım çocuk girdi. Aman ne güzel.

‘Hakan. Siège rapide.’ ‘Hakan. Çabuk yerine otur.’

ELDİVENLİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin