Bir insanla bir kere karşılaşman normaldir. İkinci tesadüfe girer. Ama üçüncü olursa o işte bir bokluk var demektir.
Bu bugün içerisinde Hakan denen çocuğu üçüncü görüşüm. Her ne kadar sınıf arkadaşım olmasından ilk ikisini normal karşılasam da, sonuncu işin içinde bir bokluk olduğunu gösteriyor.
Hakan’ın bulunduğu yere fazla uzun süre bakmış olmalıyım ki bizimkiler bana tip tip bakmaya başladı.
‘Hayırdır Aleyna, bir şey mi oldu?’
‘Yoo… Sadece okuldan birini gördüm. Gidelim.’
‘Eğer tanıyorsan…’
‘İlk günümde mi?’
Anıl ellerini ben suçsuzum dercesine kaldırdı. Diğerleri de olayın üstünde fazla durmadı ve yerimize geçtik. İşin kötü tarafı başka yer yokmuş gibi oturduğum yer tam ona bakıyordu.
Bu durumu aldırmamaya çalışarak bizimkilerle muhabbete daldım. Biraz zaman geçtikten sonra yanımıza yollu kızların gelmesiyle muhabbetimiz bozuldu. Hayır bu kızları da anlamıyorum. Kendini kullandır kullandır sonra da bir şey olmamış gibi davran. Hayır buradaki amaç ne. Bir yerde çalışsan para kazanıyorsun derim ama bu yaptığınızın hiçbir amacı yok.
Yollularımızın bütün çabalarına rağmen onlara yüz vermeyen Kayra’yı alkışladıktan sonra muhabbete kaldığımız yerden devam etmeye çalışıyoruz. Tabi bu kızların sürekli ağızlarını yayarak konuşmalarını saymazsak. Peki bundaki amaç ne. Eğer insanları kendinizden soğutmak istiyorsanız görünüşünüz buna yeterli. Başka çabaya gerek yok.
Muhabbet beni açmayınca bende yanlarından ayrıldım. Zaten o kızları biraz daha çekseydim psikoloğa ihtiyacım olurdu. O nedir ya. Tövbe tövbe.
Barın sokağında ellerim cebimde ilerlerken sokağın başından gelen seslerle oraya doğru ilerlemeye başladım. Eğer uslu bir kız olsaydım umursamaz eve giderdim ama ben ve uslu olmak yan yana gelmesi imkansız iki kelime olduğundan dolayı oraya gittim. Beş kadar serserinin yerde yatan çocuğu dövdüğünü görmemle sinirlerim tavan yaptı. Çocukta bayılmış garbim. Hayır bir de hoş çocuk. Neyse konumuz bu değil şimdi.
Olaylara pat diye dalma alışkanlığımın getirdiği deli cesareti ile çocuklara bağırdım.
‘Ne yapıyorsunuz siz ya?’
Duydukları sesle bana dönen serseri tayfası beni görünce gülmeye başladılar. Allah Allah açıkta kalan bir yerim de yok ama neye gülüyor şimdi bunlar.
‘O küçük hanım. Yolunu mu şaşırdın? Ahahahahah…’
Neden şaşırmadım acaba. Zaten başka türlüsü olsa garip kaçardı.
‘Yok. Burada canı dayak yemek isteyen birkaç kişi varmış. Kırmayayım onları dedim.’
Sözüm karşısında tekrar gülmeye başlayan akıllı tayfası en arkalarında çocuğun onlara seslenmesi ile sustular. Galiba o liderleriydi. Çokta tın.
‘Bu özgüven sana fazla gelmiş bakıyorum. Çocuklar kız sizindir. İstediğinizi yapabilirsiniz.’
Liderlerinden onayı alan serseri tayfası üstüme üstüme gelmeye başladı. Onlara gençliğimizin piç smaylının attıktan sonra eğlence başladı.
--
Eve geldiğimde omuzum ağrımıştı. Tamam hoş çocuk dedik de sen ne ağırmışsın ya. Omzumu çıkardın hayvan.
Onu Arda’nın odasına yatırdıktan sonra salona geldim ve Kayra’ya mesaj attım.
Sevgili münasip kısmetim,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELDİVENLİLER
RandomBir kişiyle bir kere karşılaşmanız normaldir. İkinci tesadüfe girer. Ama üç defa karşılaşırsanız bu işte bir iş vardır. Ve bu bugün onu üçüncü görüşüm. ------