*하나/일*

129 13 76
                                    


'🌸'

"Yaşadığımız herneyse, ben senden çok pis hoşlandım gitarcı çocuk"

♡°•°•°•°•°•°•°Vmin°•°•°•°•°•°•♡

보라색 ~

İnsanlarla arama koyduğum bariyerimi geçirdim başıma. Siyah kapşonumu örttüm bir zaman sonra olmayacak saçlarıma. Başımı eğdim ve yüzümde gezinen gözlerden çektim gözlerimi. Sonbaharın tatlı soğuğu hakimdi diğer günlere nazaran güneşli olan masmavi gökyüzünde. Güneş tepede parlarken küçücük kalan gölgemi izledim bir süre. Aklımdan çıkmayan bir düşünce dolanıyordu zihnimde.

'Asla iyileşemeyeceğim, mucizeler filmlerde olur.'

Derin bir nefes vererek elimdeki kırışmış kağıda bakarak bir tik daha attım.

Parkta boş boş gezin, sadece hisset ve yürü. ✔

Kağıdı tekrar katlayarak cebime koyarken maskemin altından gülümseyerek ayaklarıma baktım ve bir çocuk gibi sağa sola salladım.

Oturduğum banktan hızlıca kalkarak seri adımlarla "çıkışa" ilerlemeye çalıştım. Dışarıda kalan ellerime kaydı gözlerim. Beyazlamış tenimde yer edinen mor lekeler huzursuz etmişti. Ceketimin cebine soktum boşta kalan ellerimin ikisinide. Açık havayı fırsat bilerek kendini sokağa atan insanlardan rahatsız oldum. Nereye adımımı atsam kendimi buluyordum bir kalabalığın merkezinde. Boğulduğumu hissettim o dakikalarda.
İnsanlar..
Çoklardı.
Gözlerim doldu oracıkta. Ne olduğunu anlamadan bir damla yaş süzülürken sebebini bilemedim.

Kalabalık mı canımı sıkıyordu, yoksa bir daha kalabalığa girememe ihtimalimin yüksek olması mı?

Daha sonra gitar tellerinden çıkan zarif bir melodi doldu kulaklarıma. Hislerim tuhaflaştı, anlamak zorlaştı. Sahi nasıl anlatabilirdim. Bu his.. Ne deniyordu buna?
Düştüm.

Notalar.. çok güzeldi.

Hayır hayır,

Zarif olan notalara tezat, çıkan erkeksi ve kalın ses çok güzeldi.

Sesi ile mest olmuştum adeta.

Kendime engel olamadan bende yaklaştım diğer insanlar gibi sesin sahibine. Kalabalığa oranla kısa olan boyumla kenarlardan sıyrılarak nefes nefese izlemeye başlamıştım seni. Yüzündeki gülümseme, elindeki gitar tellerinde dolanan parmakların ve gözlerinde yakaladığım o çocuksu parıltılar çok..
hoştu.

Meraklı bakışlarım buluştu çekik gözlerinin mavisi ile.

Mavi..
Gözlerinde o kadar güzeldi ki, mavi deyince milletin aklına okyanuslar ve gökyüzü gelirken benim aklıma direkt sen gelirdin.

Meraklı bakışlarım isteyerek gizlediğini düşündüğüm bedeninde gezinirken istemsizce kaşlarım çatılmıştı. Hayır, sapık değildim. Sadece bakmak istemiştim işte.

Ne kadar süre etrafı saran eşsiz melodi ile bedenini süzdüm, sıfatını aklıma kazıdım, haberim yoktu. Sen eşyalarını toplamaya başlayınca anlamıştım uzun süre boyunca yolun ortasında dikildiğimi. Gözlerinden süzülen bir kaç damla yaşı yakaladı kahverengi gözlerim. Hızla elinin tersi ile sildin yanaklarını. Gitarını kılıfına koyarken  tane tane düşen incilerini gördüğümde merak ettim neden ağladığını. Yanına gelmek için hamlede bulunacağım sırada duraksadım.

Ağlamak bile çok yakışıyordu yüzüne.

Elindeki kağıda bir şeyler karaladıktan sonra kağıtla kalemi cebine tıkıştırarak gitar çantanın kolunu kavradın ve umursamazca sırtına taktın. O anda istemsizce açılan boynuna takıldı gözlerim. Esmer tenindeki mor lekelerde takılı kaldılar bir süre.

Ne olduğunu anlamak pek zor olmamalıydı.

Belki de, ikimizin de amacı aynıydı.
Kaderlerimiz aynıydı.
Karakterimiz uyumlu, isteklerimiz  farklıydı.
Ama biz aynıydık.

Yavaşça boynunu kapadın ve ağzına bir maske geçirerek bir çırpıda gözlerindeki mavi lensleri çıkarıverdin. Gözlerindeki kahverengi tonunda kaybolmuştum. Sen ise kısa bir süre solgun, beyaz tenimde gözlerini gezdirmiştin. Göz göze geldiğimizde anlamıştım kalabalığın dağılıp beni rahatca gördüğünü. Bir şeyler olmuş, içimdeki yanardağ patlamış gibiydi. Yanıyordum.  Gözlerini kırpıştırdığına bir şey daha fark etmiştim. ilk defa bir insanın gözlerinin içine uzun bir süre bakmak istemiştim. Lakin bu isteğim başını gökyüzüne çevirerek yürümeye başlamanın ardından gerçekleşmemişti. Ağzımdaki maskeyi düzelterek arkama bakma isteğimi bastırmış ve ben de kalabalık yolda sürünen diğer insanlara ayak uydurarak yürümeye başlamıştım. İçimdeki takip etme isteğini yok etmeye çalışarak başımı eğdim ve adımlarımı izleyerek sahile ilerlemeye başladım. Sahile odaklanmalıydım, listeme ve yapacaklarıma.

Gitarcı çocuğa değil.

Derin bir nefes dişlemekten kanattığım dudaklarımdan süzülerek havaya karışırken bir anlığına yumdum gözlerimi.

Neden mi sahil tercihimdi?
Çünkü, Sahilde klişe ama özel bir an geçirmeden ölmeyecektim.

-Jimin

KASIMPATI-Vmin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin