Ceren, kapıyı çalıp içeri daldığında, Nedim ofisinde kağıtlara gömülmüş, çalışıyordu. Ceren'i görünce gülümseyerek ayağa kalktı.
"Ceren! Ne güzel sürpriz, hoşgeldin..."
Ceren de Nedim'in gülümsemesine karşılık verdi, ama zoraki bir yan vardı gülüşünde. Artık onu tanımaya başlamış olan Nedim, bunu fark etti.
"Sende bir tuhaflık var, ne oluyor?"
Ceren ciddi bir ifadeyle Nedim'in masasının önünde duran koltuklardan birine oturdu.
"Konuşmamız lazım Nedim."
Nedim Ceren'in ses tonundan ciddi bir durum olduğunu anlamıştı. Masanın başından kalkıp Ceren'in karşısındaki koltuğa oturdu.
"Seni dinliyorum."
Ceren konuşmaya başlamadan önce derin bir nefes aldı.
"Şeniz bugün benimle konuştu."
Nedim alaylı alaylı güldü.
"Böyle bir şeyi bekliyordum zaten. Beni yok etmek için senden yardım istedi tabi ki. Bu sefer ne kadar teklif etti?"
"Bu sefer paradan daha büyük bir şey koydu ortaya," dedi Ceren. "Cenk."
Nedim'in gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Ne!?"
Ceren başını salladı. Nedim tereddütlü bir ifadeyle sordu. "Sen ne dedin peki?"
Ceren öfkeyle yanıtladı. "Ne demiş olabilirim sence!? O sümsük oğlunun turşusunu kurmasını söyledim!"
Bütün öfkesine ve şaşkınlığına rağmen Nedim kahkahayı bastı. "Böyle mi dedin gerçekten?"
Ceren de kendini tutamayıp gülümsedi. "Yani tam olarak böyle demedim tabi de... İşin özeti, ne olursa olsun seni satmayacağımı söyledim."
Nedim, Ceren'e baktı bir süre. Aklındaki soruyu nasıl dile getireceğini bilmiyor, Ceren'i öfkelendirecek bir şey söylemek istemiyordu. Hafifçe boğazını temizleyerek çekingence sordu.
"Peki, istediğin bu değil miydi zaten? Neden reddettin ki? Sonuçta," hafifçe duraksadıktan sonra devam etti. "Cenk'e aşık değil misin sen?"
Ceren bir süre düşündü cevap vermeden önce. Ağzından dökülen kelimeler şaşırtıcı olsa da, kendinden emindi.
"Değilim Nedim. Artık değilim."
Nedim bu cevabı beklemiyordu, şaşkınca baktı Ceren'e. Ceren konuşmaya devam etti.
"Annesi karnımdaki bebeği öldürdüğü gün, ve Cenk bunu bile bile sustuğu gün, içimdeki aşkı da öldürdü Nedim. O ana kadar, bana demediğini bırakmadı, sustum; annesiyle bir olup beni oyuna getirdi, sustum; gözümün önünde ablamla evlendi, sustum... Ama bebeğimi aldılar benden Nedim. Annesi göz göre katil olurken, hayatta tutunduğum tek dalı elimden alırken Cenk öylece baktı. İşine öyle geldi çünkü. Onun gibi korkağın tekiyle işim olmaz benim."
Nedim, anlayışlı bir ifadeyle başını salladı. Ancak sonrasında gelen soru onu hazırlıksız yakalamıştı.
"Peki sen?"
"Anlamadım, ben ne?"
"Eğer ben Cenk'le olmayı kabul edersem, Cemre boşa çıkacak," dedi Ceren. "Bu durum senin işine gelmez mi?"
Soru Nedim'i şaşırtsa da,cevabı netti.
"Hayır Ceren," dedi kararlı bir ifadeyle. "Cemre'ye aşık olduğunu sanan çocuk, o tekerlekli sandalyeyle birlikte öldü. Cemre'nin onu anladığını zanneden, onun güler yüzüne, şefkatli tavırlarına kanan Nedim, Cemre'nin de aslında diğerlerinden farklı olmadığını anladığında açtı gözünü. Artık kimsenin acımasına ihtiyacım yok benim Ceren, bu saatten sonra kimsenin avuntusu olmaya da niyetim yok."
Ceren hafifçe güldü. "Şu halimize bak," dedi eliyle ikisini işaret ederek. "Resmen enkaz gibiyiz. Böyle olacağı hiç aklına gelir miydi? Sen ve ben... Aynı savaşın mağluplarıyız, yıkıntıların arasında çırpınıp duruyoruz." Yaşaran gözlerini belli etmeden silmeye çalıştı, Nedim'in gözlerine baktı sonra. "Sence sağ çıkabilecek miyiz o enkazdan? Bizim için hala umut var mı Nedim?"
Nedim derin bir nefes aldı, sonra kararlı bir ifadeyle uzandı, Ceren'in elini tuttu. Tıpkı o akşam yemeğinde yaptığı gibi, özenle, yaralı bir kuşu tutarcasına nazikçe aldı avuçlarının içine.
"Var Ceren," dedi. "Elbette var... Biz, bu savaşa ilk girdiğimiz zamanki gibi yalnız, güçsüz iki zavallı değiliz artık. Biz beraberiz, yan yanayız. Ben tuttum elini senin, sen bırakmadığın sürece de bırakmam. Biz birbirimizin gücü olacağız, böyle kalkacağız ayağa, bu savaşı biz kazanacağız..."
Ceren, buruk, ama ümitli bir şekilde gülümsedi, diğer elini Nedim'in elinin üstüne koydu.
"Biz kazanacağız..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşe Yürüyenler
FanfictionBiliyorum, sınırları zorlayan bir çift... Ama hikayelerinde büyük bir potansiyel görüyorum, geçmişlerinde yaşadıkları tüm zorlu olaylara rağmen, canları çok yanmış olmasına rağmen, bu ikilide ışık var. İşte karşınızda, kısa sahnelerle, benim gözümde...