Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saat 23:20.
Zor bela çıkıyoruz yüzeye, kimin ne halde olduğunu göremiyorum bu yüzden ilk işim yüzümü silip onlara bakmak oluyor.
Hepsi perişan, yaşadığımız şeyin şokunu atlatamıyoruz, o an youngjae'nin bir daha asla yüzeye çıkamayacak oldugunun farkında değiliz hiçbirimiz.
Yanlarına gidiyorum ama bir kişi eksiğiz, bunu farkettiğim an, "mark!" diye bağırıyorum, mark yok, çocuklar ağlayarak yalnızca ay ışığının vurduğu denizde mark ve youngjae'yi bulmaya çalışıyorlar.
Bir sağa bir sola dönüyorum, kafayı yiyecek gibi hissediyorum o an, yugyeom suya sertçe vurduğunda irkiliyorum.
"Yok!" diyorlar ama bunu nasıl çaresizce söylediklerini size asla anlatamam, jackson suya tekrar giriyor, çok geçmeden hepimiz ona katılıyoruz.
Daha düzene sokamadığımız nefeslerimizle yeniden en dibe inerken, jackson bir yeri işaret ediyor, hızla oraya yüzüyoruz.
Arabanın bir kayaya çarpmış olduğunu farkettiğimizde herkes bir süre donup kalıyor çünkü camdan baktığımızda içerde yatan iki bedeni görüyoruz.
