Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saat 23:49
Yugyeom amansız çabalarına devam ederken jackson da yeniden yanımıza geliyor, gerçekten de daha sert bir demir var elinde.
Cama yeniden vurduğunda göz göze geliyoruz, suyun içinde olsak dahi ağladığımı anlıyor ve demir elinden kayıp düşerken kafasını iki yana sallıyor.
Kollarımın arasında ki bambam'i görüyorlar, yugyeom her an bayılacak gibi bakıyor gözlerime, ne yapacağımı bilemiyorum.
Jackson alıyor bu sefer kucağına, yugyeom'u çıkartmamı söylüyor, biraz daha kalırsa onun da boğulacağını biliyor.
O an dediğini yapmaktan başka çarem olmadığını anlıyorum, yugyeom ile beraber yüzeye çıktığımda yağmurun şiddetlendiğini görüyoruz, dalgalar çoğalıyor.
Yugyeom'u bırakıyorum kumların üzerine, titriyor, kendine gelmesi gerektiğini söyleyerek yeniden suya ilerliyorum.
Ama giremeden büyük bir dalga ansızın gelip çarpıyor beni kumlara ve öyle büyük bir dalga ki bu geride hiçbir şey bırakmıyor.
"Hayır!" diye bağırıyorum, dalga gider gitmez suya yeniden giriyorum ama bomboş, ne araba, ne de geride bıraktığım dört kişi. Hiçbirinden eser yok.
Yalnızca bir saat, jackson'ın kolundan düşen saatini ellerim arasına alıp yüzeye çıkıyorum.
Saat 23:55.
Aramızdan ayrılan dördüncü kişi Jackson Wang oluyor.
