~Percy~
Percy o günün rüya olduğuna yemin edebilirdi.
Niye olmayacaktı ki? İlk önce Annabeth'in bir konuda yanıldığını fark etti, sonra da Festus'u meydanın önünde gördüler. 12 Olimposlu adına, diye düşündü Percy. Bu çocuk tanrıları kandırmayı nasıl başardı? Festus meydanın tam ortasına inmeden önce tanıdık bir ses duydular.
"Sevgili bayanlar ve baylar, ejderhamız iniş yapmak üzeredir. Lütfen ezilmek istemiyorsanız meydanın ortasından çekilin. Valdez havayolları ile yolculuk ettiğim için kendime teşekkür ederim." Festus indikten sonra Percy gördüğü şeye inanamadı.
O gün kesinlikle bir rüya olmalıydı.
Ejderhanın üstünde bir tamirci çocuk ve bir de ölümsüz tanrıça oturuyordu.
"Uzun zaman oldu, Percy."Annabeth Percy'ye ve güzel kıza baktı. Kıskanmış gibi bir hali vardı.
"Sakin ol Annie. O artık benim ölümsüz kız arkadaşım. Dişli çarklar aşkına,kamptaki kimse mors kodunu bilmiyor mu?"Piper ve Hazel Leo'ya sarılacaklarına resmen üstlerine atladılar.
"Neredeydin?"
"Yaşadığını niye bize söylemedin?"
"Jüpiter aşkına iki yıl boyunca seni öldün sandık!"
"Bir daha ölürsen, seni öldürürüm. "Jason ise sakin olmaya çalışıyordu.
"Kutsal Hades,nasıl ölümden döndün?"dedi merakla.
"Bence babamın bundan haberi yok."dedi Nico ve Hazel aynı anda.Leo kahkahayı bastı.
"Cipskolakilit! "Nico ve Hazel sustular.
"Ve hanımlar, hanımlar. Beni merak etmenize gerek yok. Ben, muhteşem tamirci Valdez,diğer bir adıyla Leo Reyiz, harika olduğum için hayatta kaldım." Leo Reyiz lafından sonra Percy Hazel'ın gülümsediğini fark etti. Sahi, o olayı Leo ve Hazel'dan başka kimse bilmiyordu.
"Dostum,neden bu kadar geç kaldın?" dedi Percy sırıtarak.
~Erza~
Erza üç gün boyunca yataktan çıkmayacağına yemin etti.
İstese de çıkamazdı zaten.Aşırı yorgundu ve diz kapağından dolayı ayağa kalkamıyordu. Gözlerini açtığında yanında iki kişi duruyordu. Gerard ve Meredy.
"Erza-san! Gerard,uyan uyan!"Gerard birden gözlerini açtı.
"Ne? Ne oldu?"Erza onların bu haline gülmeye çalıştıysa da sesi inleme gibi çıktı.
"Burası neresi?"diye sordu Erza.
"Erza,bu çok ama çok uzun bir hikaye.Benim anlamam 3 günümü almıştı. Ama sana kısa bir özet geçeyim.Burası Melez Kampı. Yunan ve Roma tanrılarını biliyorsun değil mi? Göklerin tanrısı Jüpiter, yunan adıyla Zeus, Neptün, Poseidon,Pluton, Hades vesaire... Onlar gerçek .Biz de o tanrıların çocuklarıyız. Bizlere melez, ya da yarı-tanrı diyorlar. Melezler yunan ve romalı melezler olarak ikiye ayrılıyor. Romalılar,daha disiplinli ve yunanlar,eğlenceye düşkün ama disiplinli melezlerdir. Eğer romalı bir melezsen seni tanrıça Lupa eğitir ve Jüpiter Kampı'na, yani roma kampına gönderir. Eğer yunanlı bir melezsen satirler seni bulup Melez Kampı'na getirirler ve orada sentor Kheiron ve deneyimli kampçılar tarafından eğitim alırsın."Erza olayın çoğunu kavramıştı. Tanrılar, kamplar,yunan,roma,Kheiron,Lupa...
"Bekle! Lupa mı dedin?"Erza bu adı kesnlikle daha önce duymuştu.
"Lupa,kurt evinde yaşayan ve romalı kampçıları eğiten tanrıça."
"Sen ve Meredy romalı melezler misiniz?"
"Hayır. Yani Gerard romalı ama ben Yunanım.Hey Erza-san,eğer sen buradaysan diğerleri de buradadır değil mi? "dedi Meredy.
"E-evet buradalar."dedi Erza güçlükle.
"Yaşasın!Ben gidip Juvia'yı bulacağım! Görüşürüz Gerard, Erza-san!"Meredy zıplaya zıplaya gitti.
"Gerard, sana bir şey söylemem gerekiyor."Erza düşünmüştü.
"Hm? Ne oldu?"Artık kesindi.Biliyordu.
"Ben bir Romalı melezim ve Lupa tarafından aldığım eğitimi başarıyla geçtim."Gerard şaşırmış görünmüyordu. Hatta sırıtıyordu.
"Biliyorum, Erza."
---------Zaman sıçrayışı: Gece-----------
~Gray~
Herkes kutlama yapıyordu. Herkes mutluydu. Dostları ölümden dönmüştü. Ama Gray'in mutlu olmak için sebebi yoktu. Herkes dans ederken o öylece kenarda oturdu. Gözlerini kapatmaya çalıştı ama başaramadı. Gözlerini her kapattığında Juvia'nın işkence edilmiş halini görüyordu. Ayağa kalktı ve Büyük Ev'e yöneldi. Kimse yoktu ama Gray orayı merak ediyordu. İçeriye girdi, ve odalara bakındı. Bir odada pinpon masası ve canlı bir leopar kafası büstü vardı. başka bir odada ise türlü türlü resimler ve bir bilgisayar vardı. Böyle böyle bütün odalara bakındı. Tek bir yer kalmıştı. Tavan arası. Gray merdiveni açtı, ve tırmanmaya başladı.
Gördüğü tuhaf ve korkunç şeyler arasında, Gray bunu birinci sıraya koyabilirdi. Buraya senelerce kimse çıkmamış gibiydi. Her taraf tozlu ve karanlıktı. Gray az kalsın masayı devirecekti. Masanın üstünde birbirinden farklı eşyalar vardı. Bronz bir levhanın üstünde '1988'de, Hermes oğlu Gus tarafından Chrysaor'un Honda Civic'inden çalınmıştır.' yazıyordu. Sonra kavanozların içinde canavar kafaları gördü. Son olarak pembe bir fular vardı. Gray onun üstünde ne yazdığını okuyamadan bir tıslama sesi duydu. Yeşil bir ışık gördü. Ölü ve çürümüş bir bedenin ağzından. Gray bir anda sendeleyip yere düştü.
Buzdan sular dökülecek,
Prensesi geri getirecek.
Prenses geri gelirse sonsuz mavi dirilecek.
Mavi ya boğulacak, ya da alevler içinde ölecek.Ve mumya bir şey olmamış gibi orada dikilmeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fairy Tail ve Melez Kampı?!?!
FanfictionFairy tail büyücüleri aslında bir melezse ne olur? UYARI: PJO& HOO DAN SPOİLER İÇERİR UYARI 2:EĞER NALİ VEYA LOLU SHİPLİYORSANIZ OKUMAYIN. Bu hikaye NaLu, Gruvia, Jerza, GaLe, Stikino, Rowen, Percabeth, Jasper, CaLeo ve Reynico çiftlerini için...