1

13 1 0
                                    

Metroda kafamı kaldırıp sıkkınlık ile kulaklıgımı düzelttim. Çok sıkılmıştım, ve hiç heyecan yoktu. Bom boş bir yolculuk içersindeydim. "Gelecek istasyon Halkapınar. Dikkat halka pınarda inecek olan yolcularımız için aktarma istasyonudur... Neksteysın..." anons anons anons.

Yeter ayol. Hiç mi yakısıklı cıkmaz diye etrafıma bakındım. Karsı koltugumda 50 yaşlarında bir dayı oturuyordu. Yanımda annem vardı. Çaprazımda 24 yaslarında bir kız oturuyordu. Ve telefonlariyla oynuyorlardı. Karşımdaki dayı ise dısarıyı seyrediyordu. Yan tarafımdaki dörtlü koltukta teyzeler oturuyordu ayaktakilerin hepsi dayıydı. Her taraf dayı. Hiç genç yok. Yakışıklı yok. Off...

"Olmasa da olur" diriririm

"Güneş doğmasa da olur." Diririirirm

Bir durak daha geçip gitmiştim, insanlar surekli iniyor ve biniyorlardı.

Metro bir boşalıyor bir doluyordu. Ama şu an aşırı doluydu ve hiç genç yoktu.

"Gelicek istasyon Turan. Nexsteyşın Turan"

Turan da bari biri binsin yav.

"Tren melemen yönüne gider. Nexsteyşın Menemen"

Hâlâ hiç yakısıklı yok. Her taraf yaşlı. Ama yolculuğum bitecek ya. Hiç oğlan kesemeyecek miyim ben?

Hıh?

Yok kısmetim kapalı benim.

Kesin yani kesin.

"Gelicek istasyon Naldöken. Neksteyşın Naldöken"

Ve yeni bir durak. Kapılar açıldı. Ama giren kimseyi göremiyorum cünkü bulundugumuz vagonun en son kısmındaydık ve arkamızdaki kapıdan biniyorlardı. Dayilardan kapı gorunmuyor.

"Gelicek istasyon Alaybey. Neksteyşın Alaybey."

Yeni bir durak oww acayip yakisikli biri. Üc oglan bir arada ama ben yeşilliye hayran kaldım. SİYAH Kapşonlu bana bakıyor.

"Gelicek istasyon Karsıyaka. Neksteyşın Karşıyaka"

Yeşilli cocuk efsaneydi. Koyu kumral sacları daginik sekilde alnina dusuyor. Kemikli yuzu ve sevimli gülüsü, guzel burnu ve orta boy mukemmel dudakları ile tam bir taş boyu da uzun. Ama ben çirkinim. Evet dogru duydunuz cirkinim.

"Gelicek istasyon Nergin. Neksteyşın nergiz"

Karsımdaki amca kalkmıştı. Ve kız amcanin yerine kaymıstı. Çaprazım boştu. Ve o yesilli yakısıklı oturmuyordu. Arkadaşlar o siyah kapşonlu cocuk surekli buraya bakıyor. Aslında bir suru yakisikli var ama o bir baska.

"Gelicek istasyon Demirköprü. Neksteyşın Demirköprü"

Ve yeni bir durak. Arkadaşlar yeşilli buraya baktı. Gozleri çekikmiş. Off efsane ya. Gülüp onüme döndüm ve ellerimle oynamaya başladım. Etraf güzel kız dolmuştu.

"Gelicek istasyon Şemikler. Neksteyşın Demirköprü"

Yeni bir istasyon.

"Gelicek istasyon Mavişehir. Neksteyşın Mevişehir"

Çok güzel gülüyor Allahsız.

Bir duragım kalmıştı.

Iniyorduk. Ama cocuk burada kalıyor.

"Gelicek istasyon Çiğli. Neksteyşın Çiğli"

Yeminle iniyorduk. Annem ayağa kalktı ve kapıya dogru ilerledi elindeki çocuk arabasıyla metro kapisinin önünde dikildi. Ben de kapının yanına gittim. Ve kulaklığımı kularımdan çıkartıp cebime koydum.

Durak geldiginde indik ve dönüp arkama baktım. Hâlâ bana bakmıyordu. Ama siyah kapşonlu arkadasının gözü üzerimdeydi ona bakıp hayırdır hareketi yaptım. Suçsusuzm der gibi ellerini hafaya kaldırıp teslim olmuş gibi yaptı. Önüme dönüp olumsuz bir sekilde kafamı iki yana salladım.

Annem bana bakıp " Yürüsene kız eve gidip Müge Anlı izliycem" annemin sözleriyle yanına yetiştim. "Geldim annecim."
Eve vardıgımızda odama gecip masamın üzerindeki makyaj kutusundan tırnak törpümü alıp yatagıma gectim. Bir şarkı açıp tırnaklarımı törpülemeye başladım. (Yaşlı Amca - Kader)

Tırnak etlerim ne kadar acısa da bu işleme devam ettim. Sonuçta sonunda güzel bir sey ortaya cıkıyordu.

"Gelsen ne farkederr!"diriririm. Bu şarkı bana Emirhan'cığımı hatırlatıyordu, 6 gün önce beni engelleyen biricik arkadaşım.
Geri geleceğini bildigim için bekliyordum. Umarım gelirdi..

"Gel" diririm

"Farklı ülkelerdeyiz.
Sen ağaçsan ben deniz." Diriririm.

Sadece sol elimi töpülemistim daha fazla devam etmek istemiyordum. Tırnaklarımı ıslak mendille silip. Parlatıcı ojeyi bol bol süremeye başladım. Oh ne güzel oldu. Diger elime daha sonra yapabilirim bence. Yani bir hafta sonra.

Saattler birbirini alıp götürürken annem akşam yemegine çağırmıştı. Çağırmadan önceki süre zarfında sadece müzik dinleyerek zaman geçirmiştim.

Tırnaklarımın hâlâ kurudugunu sanmıyordum. O yüzden dikkat etmeye çalışıyordum. Bozulursa üzülürdüm.

"Off bastı bir kader, gelsen ne farkeder" diriirm.
Şarkıyı mırıldanarak mutfağa gelmiştim. Babam şehir dışındaydı. Kardeşim şu an uyuyordu. Annemin yaptığı brokoli salatasına, yoğurtlu bir meze türüne ve kızartma patates, köfteye baktım. Brokoli aşığıydım. Sofraya geçip kendi tabağıma yemeklerden almaya başladım. Yemegimi yedikten sonraâ "Ellerine sağlık anne." Kendi tabagimi çatalımı ve bardagımı makinaya yerleştirdim. "Kızım işin var mı?" diye soran anneme baktım. "Edebiyat çalışacağım anne noldu ki?"

"Beraber film izleyelim mi diye sormuştum da sen dersini calış yarın akşam izleriz."

"Olur anne iyi geceler." Diyerek odama geçtim.

BÖLÜM SONU

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 27, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KİBAR MISIN SEN YAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin