Oluş ve yok oluş. Tek kalan herşeyi önüne veya arkasına gelen herşey değiştiriyor. İlk günkü gibi kalmıyor kimse. Zaman herşeyi düzeltir felsefesi ile ilerleyen insanlar zamanla herşeyin daha çok kötümserliğe büründüğünü görüyorlar. Depremler gerçekleşiyor birçok zihinde. Kavramlar sözlük anlamları dışında anlam kazanıyorlar. Kötülük iyilik oluyor iyilik ise kötülük. Roller değişiyor yavaş yavaş insan evrimi başlıyor ama bu evrim yıllardır biyoloji kitaplarında görmüş olduğumuz biyolojik bir evrim değil tamamen psikolojik olup yap ve yönet felsefesine göre ilerliyor. Yapıyoruz ve yönetiyoruz. Seviyoruz herşeyin bize ait olduğunu düşünüyoruz ve bir kelime anlamı da değişime uğrayarak evrim geçiriyor. Sevmenin kelime anlamı ; Karşı cinse duyulan hayranlık , kalben hissedilen bir duygu , hoşlantı ve beğeni birikimi. Anlam dışına hareket ediyoruz. Anlamını yitirdiğimiz şeylerdende anlam bekliyoruz. Anlamsız bir sevda peşindeler birçoğmuz. Beynimiz ile hareket etmeyi yanlış anlamış bir toplum olarak sevgiyi de beynimiz ile kirletmiş bulunmaktayız. Karşılık bekilyoruz üstelik bunu beklereken sevdiğimizin herşeyine sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Eşyadan öteye gidemiyor sevdiğimiz insanlar. Kadın erkeğini mutlu ve tatmin ettiği sürece seviliyor. Erkek ise tatmin olup zevklerini giderdiği zaman sevmeye devam ediyor tabi buna sevmek denilirse. Sevgiyi kulanılan bir eşya gibi görüyoruz ve ilk psikolojik evrimimiz burada başlıyor. Günümüz insanı ata erkil terimini yanlış yorumlayıp herşeye erkeğin sahip olduğunu düşünüyor. Kadın erkek eşitliği gelmiş ama psikolojik olarak ve davranışsal olarak bir kadın bir erkekten her zaman daha az işe yarayan daha az kuvvete sahip olan olarak algılanıyor. Yüz yıl önceki hatta bin yıl önceki durumlar başa sarıyor. Kız çocukları cahiliye dönemindeki gibi değersiz olarak gösteriliyor geçmişe yolculuk yapmış gibi oluyoruz ama bazen de geçmişi tamamen bırakmış durumdayız ama iyi anlamda değil kötü bir anlamda. Kadına şiddet eskisinden binayen daha fazla taciz tecavüz ceza verlimiyor nasıl olsa zihniyeti ile sapıkça bir düşünce benimsilenerek devam etmekte kadınlarımız suçsuz yere ölmekteler. Halk buna karşı duyarsız kalmıyor tabiki . İkinci psikolojik evrim devreye giriyor. Cezalandırmak ve bu davranışları duyurmadan yok etmek gibi bir eyleme sahip olan bizler iyliği değil kötülüğü ortaya çıkarıyoruz. Haberler her an kadına şiddeten bahs edip görünende kadını şiddeti kınayan olarak gözüküyorlar yapı gerçek yüzünde ise kadınları mahcup düşürüp afişe etmekten başka hiçbirşey yapmıyorlar. Tv programları dizileri ise bunu pirim biliyor ilk bölümünde kadına tecavüz eden bir adamı sahnleyerek başlıyorlar. Tuaf olanda burada devreye giriyor. Kadına şiddeti kınayan sevgili bizler o tarz dizileri reyting tablosunda birinci yapıyoruz .Kendimizle çelişiyoruz. Üstelik bunun farkıdayız da ama bazen farkında olduğunun farkınana varmamak gerekiyor. Aksi takdirde kötülük yok olur ve insan denilen bizler bu durumda daha da mutsuzlaşırız. Çünkü herşey zıttı ile mümkünlük kazanır birçoğumuzca. İyilik varsa biyerde kötülükte olmalıdır yanıda . Kim zarar görür kim etkilenir düşüncesi rafa kaldırılmış rafta bekleyen eski bir kitap gibi olmuştur bir süre sonra. Üçüncü evrimimiz başlar böyle durumlarda. Ahlaksal görüşlerimizi yitirip ahlaksızsal bir görüş benimseriz. Kadına şiddet gerçekleşir. EŞİDİR SEVER DE DÖVER DE DERİZ. Bir çocuk istismarı olur. AKLI DENGESİ YERİNDE DEĞİL DİYİP SERBEST BIRAKIRIZ. Devlet diye benimseriz birilerini birşeyleri veya bir zümreyi. Benimsemiş olduğumuz devlet devam etiriir kınamış olduğumuz birçok şeyi . KADINA ŞİDDETE DUR DİYEREK DURDURAMAYIZ. Evrimimiz baştan yanlış başladı bizlerin . Yedi yaşından 23 yaşına kadar bir dönemde kirlendik birçoğumuz. Eğitim eğiteceğe yere cahileşitirdi bizleri. Özgürce sorgulamayan insanlar yapısına büründük. Bebeken bile birçoğumuz bu ne demişken şimdilerde neredeyse hçbirimiz bu ne demiyoruz bu niye demiyoruz. 5N1K bizi sadece derslerde takip etmiş . Sırarlarda hayatı öğretiyorlar öğretmenler diyoruz ama birimiz bile hatta birçok öğretmen bile öğrenileni hayata uygulayamıyoruz. Felsefe dersleri görüyoruz ardından meşur bir soru geliyor . HOCAM SİZ İNANÇSIZ MISINIZ ?? Amaçlar ve sonuçları tamamen yanlış algılıyoruz. Sorguluyoruz ama tamamen yanlış şeyleri sorguluyoruz. Laik bir ülkeyiz diyoruz . Haberlerde orda şurda burda din alıp din satıyoruz. Gelişiyoruz ama ileriye doğru değil geriye doğru. Uzay çağına gelmiş o çağda yaşayan insanlarız ama birçoğumuzun cahiliye dönemindekilerden farkı kalmıyor. Halen körü körüne inanıyor körü körüne kabul ediyoruz. Hal böyleyken kadına şiddet olmasın diyoruz. Küçükken erkek çocuğuna OĞLUM HADİ AÇ PİPİNİ diyerek kadına şiddete dur diyemeyiz. Birşeyin iyi olmasını isitiyorsan herşeyi zıtı ile öğreteceksin. Yapar demekle güç vermek yerine olmazların derin anlamlarını öğreteceksin VE öğrendiğin ne varsa öyle yaşayacaksın. Psikolojik bir evrimi geriye değil ileriye doğru gerçekleştirirsin. Aksi cahileşmekten başka bir şey değildir..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ BİR DÜNYANIN GÜRÜLTÜLÜ SOKAĞI
DiversosAşk ne demekti senin için? Sevilmeden sevmek, onun için her gece gözyaşlarını döküp geceleri gündüzlere değişmek mi? Yoksa sevmeyip de sevilip aşkı ve insanların kalbini kırmak mı? Mutluluk ne idi senin için? Bir kelebek kadar ömrü kısa ol...