taehyung, kollarını soğuk balkon demirine dayamış, öylece geceyi izliyordu.
sessizce, sakince.
sigarasını dudaklarına götürdü ve bile, isteye zehir çekti içine. aslında sigara pek içmezdi. hatta neredeyse hiç içmezdi. ayda bir kere falan, o da kafasına estiğinde ama bu sefer içme gereği duymuştu. hatta bu ikinci sigarasıydı. gercekten inanılmaz.
aklına dolan şeyler onu daha da kahrediyor ve daha çok sigaraya itiyordu.
gece soğuk olmakla beraber, bir o kadar da sessizdi. ne bir tek yıldız ne de ay ortalıklarda gözüküyordu. "tıpkı içim gibi..." diye düşündü. "...korkunç bir sessizlik ve karanlık var."
görüş alanına giren tanıdık arabayla gülümsedi ve aşağı, dış kapıyı açmaya indi. yanaklarından süzülen bir kaç damlanın bile farkına varamıyordu.
yoongi arabasını evin önüne park edip cebinden anahtarını çıkardı. dış kapıyı açmaya yelteniyordu ki, kapı bir anda taehyung tarafından açılmış ve ona ait kollar yoongi'nin boynuna dolanmıştı. öylece kalakalmış ve ne yapması gerektiğini kestiremiyordu. ona kızgındı, bu yüzden onu itip, içeri geçip suratına bakmayabilir, ya da kalbine yenik düşüp onu sımsıkı sarabilirdi. ve sanırım ikinci seçeneği seçecekti.
kollarını taehyung'un beline sardı ve titremesinden ağladığını anladığı bedeni kucağına aldı. içeri geçti ve dış kapıyı kapattı.
"yoongi hyung ben...özür dilerim. dün gece yaşananları yeni yeni hatırladım ve ben-"
yoongi onu susturmak istercesine "şşş" 'ledi. taehyung susup kafasını, yoongi hyungunun göğsüne yasladı. yoongi, kucağındaki bedeni koltuğa bıraktı ve üzerindeki ceketi çıkarıp koltuğun başına attı.
sonra taehyung'un yanına oturdu.
"hyung çizdiğim şeyi gördün mü?!"
yoongi, taehyung'un çocuksu heyecanına gülmüş ve kafasını yukarı aşağı sallamıştı.
"evet..."
taehyung istediği tepkiyi alamayınca, somurtmuş ve önüne dönmüştü. yoongi, onun bu hallerini seviyor ve içten içe eğleniyordu. ne zaman barışmışlardı onu bile bilmiyordu. gerçi onlar küs kalamazlardı.
taehyung'u kendine çekip eliyle saçlarını karıştırdı.
"benim güzelim çok yetenekli!"
{...}
taehyung, telefonunu da cebine atmış ve aşağı mutfağa inmişti. yoongi hyungu kahvaltı hazırlıyordu. gülümsedi ve bir müddet onun omlet ile uğraşını, huysuz huysuz homurdanmasını izledi. sonraysa ona yardım için yanına gitti ve bir güzel kahvaltı masası kurup güzelce karınlarını doyurdular.
şimdiyse masada öylece oturuyorlardı. yoongi, bir kaç gazete makalesi okuyordu.
"hyung, ben bugün biraz dışarı çıkmak ve saatlerce dolaşmak istiyorum. uzun zamandır dışarı çıkmıyorum."
yoongi gazeteyi bir kenara bırakmış taehyung'u dinliyordu. sonra hafifçe güldü.
"çık tabi. bir psikolog olarak senin gibi asosyal bir insan için bence güzel bir fikir."
taehyung kaşlarını çattı.
"hah? kimmiş asosyal olan? ben mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•°remember, you are mine with all your soul°• ¡taegguk!
Fanfictionth:"yalnız hatırla bebeğim. zaten tüm ruhumla benimsin." •texting/düz yazı/instagram -kutsaltaekookaskina 🎨