Karakterler:
Erkek: Ekim
Kız: Dünya
(Dünya'nın anlatımı)
Bu gece nöbet bendeydi. Benim doğal olarak uyumamam gerekiyordu. Ve uyumadımda. Yani eğer hastaysamda beni nöbet listesinden çıkarmalarına izin veremezdim. Sonuçta hepimiz burada yaşıyoruz değil mi? Ama gece ölürsem diye yanıma birini diktiler. Konuşurlarken duydum. Ekim'de buna gönüllü oldu tabii. Ben sandalyemde elimde susturuculu bir silahla otururken çıplak, zayıf ve yer yer morarmış kollarımda bir yumuşaklık hissettim.
-Neden üstüne birşey almadın?
Bu arkamdan gelen yumuşak sese ömrümü vermiştim ben..-Görev yerini terk edemezdim değil mi?
-Bu işi çok ciddiye alıyorsun. Sen uyu artık dinlen. Vücudunun buna çok ihtiyacı var.
Yakında bu Dünya'dan göçecek bir vücut..
-Ekim, bence senin benden çok dinlenmeye ihtiyacın var. Haydi ben uyuyamıyorum ama sen. Senin bakman gereken bir sürü insan var. Onların sana ihtiyacı var.-Benimde sana ihtiyacım var Dünya..
-Güneşin doğmasına çok az kaldı. Genede riske girmek istemiyorum. Ama söz güneş doğduktan sonra uyuyacağım. Ve sende benimle.
-Anlaştık.
Yanıma, bir sandalye daha çekip kocaman bir battaniyeyi üzerimize sarmalayarak oturdu. Akciğerlerimden sanki biri iğne batırıyormuş gibi bir ağrı geldi. Ama neredeyse uyuyacak olan Ekim'i rahatsız etmemek için acımı içime attım. Ne zamandır ilk defa uykum gelmeye başlamıştı. Ufukta güneş gerine gerine yükseliyordu. Bende artık vaktimin geldiğini anlamıştım. Yavaşça hissizleşmeye başladım. Öksürük krizim başladığında güneş daha fazla parlıyordu. Benim için doğuyordu güneş. Bu zamana kadar kurtaramayıp bunun nedenini kendime bağladığım insanların yüzleri belirmeye başladı. Ve beni yanlarına çağırıyorlardı. Artık öksürüğüm klasik öksürükten çıkmıştı. Akciğerlerim büyük ihtimalle iflas etmişti. Ekim beni sağlam tutmaya çalışırken güçsüz kollarım beni sandalyede daha fazla tutamadı ve birlikte yere yığıldık. Hayatım boyunca bu dünyadan nasıl göç edeceğimi merak etmişimdir hep. Ama her kime iyilik yaptıysam göçlerin en güzelini yaşıyordum. Hayatımın tek anlamının kollarında. Ekim telaş içinde bilgili birisine haber vermeye gidecekken son kalan gücümle bacağına sarıldım. Ekim vaktimin geldiğini anlayıp çaresizce ve gözlerindeki yaşlarla başımı dizine koyarak kustuğum kanın biraz ötesine oturdu.
-Seni çok seviyorum.. hayatım boyunca sevdim.. lütfen beni bırakma.. sana ihtiyacım var..
Yüzüm Ekim'in yüzüyle karşı karşıyaydı. Hayatımın aşkının kollarında, gözlerim gözlerine kenetliyken son bir defa ona güçlü olması gerektiğini ve onu ne kadar çok sevdiğimi hissettiren bir şekilde baktım. Bunu anlamıştı. Son kez bana sarıldı ve buz gibi soğuk anlıma bir veda öpücüğü kondurdu. Elini kafamın arkasına koydu ve kanla dolan ciğerimi son bir umutla boşaltmak için yana doğru çevirdi. Ağzımdan ciğerlerimdeki kanın bir kısmı boşalasada bu nefes almama yetecek gibi değildi. Bu sırada güneş hızla yükselmeye başladı. Bende bu sırada hayatımın anlamının gözlerinin içinde kaybolmuşken beni uzaklara götürmüştü güneş..
Söz verdiğim gibi hayatım,güneş doğduktan sonra uyuyacağım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYAM'IN SONU
Science FictionYazmaya yeni (çok çok yeni) başladım inş iyi bişiler çıkar jxjzjz