(Ekim'in ağzından)
Bembeyaz suratında kırmızı bir çizgi belirmeye başladı. İlk başta bunun her zaman ki öksürük krizlerinden biri olduğunu sandım.
Ve sonra anımsamaya başladım..
-Ekim!-Ne var? Dedim ağzımda kocaman bir sırıtışla.
Dünya gülerek,
-Yavaşlar mısın öldüreceksin bizi.
Bir anda ikimizde sustuk. Çünkü geçen haftadan beri ölümün geçtiği her cümle bize gerçeği hatırlatıyordu.
Ortamı dağıtmak için aldırmamış bir tavır takınarak,
-Direksiyon bende. Eğer birdaha laf ederseniz meşhur omletimden tatmak zorunda kalırsınız bayan.
Gerçeği hatırladıktan sonra zorda olsa gülerek
-Hayır, herşeye razıyım ama omlet asla.
-Tamam tamam yavaşlıyorum.
İşte geldik..
-Hazır mısın? dedim nefesimi tutarak.-Gerçeği duymak ister misin? Hemde hiç hazır değilim.
Elini sımsıkı tuttum. Bana güvenle bakan gözlerini gördüm. Ve her hafta içten içe eriyeceği onkoloji hastanesine küçük,ama kendinden emin adımlarla yürüdük..
Geçmişi kısa bir süreliğine hatırladıktan sonra gerçeği gördü. Dünya'nın vakti dolmuştu. Son bir çaba sarf ederek doktorun böyle bir durumla karşılaşırsa yaşam şansını artırmak için öğrettiği hareketlerden birini yaptı ve kafasını yan yatırdı. Evet bu Dünya'yı biraz olsun rahatlatmıştı ama bu birazdan olacakları değiştirmeyecekti. Ekim 14 yıldır tanıdığı eşini ölümünden korkarak yüz üstü bırakmayacaktı. Eşinin alnına sıcacık bir öpücük kondurdu. Geri çekildiğinde Dünya'nın acısı sona ermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYAM'IN SONU
Science FictionYazmaya yeni (çok çok yeni) başladım inş iyi bişiler çıkar jxjzjz