Bölüm 13🥀

41 3 0
                                    

       Günler hızla akıp geçmiş ocak tatiline bu gün girecektik karneleri almak için okukula gidip. Daha sonra Dedemlerin yanına Trabzona gidecektik nişan için Cevet dedemle Cevdet dede tutturdular nişan illaki burada olacak diye bizde kalpleri kırılmasın diye kabul etmiştik.
      
       DENİZ gelmiş ve önce Aden ve Akın ı okula bırakmış daha sonrada birlikte bizim okula gitmiştik. Arabadan çıkıp. Okula girdim. Pelin ve Büşra koşarak yanıma geldiler. Çok telaşlıydılar.

      - Anka seni Aysun hoca çağırıyor.

      - Eeee ne var bunda ilk defa çağırıyor ya neden telaş yaptınız.

       - Ama yanında baban var.

       Babam kelimesini duyunca bütün sinirim tepeme çıkmış hızla okula girmiştim Pelin ve Büşra arkamdan koşuyorlardı.Aysun hocanın odasına gelince kapıya vurdum.

     - Gir...!

      İçeri girdim ve babama odaklandım.

      - Senin ne işin var burada karşıma çıkma seni görmek istemiyorum demedim mi?

      - Anka sakin ol kızım yine atak geçireceksin hem babanın sana anlatacaklarım var.

      - Dinlemek istemiyorum hocam gitsin artık.

      - Kızım bence dinlemelisin.

      -Hayır.

      Deyip Arkamı döndüm tam çıkacaktım ki babam:

       - Anka kardeşin ölüyor.!

       - Nee?

     Ben sizi yalnız bırakayım Anka babanı dinle Kızım.

      - Ben yeniden evlendim. Sizin 3 kardeşiniz daha var ve en küçük kardeşiniz kanser ilik nakli olması gerek çok az zamanı kaldı. Diğer kardeşleri uyumlu çıkmadı.

      - Bunca zaman sonra neden buraya geldiğin ortaya çıktı. Ne olacaktı sen bize iyi davranacaksın biz seni afedeceğiz içimizden biri ilik verecek ve sen yine siktir olup gideceksin öylemi.

       - Bak Anka ben babayım evladım ölüyor daha 5 yaşında.

       - Keşke şimdiki çocuklarını düşünürken zamanında bizimde düşünseydin ama hayır hiç birimiz ona iliğimizi vermeyiz şimdi bizden uzak dur ve bir daha gelme yeni bir çocuk yap senin için zor olmasa gerek 3 tane daha yaptığına göre.

     Sözlerimi söyleyip odadan çıktım ve tuvalete girdim. Boş olup olmadığını kontrol edip kapıyı kitlendim ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Ben babayı diyor birde bize neden göstermemiş babalığını sevgisini hep öfkeliydi bize karşı ablamla ve abim azmı dayak ye işleri ondan suçlu suçsuz hep döverdi.

      Hatırlıyorum 4 yaşlarında falandım çocuk aklı işte annem beni yedirmişti babam işten gelmiş oturuyordu annem babama tepside salçalı makarna getirmişti. Babam iştahla yerken gidip yanına oturmuş elimle bir tana makarna almıştım. Babam çok kızmış tı.

         Sen soframa nasıl oturursun Deyip makarna tabağını kafama geçirmişti küçüktüm anlamamış kafama dökülen makarnalar bakıp babam oyun yapıyor sanmıştım. Ama ablamla ve abim ağlıyordu abim beni kucağına aldığı gibi banyoya götürmüştü peşimizden ablamla gelmiş bana temiz kıyafet getirmişlerdi. ESMAHAN ablam bonyo suyu hazırlamış abim beni soymuş ve tabureye oturtup ablaların beni ağlayarak yıkamalarına izin vermişti. Yıkandıktan sonra beni kurulayın giydirdiler abim beni yine kucağına alıp banyodan dışarı çıkmıştı beni alıp odalarına götürürken babam karşımıza çıkmıştı.

      Abim sinir ile bir daha bana dokunacak olursa babamı polise şikayet edeceğini söylemişti. Babamda hepinizin Allah belasını versin Deyip kapıyı vurup çıkmıştı.

      Şimdi babalıktan bahsediyor o zaman bize neden babalık yapmamıştı. Neden bir kez olsun başımızı okşamamıştı. Ne olursa olsun yinede onu severdik çünkü babamızdı. Ama bizi terk edince oda bitti saf nefret kaldı. Ben geçmişi düşünüp ağlarken kapı yumruklanıyor Denizin bağışların duyuyordum.

      - Anka hadi aç kapıyı ne olur bak ben geldim lütfen korkuyorum sana Bi şey olucak diye lütfen aç kapıyı.

     Yerden kalktım lavaboya kaklaştım aynada kendine baktım. Ağlamaktan gözlerim kıpkırmızı olmuştu çeşmeyi açıp elimi yüzümü yıkamış havlu peçete ile kurulmamış ve kapıya yaklaşık açmıştım. Deniz kapı açılır açılmaz içeri girmiş ve bana sıkıca sarılmış tı.

      - Sakın Anka sakın bir daha bunu yapma akım çıktı sana bir şey olsaydı ben ne yapardım.

      Herkez merakla bize bakıyordu

      - Hocam ben iyiyim sağ olun biraz sakinleşmek gerekiyordu kusura bakmayın özür dilerim.

        - Tamam gidelim hadi herkes dağılsın.

      Herkes yavaş yavaş dağılmaya başlamış Pelin ve Büşra bana üzünce el sallayıp gitmişlerdi. Deniz bana destek olmuştu yürümem için.

       - Deniz ben karnemi almadım.

       - Ben aldım merak etme hadi yürü.

       Arabaya gelmiştik deniz beni bindirip kemerimi bağlamış ve şoför koltuğuna oturmuştu. Bana döndü galiba bir şeyler söylememi bekliyordu

       - Şimdi değil biraz kendimi toplayayım sözveriyorum anlatacağım ama önce hazmetmeliyim lütfen eve götür beni biraz dinleneyim daha yola çıkacağız.

      - Tamam küçüğüm dökme incilerini kalbim acıyor. Üzgünüm sözümü tutamadım yanına yaklaşmaya aktı ama yine yaklaştı ve canını yaktı çok üzgünüm özür dilerim.

      - Yapma deniz gözlüm senin bir suçun yok hadi gidelim.

      DENİZ elimi tutup öptü ve arabayı çalıştırdı. Kafamda binlerce soru vardı neden ben neden herşey gelip beni buluyordu ve neden hep yıpratan taraf ben oluyordum

       Çok yorgun hissediyorum çok Allahım artık mutlu olmak istiyorum çok mu şey istiyorum.



Olaylar karışıyor bakalım Anka ne yapacak umarım yeni bölümü beğenirsiniz yorumları bekliyorum beyen meyi unutmayın😉🤗🌹👍

    

      

KADERİN BAĞLADIKLARI (Muhteşem Aşk) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin