1

35 3 1
                                    

    Perdeyi aralayıp son kez dışarıya baktı. Hava kararmaya yüz tutmuş çoban yıldızı ise yeni parlamaya başlayan ayın yanında daha ihtişamlı gözüküyordu.

   İşin tüm gün yoğunluğuna rağmen bugün erken çıkmayı başarmıştı. Çünkü yarın daha yoğun bir gün onu bekliyordu. Evet daha yoğun.

Yarın sabah beş uçağı ile Sırbistan'a gidecekti. Orada açılacak olan otelin son kez gidişatına bakacak ve ihtişamlı olması, ses getirmesi için elinden geleni yapacaktı.

  Yurt dışında açmış olduğu ilk otel olmamasına rağmen, her seferinde, her işinde yaptığı gibi mükemmeliyeti yakalamak istiyordu.

Mükemmeliyet neydi ? Mükemmel olmak yada bir şeylerin tamamen mükemmel  olması için ne gerekirdi ? Yada mükemmeli nasıl  yakalardı insan ? Her zaman bunun savaşını verir ve işlerin de bu sorularla ilerlerdi .

   Otuz yaşına son bir yıl kala,  iş hayatı dışında bir hayatı olmadığının kendisi de farkındaydı ama bu durumdan rahatsız değildi.  İstediğini yapabiliyor, istediğiyle yatabiliyor ve istediği hayatı yaşıyordu . Her zaman aşka inanmış ama duygularına ve kendisine hitap eden kadını bulamadığı için, dışı mükemmel olan kadınlarla mükemmel geceler geçirip yoluna devam etmişti.

Aile baskısı üzerinde yoktu. Annesi onu doğururken vefat etmişti. Babası ise öldüğünde kendisine on yedi yaşında Türkiye'de iki otel bırakmıştı
Ama babasının ölümü umurunda değildi. Çünkü kendisini bildiği yaştan beri ortalama dört, beş yaşlarında ondan şiddet görmeye başlamıştı. Vücudunun bazı yerlerinde hala izini taşıdığı için de nefreti hiç bitmemişti ona karşı.
Babası öldükten sonra ki zamandan günümüze kadar geçen on iki yılda ise çalışmalarının karşılığı almış, Türkiye'de oteller zincirini devasa bir boyuta taşımış ve yurt dışına da son beş yılda onuncu  oteli açacaktı.

Başarı ve para ..

İkisi birbirini kovalayan ve  temel prensipleri olan bu iki etken maddenin altında ,şans olduğuna asla inanmayacak bir adamdı Devrim.

     Devrim Ravanoğlu.

    Mükemmeliyeti arayan bir adam mükemmel gözükmezse tezatlık ortaya çıkar. Daha ergen zamanında imkanlarını sonuna kadar kullanan paranın ve görüntünün açamayacağı kapı olmadığını düşündüğünden kendine sonuna kadar bakmaya devam eden biri.

    Silah ve dövüş sporlarına olan düşkünlüğü ile tanınan İstanbul'un belki de zengin olup playboy olarak gözükmemeyi başaran tek adamı. Sinsi ve iş prensipleri sayesinde adının kadınlarla anılmasına izin vermeyen yapısı dışarıdan mükemmel bir imaj çizse de, kendisi en başta bunun böyle olmadığının farkında  ama seksi ve kadınlara olan düşkünlüğünü kusur olarak görmeyecek bir yapıda.

   Kahve makinesinin çıkardığı ses ile mutfağa ilerleyen Devrim,  bardağını alıp tekrar salona ilerledi. Kendisini deri koltuğa bırakıp, ayaklarını sehpaya uzattı ve azıcık ağrıyan başına inatla kahvesinden bir yudum alıp o zengin aromanın tadını çıkardı.

   İstanbul'daki otelin en üst katında kendine özel odası vardı. Ekstra evde yaşamakla uğraşmak yerine otelde yaşamak daha cazip geliyordu.  Her istediği elinin altındayken bir de evle uğraşmak saçma diye düşünüp odayı kendisi tasarlamış ve evden bile daha konforlu hale getirmişti.

Asistanı gündüzden valizini hazırlamış olduğu için yapacak bir işi yoktu.  Kendisi de bugün zaten bir şey yapmak istemiyordu. O yüzden hafif loş olan odada sessizliğin verdiği iç huzurla kahvesini içip uzanmaya devam etti.

...

Devrim koltukta uyuya kalmış ve saat gece üçe gelirken otel odasının kapısının çalınmaya başlaması bir oldu . Asistanı Sevdan gelmişti. Yirmi beş yaşında , kumral minyon tipli bir kadın olan Sevdan bir buçuk yıldan fazladır asistanlığını yapıyordu. Zeki ve kendinden emin yapısı sayesinde çalışmaya ve Devrim'e katlanmaya devam etmişti. Her ne kadar bazen zorlansa da iş hayatı her yerde aynı diyerek sonuna kadar durmuştu işinin başında.

YAPBOZ CİNAYETLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin