Başlangıç...

571 14 5
                                    

Zorla toparlanarak kendime geldim.Yaşadıklarımın etkisi hala üzerimde ne yapacagımı ,nasıl olacagı hakkında pek bi fikrim yok.Zaten uzun zamandır böyleyim. En iyisi daha iyi olmak için bir kahvaltı yapmam lazım.Yataktan kalkarak salona geçtim.Derin bir nefes alarak mutfaga geçip ,çayı koydum ve patetesleri soymaya başladım .Genelde bunu çok yaparım; bir işle ugraşarak yaptıklarımı düşünürüm benim için bir çeşit terapi. İyi geliyor bana. Herneyse işte , bu arada hazırladım kahvaltımı. Bugün pazar acaba evde oturup yalnızmı kalsam? Yoksa dışarı çıkıp kalabalığın arasına mı karışsam? Dur bir dakika ikisini bir arada yapacagım. Hemen üzerimi değiştirip dışarı çıkıp kitapçı ya gidecegim. Bir kitap alıp eve dönecegim. Zaten bu böyle hep . Kendimi mutsuz hisetigimde , yalnız hisetigimde ,kitaplara sıgınırım çünkü ben kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.Bana ilham veriyorlar.Mutluluk kayangım. Alacağım kitabı karar verdim.HİKMET ANIL ÖZTEKİ 'NİN "ELİF GİBİ SEVMEK" Bu kitabı bayadır istiyordum. Bugüne kısmetmiş. Uzun kırmızı bir elbise giydim ,siyah işlemesi beline kadar geliyor ,siyah bir şal taktım. Botlarımı giydim. Deri ceketimide giyerek tam oldum işte. Dışarı çıktım . Merdivenlerden inemeye bayılıyorum aslında ama bazen ne kadar çok öfkelensemde. Evim iki katlı ama merdivenler dışarıda yani tam olarak üst katta 3 oda var. Burası işte bana ait olan yer . Alt katta ise ev sahibim var . Otuzlu yaşlarda bir kadın ve kırklı yaşlarda kocası , ve üç tanede çocukları hepsi çok tatlı çocuklar. ilkokula gidiyorlar. Neyse iste indim aşağıya.
- Canım nasılsın ? Hayırdır nereye böyle? dedi gülümseyerek Gülseren abla.
-Allaha Şükür gayet iyiyim. Sen nasılsın kitabevine gidiyorum. Ne bu koşuşturma telaşlı görünüyorsun.
-Ah!! Sorma Akşama misafirlerim var Kayseriden 1 hafta önce geldiler şimdi bana gelecekler. Birde şu çocuklarda uğraşıyorum. Hem bu arada çok güzel görünüyorsun.
Tebessüm ettim
-Kolay gelsin sana o zaman. Eger erken gelirsem sana yardım ederim.
- yok kızım sen keyfini bozma ben hallederim.
Bu arada bahceyi düzenliyordu Gülseren abla.
-Eee kimmiş bu gelenler?
Akrabalarınmı?
-Yok canım eski komşularımdı. Yıllar önce Kayseriye taşınmışlardı. Şimdi ziyarete gelmişler bana da ugrayacaklarmış işte . Ama çok severim onları. Onlarda beni tabi.
-İyi ne güzel işte akşam hasret giderirsiniz.
Yürüdüm aşşagıya dogru inen yokuşu yaz ayı olmasına ragmen ince ince rüzgar yüzüme vuruyordu. Kitabevine vardım. Hemen aldım kitabı eve dönmek istemiyorum. Ahhh!! Öğrencilerim.. Karşıdan gülüşerek geliyorlar. Hepsini çok seviyorum. Öğretmenlikde ilk senemdi. İlk seneme rağmen adımı duyurmuştum. Ve kolay geçmişti . Tabi yaşadığım diger sorunları saymassak .
-Hocam ,hocam sizi burdan görmek ne kadar güzel . Dedi yeni liseye başlayan ögrencim. Gözleri nasılda parlıyordu .
-Benim içinde öyle canım. Kitabevine geldim. Siz napıyorsunuz ?
-Bizde kızlarla öyle bir gezelim dedik. Bu günün güzeliğini kaçırmayalım.
-Ahh ! Gayet iyi yapmışsınız. Ehh hadi ben sizi tutmayayım.
-Seneye görüşürüz hocam.
Güldüm ,oysaki ne kadar küçük seylerden mutlu olan biriyim. Üzülmeyi hak etmiyorum.
Eve dönerken markete uğramayı ihmal etmedim. Bol bol çikolata aldım. Üzüntülü anlarımda lazım olur..
Off yine ayakkabılarımı batırdım. Eh tabi Trabzon burası yokuşuları ,inişleri var. Ve genelde yağışlı . En çok sevdigim yanıda bu zaten. YAĞMUR .... insana huzur veren şeylerden birtanesi . Yagmur yine atıştırmaya başladı. Hemen evin yolunu tuttum. Yukarı çıktım. Aldıklarımı yerlerine yerleştirirken bir yandan da bu yaz ne yapacagımı düşünmeye başladım. En azından okul olunca bir şeylerle uğrasıp kafamı dagıtıyordum. Ama şimdi boşum. Ailem Kayseriye çağırıyorlar. Ama gitmek istemiyorum. Buradan ayrılmak hep zor gelirdi bana şimdi daha bir acıtıyor canımı. Onlara en az bir ay daha burada olacagımı ,okulla ilgilenecegimi söyledim. Hepsi beni çok seviyorlar buna eminim. Elimde degil yalnız kalmak istiyorum. Hele de Kayseride neler olacagı tahmin ediyorum. Katlanamam buna. Neyse bu düşüncelerden sıyrılıp , aşagıya indim. Ama inmeme zaten Gülseren abla hazırlamış herseyi bana bir şey kalmamış. Saat 05.30 geliyor. Erken daha. Hem zaten gelmediler , gelsinler ben yukarı cıkacagım. Ama Gülseren abla bırakmayacagını söylüyor. Beni onlarla tanıştıracakmış. Ahh!! Ne güzel degilmi?? Tanımadıgım insanlarla ne konuşacağımki. Tek ortak yanımız var , oda kayseriden gelmiş olmaları neyse işte ya. Bi gelsinler bakalım . Belki iyi anlaşırız.....
Tam yukarı çıkmak için kapıdan cıktımki...... işte o an
Vurulmuşa döndüm karsımda O duruyor. Kalbim deli gibi çarpıyor. Ugruna herşeyi verebilecgim , hiç düşünmeden gel derse gelecegim birisi var karşımda.. Allahtan yanımda kimse yok ve rezil olmayacagım. Gözelerini dikmiş bana bakıyor. O da şaşırmış gibi. Hem o benden daha çok belli etti kendini.........
-YUSUFFFF....
Öyle içten söyledimki . Taaa kalbimden geldigine yemin edebilirim..
Beni duydumu bilmiyorum. Ailesi geldi yanına. Hepsi beni gördüğüne şaşırdı. Ama Sevim abla ...
-Peykerrrrrr.... diye bagırıp yanıma gelip sarıldı. Ben de ona elimden geldigince karşılık verdim. İki erkek kardeşi var . Ikiside beni selamladılar. Küçük kız kardeşi ise gelip sarıldı bana. O sırada Gülseren abla gülerek geldi.
-Aaaaaaa !! Siz tanışıyormusunuz..
Sevim abla gözelerimin içine bakarak
-Evet Kayseriden çok yakın arkadaşımın kızı. Annesiyle iyi bir arkadaşlıgımız oldu. Peyker' i de çok severim. Ne çok anımız oldu degil mi Peyker ??
Tebessüm ettim zorla oysaki ağlamamak için kendimi zor tutuyordum..
-E -E-evettt" dedim
Gülseren abla zor durumda oldugumu anladıki ,
-Eh hadi içeri yagmur yagacak birazdan..
Göz ucuyla baktıgımda bana baktıgını gördüm. En azından ben biraz sakinleştim. Ama O donmuş bir şekilde durup kaldı. Annesi seslendi.
-Yusuf hadi hala orada ne duruyorsun?
Yürümeye başladı. Hemen Gülseren ablaya dönüp
-ıııı şey benim yukarıda işlerim var. Cıkmam lazım kusura bakmayın..
Gülseren abla şaşırdı biraz. Üsttelemeye başlayacaktıki dolu gözlerle baktım ,oda bana tamam der gibi baktı.Sevim abla ise bana acıyarak bakıyordu. Hemen kaçmak istedim ordan . Yerin dibine girmek istedim . Onlar içeri girdiler. Hepsiiii.... Merdivenleri sendeleyerek çıktım. Hemen kendimi yatağa attım. Aglamak istiyorum. Zor geliyor ben onun için ne kadar ağladım şimdi çok zor geliyor. Ayağa kalktım telefonu elime aldım. Rehberden annemi bulup aramaya çalıştım ama elim titriyodu ve sesim ağlamalıklıydı. Ama birileriyle konuşuşmak , içimi dökmek istiyorum. İlk defa böyle bir şey istiyorum. Sebebini bende bilmiyorum. Ama artık dayanamam.
-Alooo. Anne
-Peyker ne oldu ? Sen iyimisin? Sesin hiç iyi gelmiyor
-Anne iyi degilim zaten. Nolur hiç konuşmadan beni dinle . Birilerine anlatmak zorundayım. İçimde tutamıyorum. Anne O geldi. O burda. Tam aşagıda. Napıcam ben anne napıcam?? Bunu hissetmek çok acı . Uzun zamandır ilk defa bu kadar yakınımda. Ben bu acıyı ne kendime ne de ona yaşatamam. Hem nişanlandıgı kızada yazık. Onu göremem, onun mutluluguna şahit olamam..?
-Tamam kızım hemen atla gel yarın. Sakın gelmem diye ısrar etme yoksa oraya gelir seni kolundan tutup getirim okul felan dinlemem..
-Tamam yarın geliyorum sabah erkenden..
-Sen şimdi sakin oluyosun ve derin derin nefes alıyosun. Benide burada merakda bırakmıyosun. Tamam mı?
-Tamam..
Telefonu kapattım. Annem haklıydı. Sakin olmam lazımdı. Hemen duşa girdim. Su bana iyi geliyordu hep. Yine işe yaradı. Bu sırada saat 10.50 ' di. Dışarı çıktıklarını duydum. Vedalaşarak ayrıldılar. Cesaret edip cama cıkamadım. Eşyalarımı hazırlayıp , yatağa girdim.

=YUSUF=( Onun ağzından)

O 'nu görünce kendimden geçtim. Yaşadıgım en güzel bir andı uzun zamandır. Hafızamda hatırladıgım yüzünden daha da güzelmiş. Hafif sarı ince kaşları, ne dolgun ne de ince olan dudakları ama en çokda gözleri öylesine derin bakıyorduki gidip sarılasım geldi ama yerime mıh gibi saplanmıştım.O'nu hep aradım,yokluğunu hissettim. Bana aşkı anlatan, gösteren tek kişiydi. Ve O nu kaybetmiştim. O kadar çok zoruma gidiyorki bu kadar sevipte O na bir "Merhaba" bile diyememek . Acaba beni unutmuşmuydu ? Hayır olamaz , beni görünce ne kadarda şaşırdı. Gözünden bir damla yaş aktı. Onunki dışarıya, benimki ise içime akmıştı. Hemen eliyle sildi gözyaşını. Benden daha güçlüydü. Adımı söylediğini duydum gibi oldu. Kalbime öyle bir dokunduki . Beni hep bekleyeceğini söylemişti. Bende O'na ne olursa olsun gelecegimi söyledim. Ne olursa olsun gidecegim O'na.

ÇÜNKÜ

O' NU ÇOKK SEVİYORUM...♥♥♥♥

Unutma sebastiyan " Sevgi tüm farklılıkları yener ""

Günlügüme bu kadar yazı yeter. Hemen uyuyup , sabah O'nun yanına gidecegim

Peyker ♣
Sabah erken kalktım. Saat 07.30'du. Otobüs biletimi terminalde alacaktım. Biraz erken galiba. Herneyse ama Gülseren abla bi haber bile vermeden gittigimi duyunca çok kızacaktı. Ama burada kalamazdım. Ne olursa olsun gidecektim. En iyisi gülseren ablaya not bırakmak olacak. Eşyalarımı alıp aşşagıya indim . Notu bırakmak için ayakkabılıga yaklaştım. Notu tekrar okudum.
Gülseren abla sana haber vermeden gittigim için özür dilerim. Ama şu aralar burada kalmak istemiyorum. Geri döndügümde görüşürüz. Seni seviyorum hoşçakal....
Bence gayet iyi bir nottu. Terminale gitmek için dolmuşa binecektim. Durağa dogru yürüdüm. Biraz erken oldugu için durakta beklemek zorundaydım. Ben zaten hep bekledim . Bıkmadan , usanmadan bekledim. Sonunun nereye varacagını bilmeden bekledim. Ama ne gelen oldu , ne de bir sonuç elde ettim. Kazanan kimdi sahi ? Bekleyenmi ? Bekletenmi ? Yada ikisidemi kaybetti ? Hiç böyle olabilecegini düşünmemiştim. Şimdi sırf aynı şehirde nefes almamak için kaçıyordum. Bu benmiydim ? Ama ben degil , beni bu hale getirenler utansın. Sanki havada nefesi vardı . Boguluyordum. Onun burada oldugunu bilmek bile yaşam kaynagıydı benim için . Ama ben ne yapıyordum ? Arkama bile bakmadan kaçıyordum . Kendim için ,onun için, daha fazla sabredemiyorum. Öyle dalmıstımki bu düşüncelere birinin bana seslendigini sonradan duydum. Duraktan kalkıp baktığımda ise karşımda duruyordu...
-Yusuf ne işin var burada ? Nereden biliyorsun burada olduğumu ? Bana dogru yaklaştı gözleri hep gözlerimdeydi . Utanmıştım aslında ve çok hoşuma gitmişti.
-ıııı şey sabah seninle konuşmak için evinine geldim. Biliyorum erken ama sabah uyuyamadım. Seninde uyumadıgını tahmin ederek geldim. Sonra Gülseren ablaya bıraktıgın notu gördüm. Ve burada olacagı tahmin ettim Peyker...
"Peyker" adımı agzından duymayalı çok olmuştu ve içimde garip bir his oluştu. Kendimi hazırlayarak konuşmaya başladım.
-Neden geldin ? Daha benimle ne konuşmak istiyorsun?
-Tamam önce bir sakin ol. Haklısın buna hakkım yok ama kendimi durduramadım senin yanında olmak istedim . Seninle konuşmak istedim eskisi gibi...
Bence bunu söyledigine o da pişman olmuştu " eskisi gibi" hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacagını o da biliyordu. Ama bunu neden söylemiştiki ? Gözlerini devirdi. Bende cevap vermedim. Sadece baktım. O da devam etti..
- Biliyorum eskisi gibi olmayacak ama eskiyi çok özlüyorum. Her an , her saniye bunu düşünüyorum. Aklımdan bir an bile çıkmıyorsunki ?
- Saçma sapan konuşma. Sen nişanlı bir erkeksin bana bunları söylemen yakışık almaz. O kıza yazık ....
-Peyker anlamıyosun? Ben o kızla nişanlanmak istemedim. Babam bana bunun uygun olacagını söyledi ve bende o sıralarda aklıma yattı çünkü ne yapacagımı bilmiyorum. En dogru seçenegin bu oldugunu düşündüm ama yanlış düsünmüşüm. O kadar çok pişmanımki.
Sana inanmak için nelerimi vermezdim ama olmuyor işte bana hiç yalan söyledigini görmedim , duymadım. Bana bakıyordu o güzel gözleriyle. Sarılmamak için kendimi zor tutuyordum. İçimden dua ettim ve Allah benim duamı kabul etti. Dolmuş geldi.
-Ama bu olanları degiştirmez. Dolmuşum geldi gitmem lazım . "
Gitme der gibi baktı. Zaten bende gitmek istemiyordum. Ama gitmek zorundaydım. O 'nu çok seviyordum . Kolumdan tuttu .....
-GİTME....."
Gözümden yaşlar akmaya başladı. Bu sırada dolmuş kornaya bastı. İrkildim sanki kendime geldim kafamı hayır dercesine salladım. Ve dolmuşa bindim...

AŞKIN SEN HALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin