Dolmuşa binip en arka koltuga geçtim. Cama yaslandım. Ama O hala duraktaydı. İlerlemeye başladı dolmuş. Herkesin bana baktığı gördüm. Çok utandım. Ama şuan hiç kimse umrumda degildi. Kendi halim bile umurumda degildi. Nasıl gözüküyordum ? Aslında biliyordum nasıl gözüktügümü. Gözleri kıp kırmızı, yanakları kızarmış biri. Agladığım da hep böyle olurdu zaten. Ama bunu düşünecek halim yoktu. Söylediklerini düşünemeye başladım. O haklı olabilirdi. Dediğim gibi bana hiç yalan söylememişti. Ve şimdi de yalan söylemiyordu artık bundan emindim. Çünkü bana en son lise son sınıfdayken, yalan söylemeye kalkışmıştı ama eli ayagı birbirene girmiş ve gözlerine devirmişti. Ne kadar da belliydi. Bense gülmüştüm. O haldeyken bile o kadar yakışıklı gözüküyorduki. Şimdide fazla degişmemiş. Sadece biraz olgunlaşmış. Bu Her halinden belli . Sarı saçları, ela gözleri , ne tombul ne de zayıf olan yüźü ve hâlâ göz alıcıydı. Ama madem istemiyordu neden hâlâ bu konu ortalıktaydı. Neden hâlâ konuşuluyordu. Bunu gayet iyi biliyordum çünkü kız kardeşim olan Kevser bana Kayseri'de ne olup bittigini söylüyordu. O söylemek istemiyordu benim üzüldüğümü sanıyordu ama öyle degildi. Ben onun mutlu olduğunu, hayata devam ettiğini duyunca daha çok mutlu oluyordum. Yusuf mezun olduğu lisede rehber öğretmenliği yapıyordu ve ikinci senesiydi. Ve doğal olarak ailesi evlenmesini istiyodu.
-Abla geldik. Sen terminalde inemeyecekmiydin ??""
Şoförün sesiyle irkildim. Gelmiştik . Hemen indim. Kasiyere gidip biletimi hemen aldım. Bu arada saat 09.40 'a geliyor. Otobüsün kalkmasına 20 dk var. Otobüste içimin ezilmemesi için bir şeyler yemem lazım. Eger yemezsem sonu belli. Oradaki marketten bir şeyler aldım. Çantamdan kitabımı çıkardım. Ama hiç canım okumak istemiyordu. Bu arada otobüs kalkıyordu , hemen bindim. Yerime oturdum. Hareket halini aldı otobüs. Kulaklığımı taktım ve birden bire o şarkı çaldı. Oysaki ben bilerek açmamıştım.Hasretinden yandı gönlüm
Yandı yandı söndü gönlüm
Evvel yükseklerden uçtum
Şimdi düze indi gönlüm .......Hıçkırarak ağlamaya başladım. Etrafımdakilerinin bana baktığı hissetmeyecek kadar kötüydüm. Yanımdaki abla beni sakinleştirmeye çalıştı.
-Tamam canım. Sakin ol kafanı getir omzuma koy. Hadi biraz uyumaya çalış.
Dediğini yaptım. Çünkü karşı koyamayacak güçsüzdüm.Yusuf ♥♥
Durakda öylece kalakaldım. Direğe yaslandım. Haklıydı bu konu bu kadar dallanıp budaklanmamalıydı. Hemen bu işe bir çözüm bulmalıydım. Eve gittim . O şuan Kayseriye gidiyordu. Benimde gitmem lazımdı. Ama gidemezdimki buradakilere ne söyleyecektim. Daha geleli kaç gün olmuştu. Kapıyı annem açtı ve şansıma evde herkes uyuyordu.
Kötü oldugum her halindem belliydi. Ama artık annemle konuşmam lazımdı ve tam sırasıydı.
-Anne bak beni dinle."
-Yusuf biliyorum dün Peykeri gördün ve eskiye döndün. Ama kendine hakim ol.
-Tamam haklısın ama anne şu nişanlılık olayı canımı çok sıkıyor. Babamla konuş ve bu olayı bitirin artık.
-Ama oğlum nasıl olur kızın ailesine haber verdik. Aranızda söz bile kestik. Nişanınıza da az kaldı. Şimdi ne diyecegiz biz onlara ?
-Anne zor bir anımdı kabul ettim. Ne olur beni kurtar. Boğuluyorum. Ne bana ne de o kıza haksızlık edemem. Kardeşim gördüğüm biriyle nasıl evlenirim. Babam ve babası bizim adımıza karar verdiler. Bende boşluguma geldi evet dedim. Anla beni nolur anla .
Agladım. Ama bundan hiç utanmadım.
-Tamam tamam. Böyle yapıp benide üzme. Ama biliyorsunki Peykerlede bir araya gelemezsiniz. Bir umut etme oğlum. Benden yana sorun yok biliyorsun.
-Tamam.... seni seviyorum anne..beni anladıgına sevindim.
Ayaga kalktıp ,banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadım ve oturma odasına geçtim. Saat daha 10.00'du. Yapacak bişey bulmalıydım. Ama daha ben bulmadan herkes teker teker kalkmaya başladılar ve annem kahvaltıyı hazırladı. Kardeşim televizyonu açtı ve bende ona daldım. Hep birlikte kahvaltıya oturduk. Tabi hepsi konuşuyor ama bn ne dediklerini bile duymuyorum.
-Yusuf
-Yusuuuuff " dedi babam. İlk başta duymadım. Ikinci söylemesine duydum.
-Efendim.
-Bugün ne yapmayı planlıyorsun acaba??
Babama baktım cevap vermedim. Babam ne zaman bu kadar katı olmuştu? Hep yumuşak anlayışlı babama ne olmuştu? Yıllar onu bu hale getirmişti. Yaşadıkları herkese gibi onunda ağırdı biliyorum.
-Yusuf sana soruyorum ?
-Bilmiyorum " dedim yüzüne bile bakmadan.
-Tamam o zaman. Benimle beraber geliyosun. Hem Salih beyle nişan konusunu konuşuruz. Senden yanımızda olur fikrini söylersin.
Beynimden vurulmuşa döndüm.
-Baba bu nişan olmayacak . İstemiyorum.
Masadaki herkes şaşkına döndü. Annem zaten bildiği için kafasını önüne eğdi. Babam ise bana bakıyordu.
-Bu ne demek ? Ha ne demek ? Sen ne söylediğinin farkındamısın ? Bizi rezilmi etmek istiyorsun?
-Baba özür dilerim. Ama bunu yapamam. Bu bana çok büyük bir eziyet.
Babam masaya elini vurdu. Sanki gözünden alevler saçılıyordu.
-Yusuf bunu sen istedin kimse seni zorlamadı. Sen evet dedin. Yalan mı ? Şimdi ben onlara ne derim ?
-Tamam evet ben dedim ama o zaman ne haldeydim bilmiyorum ? Sadece intikam almak istiyordum. Boşluktaydım baba yardım edecek kimse yoktu bana.
-Sen o halde en başından düşünecektin. O kızın hayatını mahvetmeden düşüncektin. Anladınmı beni ? Kendinden başkasını düşünmüyormusun ? Bu saçmalığı aklından çıkar eminim tanıdıkça seversin." Babam haklıydı. Herkes başını öne egmiş bir tek annem bana bakıyordu.
-Bu ne kadar kolay degilmi baba ? Ama kolay tek şey bunu söylemesi. "
O sırada annem lafa girdi.
-Yusuf bu konuda haklı Mustafa. Bunun söylenmesi kolay. Tamam sende haklısın oğlumuz bir hata yaptı. Simdi bu hatayı biz sürdürüyoruz. Daha fazla ilerlemeden halletmemiz lazım bu böyle gitmez. Bile bile hayatını mahvedemeyiz.
Babam bir an duraksadı. O da ne yapacağını bilmiyorduki . Ne yapmıştım ben böyle ? Nasıl düşünmeden hareket etmiştim. Evet koskoca bir hata yaptım.
-Yeter sizinle ugraşmıyacagım. Size laf yetiştirem belliki siz karar vermişiniz. Ama bilesinizki ben bunu onaylamıyorum. Agzımı açıp Salih beye hićbir şey söylemeyecegim. Nasıl hallediyosanız halledin.
Kapıyı vurarak evden çıktı. Gerçekten çok kızmıştı. Ama başka çarem yok. Masadaki herkes birbirine bakıyordu. Eminim biri kalkıp öfkesini kusacaktı. Erkek kardeşim benim neler yaşadığımı biliyordu. Bu haksızlığı bana yapmazdı. Ama bu görevi kız kardeşim üstlendi.
-Abi bunu neden yapıyorsun ki ? Emine abla gayet iyi ve güzel bir kız. Tamam Peyker abla da iyi biriydi ama o sana acıdan başka bir şey vermedi. Babamı bu kadar kızdırmamalıydın.
Ama hiç bir şey bilmiyorduki. Sadece acı kısmını biliyordu. Ama benim hayatım her şeyiyle güzeldi. Başımı önüme eğdim. Beni kurtaran annemdi yine.
-Zeynep sana düşmedi bu konu hakkında böyle konuşman. Sen daha ne biliryosunki böyle konuşuyorsun ? ..
Zeynep sustu bana baktı. Daha altıncı sınıfa gidiyordu. Annem masayı toplamaya başladı.
-Hadi kalk bakalım şu sofrayı kaldıralım.
Kendimi çok yorgun hissediyordum. Ama bu konuya bir çare bulmam lazımdı. Yukarı çıkıp yatağa uzandım. Düşüne düşüne uyudum. Annem akşama yakın beni uyandırdı. Aşagıya indigimde Emine ve annesinin olduğunu gördüm. Annem çagırmış onları belliki. Annemi mutfaga çagırıp Emine 'yle konuşmak istediğimi söyledim. Annem tamam deyip içeri geçti ve içerdekilere söyledi. Emine mutfaga geldi. Masaya oturması için işaret ettim. Konuşmaya nasıl başlayacagımı bilimiyordum .
-Emine bir şey içermisin ? Veya bir şeyler yemek istermisin ?
-Yoo teşekkür ederim sen uyurken biz bişeyler yedik zaten.
Tamam der gibi başımı salladım. Şimdi ne diyecektim ki ? Bana baktı. Ne diyecegimi O da merak ediyordu.
-Emine seninle konuşmak istediğim bir konu var. Aslında lafı fazla uzatmak istemiyorum. Ama ne diyecegimi de bilmiyorum. Seni üzmek aklımın ucundan bile geçmez ama bunları mecbur söylemek zorundayım. Ne sana ne de kendime haksızlık edemem. Emine ben bu nişanın olmasını istemiyorum.
Evet sonundan söylemiştim. Ama Emine şokka girmiş gibiydi. Titreyen sesiyle
-Neden" dedi.
Ne diyecektim şimdi? Ben seni degil başka bir kızımı seviyorum diyecektim. Başımı öne eğdim.
-Emine bak ben daha kendimi hazır hissetmiyorum. Size geldiğimiz zaman kendimi alıştırmıştım ama şimdi zorlugunu anlıyorum.
-Yusuf daha yeni başladık. Ne gördün ki ? Ne zorluğundan bahsediyorsun ?
Haklıydı.....
-İşte daha başlamadan anladım , hissettim. Beni anla lütfen.
Ağlamaya başladı. Ama ben ne yapabilirdim ki. Sevmediğim biriylemi evleneyim yani.
- Peki ama ben şimdi aileme , çevremdekilere ne derim? Buranın nasıl olduğunu biliyorsun. Laf yapmazlar mı ?
-Sırf ne derler diye , hayatımı onlara göre ayarlayamam.
-Senin için kolay tabi söylemesi. Sen burada oturmuyorsunki , Kayseriye gideceksin ve unutacaksın herşeyi. Peki ya ben?
-Ne yapmamı istiyorsun? Bunu yaparak hayatımızı mahvettmek mi istiyorsun ?
Ağlamaklı gözlerle bana baktı ve içeri gitti. Bende içeri girdigimde annesi annemle vedalaşıyordu. Belliki o da söylemişti annesine. Bana dik dik bakarak evden çıktılar. Anneme döndügümde ise bana bakıyordu.
-Bakalım daha başımıza neler gelecek?
-Anne kötü düşünme lütfen.
-Neyse tamam. Ben gülseren ablangile gidiyorum. Hem birde Peyker'e de uğramış olurum. Dün kızla pek konuşamadım.
-Peyker gitti anne. Şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Ve bir açıklama yapmam lazımdı.
-Sabah onun yanından geliyordum. Onunla konuşmaya çalıştım ama beni pek dinlemedi. Şimdi Kayseri yolundadır.
-Aaaa ben seni sabah yürüyüşünden geliyosun sanmıştım. Çünkü her zaman bunu yaparsın .
-Sabah daha fazla uyuyamadım. Hemen yanına gidip konuşmak istedim. Ama bu nişanlılık olayı belliki onu çok üźmüş. Bu yüzden hemen gelip seninle konuştum.
-Anlıyorum. İyi tamam o zaman ben akşam yemegini hazırlayayım. Baban şimdi gelir.
Evet babamın gelmesine az kalmıştı. Bana çok sinirli olduğunu biliyordum. Evdekilerle beraber televizyon başına oturdum. Ama izlediğim televizyon degildi. Peykeri düşünüyordum. Hep hayallerine ulaşmak için çabaladı. Ulaştıda zaten. Edebiyat ögretmeni olmak istiyodu okulu kazandı. Trabzon da okumak istiyordu okudu hatta burada ögretmenliğini bile yaptı. Şimdi ne yapmayı planlıyordu. Ben bunları düşünürken odaya babam girdi. Yüzüme bile bakmıyordu. Kardeşlerimle konuştu. Yemeğe geçtik. Saat 21.30 'a geliyordu yemekten kalktığımızda. Yemek boyunca hiç kimse konuşmadı. Babam dışarı çıktı. Onunla konuşmak istiyordum ve bende arkasından çıktım. Bahçedeki masada oturuyordu. Yanına oturdum. Karşı manzaraya bakıyordu.
-Yaptığımız şeylerden hesaba çekilen yine biz olacagız. Artık sorumluluk sahibi bir insan olman lazım. Yaşın yeterince var bu konuları anlamak için. Ben yaşlandım artık çok yoruldum. Sen ne yaparsan yap , sana ne kadar kızarsam kızayım bilki herzaman yanındayım.
Bu söylediklerine çok şaşırdım. Benim onunla konuşmam gerekirken o benimle konuşuyordu. Ve devam etti.
-Tabi bu söylediklerimle şımarma" dedi ve gülümsedi bana bakarak.
-Baba çok teşekkür ederim. Seni üzmeyecegim diyemem hayat bize daha neler gösterecek ama daha dikkatli ve düşünerek hareket edecegimi söyleyebilirim.
-Biliyorum. Annen söyledi Peykerle karşılaşmıssın. Şimdi neden böyle düşündüğünü anlıyorum. Ama ne olursa olsun doğru karar ver.
-Beni anladıģına sevindim. Ben biraz yürüyüşe çıkacagım.
Tamam dedi ve kafasını salladı. Kulaklığımı taktım ve yokuştan inemeye başladım..........
![](https://img.wattpad.com/cover/26986123-288-k557945.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN SEN HALİ
Romance-Sana bir şey sorabilirmiyim ? +Tabiki sor -Sana seni seviyorum, benimle sevgili olurmusun felan degil. Şaskına dönmüştüm. Bende böyle bir soru bekliyordum. Ona baktım konuşmaya devam etti. -Beni ne olursa olsun BEKLERMİSİN? hepsi kolay şeyler ben s...