Sonata of Magic | Part 1

7.4K 464 1.8K
                                    

Part 1 Sözcük: 3174

      Ilık bir bahar günüydü ve kampüsün en kalabalık olduğu saatlerdi. Hogwarts Üniversitesi öğrencileri güzel havanın tadını çıkarmak istercesine dışarı dökülmüşlerdi. Dersi olanlar dışında kimse kalmamıştı bina içlerinde. Mimarlık öğrencisi Draco Malfoy ise kampüsün en büyük bahçesinde, banklardan birinde oturuyordu. Bahçenin ortasında yapay bir gölet vardı. Gölet kenarında ise öğrencilerin kullanımına sunulmuş bir piyano duruyordu. Neredeyse kimsenin çalmadığı bir piyano... Müzik bölümü üç ay önce yerleştirmişti ama birkaç kişi dışında ilgilenen olmamıştı. Müzik öğrencileri bazen geliyor, birkaç parça çalıp gidiyorlardı. Onlar dışında diğerleri başına oturuyor, sosyal medya hesaplarına yüklemek üzere fotoğraf çekiliyor ve kalkıyorlardı. Arkadaşlarının gelmesini bekleyen Draco, piyanoyu tam da bu amaç için kullanan üç kızı kınayan bakışlarla izliyordu.

      "Yine kimi yargılıyorsun içinden?" Blaise, Draco'nun yanına otururken onun bakışlarını takip edip piyanoyu ve kızları gördü. "Şimdi anlaşıldı, yine-"

      "Bırak şimdi onu!" Pansy, Blaise'in sözünü keserek Draco'nun diğer yanına oturdu. Bir bacağını banka doğru çekerek tamamen Draco'ya dönmüştü. "İddiayı kaybettin, tatlım."

      Draco, yargılayıcı bakışlarını piyano tarafından ayırıp Pansy'ye döndü. "Geç kaldınız."

      "Aman," derken saçlarını geriye savurdu Pansy. "Blaise'in suçu. Tin tin kullanıyor arabayı, seksenlerinde dede sanki."

      "Yuh be kızım! Kaçla gelseydik? Makyajımı yaparken geç kaldım demiyor da..." Draco ona döndüğünde fısıldayarak, "Yirmi dakika kapıda bekledim," dedi.

      "Duyuyorum!" diye cırladı Pansy. "Bekleyeceksin tabii, erkek arkadaşım değil misin?"

      Blaise çaresizce homurdanırken, Draco keyifle gülmüştü. Blaise göz devirdi. "Sen rahatsın tabii," dedi. "Kıyafet seçerken, makyajını yaparken saatlerce bekletilmek gibi derdin yok."

      "Bu kadar şikayetçiysen sana da bir erkek bulalım, Blaise." Pansy, Blaise'e öldürücü bakışlar attıktan sonra bir anda sırıtarak Draco'ya döndü. "Neyse, keyfimi hiçbir şey bozamaz. İddiayı kaybettin dedim, Dray!"

      "Ne iddiası?" diye sorarken oldukça ilgisizdi Draco.

      "Sana Jackson ve Claire'in sevgili olduğunu söylemiştim!" Pansy telefonunu çıkarıp Draco'nun suratına doğru tuttu. Ekranda bahsettiği iki kişinin bir fotoğrafı vardı. Altındaysa kalpli bir açıklama. "Ödeme zamanı," diyerek telefonu indirdi Pansy.

      "İddiaya girdiğimizi hatırlamıyorum bile," dedi Draco.

      Blaise sırıttı. "Sen olmadıklarını söyledin. Pans ise olduklarını. İddiaya girmene gerek yoktu dostum, girdiğini söylüyorsa girmişsinizdir. Biliyorsun."

      "Aynen öyle," dedi Pansy. "Acaba ne istesem..."

      Pansy sessizleşmiş, düşünmeye başlamıştı. O sırada gürültülü bir grup geçiyordu bahçeden. Draco'nun bakışları yedi kişilik arkadaş grubunda dolaşıyordu. Hepsi üniversitenin futbol takımındaydı ve son iki yıldır kaptanları sayesinde üniversiteler arası turnuvalarda şampiyon olmuşlardı.

      "Seninki yok," dedi Blaise. Anında Draco'nun ters bakışlarıyla karşılaşmıştı. "Sustum."

      "Susma tatlım," dedi Pansy. Düşünme seansını bitirmişti sonunda. "Kaptanı kestiğini biliyoruz, Draco."

AU | Mini-Stories | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin