Yeni Şehir Yeni Ev

73 5 1
                                    

İnsanın yaşamının değişmesi ne garipti bianda doğduğun büyüdüğün bir şehirden bambaşka bir şehire gitmek. Hiç tanımadığın bilmediğin yerlere gitmek ne garipti. Kimse gelmemişti yolcu etmeye gerçi kim gelebilirdi ki. Kimseye söylememiştik yeni bir hayata basliycağımızı. Kime söyleye bilirdik ki bütün akrabalarımız annem ve babam vefat ettikten sonra bizi düşündükleri için değil miras için gelmişlerdi yanımıza hepsinin ağzında aynı kelime vardı kizlar bizim yanımızda dursun miras bize kalsın.
Ah zalimsin hayat o kadar zalimsin ki herkesin derdi para olmuş.

Sadece Umut yanımızda olmuştu. Süt kardeşim annesi doğumda öldüğünden beri annem bakmıştı ona kardeşim yerine onu koymuştu. Süt hırsızı olduğu için mi bilinmez çok benzerdik Umutla herkes bizi kardeş sanardı. Belki aramızda kan bağı yoktu ama biz can bağı ile kardeştik Çukur'um ile.

Yorucu bir yolculuğun ardından nihayet Zonguldak'a giriş yapmıştık. Kayra denizi izliyordu. Ankara da deniz olmadığı için uzun uzun izliyordu.  Umutta yavaş yavaş ilerliyordu daha uzun baksın diye bizim hep hayalimizdi babam emekli olunca deniz kenarına yerleşmek onlar olmasa bile bize nasip oldu çok şükür diyerek bende Kayra ile beraber denizi izlemeye koyuldum. 10 dakikalık yolu yarım saatte gelmiştik. Daha önce Zonguldak a hiç gelmemiştim ama Umut burda okuyup kalmıştı. Evimizi de o hazırlamıştı.  Kayra çok istemişti buraya gelmeyi ama Ankara'dan ayrılma fikri son anda zorlamıştı onu bir yanı gelmek isterken diğer yanı kalma taraftarıydı. 18 ine girecek genç kızdı artık Kayra kendi kararlarını alabilecek yastaydi artık. Hem üniversitesi de buradaydı.

Evimiz deniz kenarında huzur doluydu çünkü bizim evimizdi. Üç kardeşin yeni yaşantısı için yeni eviydi.

Bahçesi kocamandi, güller ve nergislerle doluydu. Evimiz iki katlıydı. Üst katında 4 tane oda vardı. Alt katında kocaman bir salon bir oda ve mutfağı vardı. O kadar güzeldi ki eski evimize çok benziyordu. Umut  arkaslariyla evdeydi biz gelince o da ayrıldı o evinden salonu çok güzel dizayn etmişti. Gri tonlarında L koltuk vardı ortasında takımını tamamlayan sehba tarzı bişey vardı. Ve karşı duvarında kocaman bir TV vardı. Mutfağa girdiğim geniş bir yemek masası ve sandalyeleri vardı. Mutfaktan bahçeye çıkan bir kapı vardı. Burası da siyah ve beyaz tonlarında dizayn edilmişti mutfak malzemeleri hepsi tam di hiç bir eksik yoktu. Odaya girdiğimizde Umut burayı oyun odası halinde düzenlemişti PlayStation tavla okey ve langırt masası vardı hepsini o kadar güzel dizyn etmişti ki hiç biri göze batmadan çok güzel duruyordu. Yerlerde oturmak için minderler vardi. Bu çocuk gerçekten de bizim ne sevdiğimizi çok iyi biliyordu.

Üst kata çıktığımızda  4 tane oda bizi bekliyordu.

İlk olarak Kayra'nın odasına girdik.

Tam kayra'nin istediği gibi borda siyahtı.
Tam Kayra lik bir oda olmuştu onun istediği gibi bir oda.
Kayra odasında kalıp Umut ile ikimiz benim odama geçtik siyah gri ve beyazın muhteşem uyumu vardı odamda herşey o kadar güzel yerleştirilmişti ki Umut un tek başına yapma fikri artık saçma gelmeye başlamıştı.

-Umut sen bu evi tek başına hazırladığına emin misin?
-Neden ya yapamaz mıyım ben tek başıma
- Bu kadar duzenleyemezsin. Bari beni kandırma.
- Ya tamam saklamiycam senden zaten kizcan.

-Dinliyorum dökül.

- Nare ile beraber hazırladık. Yani daha doğrusu düzeni o halletti.

- Nare kim mi diye sorayım yoksa benden neden gizlediğini mi?

- ya şey Nare arkadaşım gizlemek değilde sürpriz yapmak istedim.

- arkadaş nasıl bir arkadaşmış bu benim niye haberim yok.

- daha yeni tanıştık sayılır. Anlatma fırsatım olmadı.

- Umut arkadaşın mi yoksa

- arkadaşım ya hemende kötü dusunuyon.
- kötü düşündüğüm falan yokki Nare derken gözlerinin içi gülüyo. Çukurlar daha çok beliriyo.
- Meyra benim çukurlarım hep çıkıyor.
- Umut herkesi kandıra bilirsin herkesi.
Ama unutma beni kandıramazsın seni senden daha iyi tanıyorum.
- Bilmiyorum Meyra ne hissettiğimi.
- Güzel kız belli.
-ya Meyra kapat hadi konuyu. Hem sen daha benim odamı gezmedin.

-gezelim yavrum gel.

- yürü Meyra yürü.

Umut ile beraber odasına geçtiğimizde benim odamın kopyası vardı resmen. Süt hırsızı odamı da çalmıştı 😂

- Ya umut bu oda resmen benim odamın aynısı.

- Ne kızım senin oda takımın çok hoşuma gitti napiyim yanı.

- insan farklı rengini alır. Hadi renk hoşuna gitti farklı modelini alır.

- Ya ama Meyra.

- Süt hırsızı nelolcak

- canım kardeşim unutma ki ben senin abinin

- He canım bir günle abimsin

- abin miyim sonuçta abinim.

- he Umut he

- Bende seni seviyorum kardeşim

-Kopek hadi diğer odaya bakalım.

Diğer odaya geçtiğimizde bomboş bir oda vardı. Ama her tarafında güller ve Nergis çiçekleri vardı saksılar içinde.
Sebepsizce mutlu olmuştum bu odada.

- Bu oda sana ait kardeşim istediğin gibi düzenle. Gülleri ve nergisleri çok seviyosun odana koyamazdim gece uyurken sana kirli hava vermesini istemem. O yüzden hepsi burda sen nasıl mutlu olacaksan burda öyle dizayn et. Ha birde unutmadan küçük mescidimizi yaparsın buraya olur mu.

- Kardeşim burası çok huzur verici biryer bütün gün burda durabilirim.

-Sen nasıl istersen öyle olsun kardeşim.

- Umut bak şu duvari boylu boyuna kitaplık yapalım. Bu tarafına okuma kitaplarımızı buraya da dini kitaplarimizi koyalım. Bak şu karşı duvara da ailelerimizin resimleri . Şuraya bı masa atalım. Lazım oluyo ister istemez cam kenarına da iki koltuk koyalım ki gün ışığında derslerimizi verebilelim.
Küçük mescidimizi buraya kuralım. Ben getirdim. Annemizden kalan seccadelerimizi.

Odanin içinde bir o yana bir bu yana dolaşıp duruyordum. Umut sessizce beni izliyordu. Yüzümdeki gülücükler hep bu çocuk sayesindeydi. Gel de sevme süt hırsızısını.

- Kuzum tamam yavaş ol. Sakın!

- Umut bu oda çok güzel ama

- Meyra odada hiç bişey yokki.

,- olmaz mı herşey var ama sen görmüyorsun.

- Ne varmış bu odada?

-Ne mi var bu odada bizim kardeşliğimiz var. Bizim huzurumuz var. Ya sen varya çocuk iyiki varsın. İyiki benim kardeşimsin.

-Meyra sende benim iyikimsin. Sen olmasan siz olmasaniz ben ne yapardım şimdi düşünsene bı siz benim canımsıniz.

Umut ile birbirimize sarılıp kaldık ne kadar zaman geçti bilmiyorum bile sanki o an zaman durmuştu. Umutun omzu da en az bu oda kadar huzur vericiydi çünkü.

- Meyra, Meyra

- hı efendim.

- canım sana çağırıyorum duymuyosun.

-dalmisim oda o kdar güzel ki anltamam sana

- Canım kardeşim hadi gel sana Nare ile tanışmamisi anlatayım.

-nerde anlatcan

-Bahce ye ne dersin.

- Kucağında götürür ve cay demlersen olabilir.

-seni ben tasiycam ben öyle mi?

-Hi hı

İmkansızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin