Lena kendini hiç olmadığı kadar huzursuz hissediyordu. Bir şeyler olduğunu anlıyor ancak henüz tam olarak ne olduğunu bilmiyordu. Ablasının eve geliş saatinde ayaklanarak kapıya doğru ilerledi. Her zaman olduğu gibi tam zamanında ablasını karşılayabilmişti. Ablası Lena'ya pek çaktırmasa da onu severdi. Ama bugün olduğundan daha soğuk davranıyordu. Ablasının arkasından eve giren Lena hemen odasına girdi. Bugün evdekilere gözükmemesi gerektiğini sezmişti. Tabletini şarja takarak ders kitaplarını çıkardı. Mutsuz olduğunda ya da çaresiz olduğunda daha çok ders çalışırdı. İleride mutlu olmak için şimdiden kendini hazırlıyordu. Bayan Bertie kapıyı tıklatarak içeri girdi. Bir müddet içeri göz gezdirdikten sonra düz bir ifade ile odadan ayrıldı.
Uzun bir müddet ders çalışan Lena odasında su bittiği için mutfağa doğru ilerledi. Salonda Bayan Bertie ve ablası bir şeyler konuşuyordu. Lena'yı görünce konuşmayı bıraktılar. Lena onlara aldırmadan mutfağa girerek sürahisini doldurdu. Masanın üstündeki yemekleri gördüğünde acıktığını o an anladı. Buzdolabını açarak kendine ait olan yemeklerden birkaçını alarak yukarı odasına çıktı. Ne yapması gerektiğini, nasıl hareket etmesini gerektiğini bilmiyordu. Ondan her ne gizleniyorsa bunu deli gibi merak ediyordu. Bay Barlow neredeyse dört gündür eve gelmemişti. Lena babasını çok sever ve değer verirdi. Bay Barlow'da kızını her şeyden çok severdi, bu yüzden kimse Lena'ya dil uzatamaz, onunla uğraşamazdı. Çünkü eğer ona karışırlarsa karşılarında Bay Barlow'u bulacaklarını biliyorlardı. Bayan Bertie bile biraz ileri gitse karşısında Bay Barlow'u bulurdu.
Bay Barlow yetenekli bir askerdi. Upuzun boyu ve neredeyse iri sayılabilecek bir cüssesi vardı. Oldukça da yakışıklıydı. Genellikle cuma akşamları izinli olurdu. Bu akşamlarda ise arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi tercih ederdi. Bay Barlow o gece de eve gelmedi. Lena uyandığında masada olduğunu fark etti. Yorgunluktan uyuya kalmıştı. Genleştikden sonra üstünü düzeltti ve banyoya doğru ilerledi. İşlerini halledip tekrar odasına geldi. Bugün oldukça erken uyanmıştı. Masasının üstünde duran dünden kalma tabakları ve bardağı alarak aşağıya mutfağa indi. Çalışan henüz gelmemişti, bu yüzden kendi bulaşıklarını kendi yıkamak zorunda kalmıştı. Buzdolabını açarak kendi yemeklerinden biraz aldı.
Genelde Lena'nın yemekleri hep ayrı olurdu. Bunun sebebini öğrenmeye çalışsada bir süre sonra peşini bırakmıştı. Tepsisini alarak odasına çıktı. Masasını toplayarak tepsiyi masaya yerleştirdi. Her yerde silgi artıkları ve post-it doluyu. Elindeki lokmayı ağzına götürürken derin bir iç çekti Lena. Diğer yaşıtlarını düşündü. Onların hayatını. Sonra kendi hayatına bir baktı. Bu kadar erken büyümek zorunda mıydı. Bu yaşta bu kadar yük ona fazla değil miydi? Lena da diğer yaşıtları gibi hiç bir şey düşünmeden sadece eğlenmek istiyordu fakat onun gelecek kaygısı vardı. Düşüncelerinden ayrılmasını sağlayan şey kapının açılmasıydı. Lena kaşlarını çatarak kapıyı açan kişiye baktı. Kapıyı açan kişi mutfak çalışanıydı.
Ayrıca Lena ile de ilgileniyordu. Zavallı kadın Lena'nın bakışı altında her zaman eziliyordu. ''Kapıyı çaldım ancak cevap vermediniz, hala uyuyorsunuz sandım özür dilerim.'' Lena her zaman çalışanlar ile arasında bir mesafe bulundururdu. Ama bu kadına özel olarak biraz daha soğuk davranıyordu. ''Sorun değil bir daha olmasın. Üzerimi değiştirip geliyorum.'' Kadın odadan çıktıktan sonra son lokmasını da yutarak bugün giyeceği kıyafetleri seçmeye gitti. Genelde sade giyinirdi ve buda kıyafet seçme konusunda ona artı katıyordu. Hızlıca üzerini giyindi ve odasına döndü. Tabakları tepsiye koyarak masayı toparladı. Saçlarını taradı, camları araladı, çantasına kalemliğini atarak aşağıya indi. Bayan Bertie ve ablası Clena çoktan hazırlamış kahvaltı masasına oturmuşlardı.
Masaya kısa bir bakış atan Lena babasının orada olmadığını anlayınca ayakkabılarını giymek için arkasını dönmüş ilerleyecekti ki annesi seslendi, ''kahvaltı yapmayacak mısın?'' Tekrar dönerek Bayan Bertie ile göz göze geldiler, ''hayır teşekkür ederim erken çıkmam gerektiği için biraz erken yaptım kahvaltımı sizlere afiyet olsun, iyi günler.'' Kafasını tamam alamında salladı Bayan Bertie. Lena ise hızla ayakkabılarını giyerek dışarı çıktı. Şoföre bugün arkadaşıyla gideceği yalanını söyleyerek evden ayrıldı. Nadiren yalan söylerdi fakat cidden bugünlerde kendini çok kötü hissediyordu. Biraz yalnız kalmak istiyordu. Kulağına kulaklığını takarak ilerlemeye başladı. Yaklaşık 20-25 dakika sonra okula vardı. Derin bir nefes alarak bahçeden içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çaresiz..
ChickLitGerçek bir hayat hikayesinden uyarlanmıştır. İsimler değiştirilmiştir.