bu sadece James ile ilgili olacak, yani jily sahneleri ya da aşk sahneleri olmayacak, eğlence için yazılmış bir kitap zaten.
Snape'in büyüsünü ben uydurdum bu arada öyle bir büyü yok zöaşzlkrkx
not: biraz sonra okuyacağınız kişiler de benim hayali karakterlerim olacaktır.
şöyle tatlış, güzel yorumlarınız ile beni mutlu ederseniz çok sevinirim!
iyi okumalar!♡
•••
bir|"çılgın bir adam ve garip bir kadın"
James, kapalı olan gözlerini zorlukla açarken içine doğru çekildiği için kasılmış olan midesinin ağrısı ile beraber inledi.
"AMAN TANRIM!" diye bir ses duydu. Kulakları sağır olma derecesine gelirken, zorlukla doğruldu; burnunun ucuna gelmiş gözlüğünü eliyle geriye ittirerek kısık gözlerle karşısındaki kişiye baktı.
"Profesör?" diye mırıldandı, bir tahmin yürütürken. Hâlâ bulanık görüyor, başı feci derecede dönüyordu. Biraz önce yaşadıklarını bile daha yeni akıl edebilmişti.
"Ne profesöründen bahsediyorsun, çocuk!" diye bağırdı karşısındaki kadın tekrar. James elini başına koyup yüzünü buruşturdu. "Lütfen... bağırmayın."
"Sen buraya nasıl gelebildin!"
James, gözlerini kırpıştırırken görüntülerin yavaş yavaş netleştiğini, vücudundaki ağrıların fark edilebilir şekilde sızladığını hissetti.
Karşısındaki kadına bakarken, aynı onun attığı türden tiz bir çığlık attı ve geriye doğru gitti korkuyla.
"GODRIC!" dedi, bağırarak. "SEN NASIL GELDİN BURAYA?"
"Aynısını ben de sana sormuştum!" Kadın ters bir şekilde yanıtladı. "Benim tablomda ne işin var? Arkadaşlarınla gürültü yaptığın yetmiyormuş gibi bir de tabloma mı musallat oldunuz?"
"Tablo mu?" James kekeledi. Belki de bu, hayatı boyunca Lily'e karşı bile kekelemeyen çocuk için bir ilkti. "Ben tablonuza falan girmedim!"
"Etrafına bak, seni pis çocuk." James, bu tabloyu biliyordu. Hogwarts koridorlarında çocuklara sataşan ve oldukça sinirli birisiydi.
James, Huysuz Audrey dedikleri, uzun burnu ve siyah cüppesi ile yeşile kaçan ten rengi olan kadına tereddütlü bir bakış attıktan sonra, bakışlarını etrafta dolaştırdı ve daha bir tiz çığlık -daha çok, Quidditch maçında kızların attığı türden bir çığlık- attı ve gördüklerinin hayal mi olup olmadığını teyit etmek için gözlerini ovuşturarak tekrar baktı.
Döşenmiş oda, oldukça gerçekçi görünüyordu. Yeşil bir koltuk takımı, onun yanında duran kahverengi dolap ve binlerce kapı duvarlara dayanmıştı. Onun haricinde oldukça büyük bir ekranı andıran, çerçeveli bir şekilde kenarları döşenmiş karşı duvar ise tamamen boş denilebilirdi.
İşte orada Hogwarts koridorları vardı, meşaleler ile kuşatılmıştı ve aslında olması gereken yer, zemin, şu anda boştu. Oldukça yüksekteydi ve hey, karşıdaki tablo horluyordu.
Canlı televizyon şovu gibiydi, tek farkı sanki tribünde oturuyormuş gibiydin.
"Hayır, hayır, hayır..." diye mırıldandı, çerçevelerin kuşattığı büyük alana doğru giderken, elini öncelik olarak uzattı ancak bir güç, hem de çok büyük bir güç tarafından geriye doğru atıldı.
![](https://img.wattpad.com/cover/212641348-288-k770806.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
obscurity imagines ℘ james potter.
Fanfiction[tamamlandı.] Bulanık çekilen fotoğraflar arasında gizlenmiş ayrıntıyı fark etmek oldukça zordu. James Potter, pekâla Lily Evans'ın arkasından koşan ve sevgisinden vazgeçmeyen birisiydi. Tabii, bu koşuşturmalar arasında kendisini bir tabloya hapsed...