iki|"sir cadogan'ın görünmeyen sarayı"

601 86 154
                                    

bir de james'i sonsuza kadar tablolara hapsediyormuşum :D

güzel ve tatlış yorumlarınızla beni mutlu ederseniz çok sevinirim!

iyi okumalar!

•••

iki|"sir cadogan'ın görünmeyen sarayı"

"Kim benim yasak topraklarıma girmeye cüret eden kişi?" Boynunu kesen kılıç yüzünden yüzünü buruştururken, ağzından çıkan tıslamaya engel olamamıştı.

"Kı-kılıç-" derken, şovale görünümlü adam kılıcını James'in boynundan çekti ve yavaşça boynunda yol alan kan'a kısa bir bakış attı. "Buraya gelmenin bedeli," dedi, yavaşça. "Sen, başka ülkelerin şovalyesi, adın nedir?"

James, kanayan boynunu eliyle tutarken, şokla baktı karşısındaki adama. Kehanet sınıfına her zaman gördüğü ve eğlendiği adam, Sir Cadogan, şu an ona kılıçla saldırıyordu!

"Benim, Sir Cadogan." dedi şaşkınlık ve acıyla, James. "James. James Potter."

"Oh!" Sir Cadogan, yüzünü kaplayan miğferini yukarıya doğru kaldırdı ve yaşlı yüzünü ortaya çıkardı. "Sen, Hogwarts soytarısı! Burada ne arıyorsun?"

James, boynundaki keskin acının yavaşça dindiğini hissederken elini boynundan çekti ve baktı. Kana bulaşmış eli yavaşça temiz hâline geri dönüyordu.

"Siz- büyü yapabiliyor musunuz?"

"Burası benim yuvam, Soytarı." James, soytarı kelimesi ile ters bir bakış atsa da bir şey söylemedi. "Her şeyi yapabilir burası."

"Mesela beni, Profesör McGonagall'ın ofisine götürebilir misiniz?" James, yeniden filizlenen umuduyla sordu. Bu Sir Cadogan, gerçek anlamda kafa dengi bir adamdı. Fsrklı delilikleri olmasına rağmen Çapulcular ile oldukça iyi anlaşırdı.

"Elbette!" Sir Cadogan, hazır ol duruşuna geçerken kılıcını dik bir şekilde, omuz hizasında tuttu. "Bir yuvarlak masa şovalyesi, halkı için -hele bizim için çalışan bir soytarı için- her şeyi yapmaya hazırdır."

"Peki," derken, bakışlarını etrafta gezdirdi James. Tabloda göründüğü gibi oldukça yeşillik bir alan ve kahverengi, büyük sayılabilecek bir midilli vardı. Biraz şişmandı ama güçlü olduğu belli oluyordu.

"Hep burada mısın?" dedi, merakla. Çılgın Emrick'ten alamadığı cevabı belki de Sir Cadogan'dan kolaylıkla alabilirdi.

"Hayır, soytarı." James, gözlerini devirdi ancak Sir Cadogan görmeyerek içli konuşmasına devam etti. "Kral Arthur'un sarayında bana ayırtılan özel bir yerim var."

"Ya?" James, Hogwarts koridorlarındayken Sir Cadogan ile konuşmanın daha eğlenceli olduğuna karar kıldı. Ya da dostları o sırada yanında olduğu içindi, tam olarak bilemiyordu.

"Evet," Sir Cadogan başıyla onayladı. "İstersen sana orayı gösterebilirim -ama sakın, Kral'a bir soytarıyı odama aldığından bahsetme. Kesinlikle onurum, vicdanım ve rütbem kirlenir."

"Ben soytarı değilim, Sir-"

"Bu ne vahşet!" Sir Cadogan, kılıcını tekrar James'e doğrulturken dehşetle konuştu. "Sen kötü yollara düşmüş, orada da kandırılmışsın! Sana cezanı vermeliyiz! Kimse yerini sorgulayamaz burada!"

"Ne-" James, Sir Cadogan'ın kılıcını hareket ettirdiğini gördükten sonra ayaklarının yere basmadığını hissederek bakışlarını yere çevirdi. Yavaşça havaya doğru yükseliyor, Sir Cadogan kılıcını her hareket ettirdiğinde o tarafa doğru gidiyordu. Belki de şu anda soytarı yerine kukla demek daha doğru olurdu.

obscurity imagines ℘ james potter.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin