1

12 0 0
                                    

İnsanların kahkaha sesleri yayılan caddelerden birindeydi yine. Noel arifesinde her yer böyle değil miydi? Soğuk ama sıcak... Uzak ama yakın... Nefret ediyordu bu ikilemden. Ve yalan ilişkilerden.. Birkaç gün sonra yolda görseler yüzüne bakmayacakları sevgililerine seviyormuşcasına kocaman gülümseyenlerden, yakın olmadığı halde sırf aile adlı bağları olduğu için bir araya gelip sahte samimiyet saçanlara hepsinden nefret ediyordu. İstediğini yapabilen kararlı insanlar toplumca önder olarak kabul ediliyor ve hayranlık besleniyor lakin hiçbir zaman onlar gibi olmaya çalışmıyor kimse. Lider bir fikir sunarsa her yerde o fikri savunuyor, o kötülerse kötülüyor, desteklerse destekliyor insan. Herkes yalnız kalma korkusuyla birbirini taklit ediyor. Kendine ait bir yargısı olan kişiler ise diğerleri üzerinde mutlak hakimiyet kurduğunu düşünüyor ki haklılar da. Bu dünyadan bu yüzden ümidi kesmişti. Düzeltilemeyeck bir biçimde çürüyordu ve kimse dile vurma çabasına girmiyordu.

Gerçekten mutlu olan kaç kişi vardı? Ya da gerçekten aşık? Veya dost? Layıkıyla aile olan var mıydı peki? Her şey çoktan tükenmişti. İnsanlar kazandıkça kaybettiklerinin farkında değillerdi. Veya fark etmek istemiyorlardı.. Bilinmez. Adalet kelimesi sadece toplumdaki düzenle bağdaşıyordu artık. Doğru ve yanlışın bir önemi yoktu. Yasal ve yasal olmayan vardı.

Hiç kimse suçsuz değildi. En masum olan bile kendi çıkarı için susuyordu zamanı gelince. Gülücükler değerini yitirmişti. On yedi yıllık yaşamından çıkardığı şeylerdi bunlar. Küçükken iyi biri olduğunu düşündüğü herkese tekrar bakınca görüyordu artık. Herkesin kendini korumak için takmış olduğu maskeyi..

Çalan çan sesleri duyunca gözlerini yukarı dikti ve patlayan havaifişekleri izledi bir süre. Ardından üşüyen ellerini cebine koyup evine doğru yol almaya başladı. Gökyüzü bile masum değildi artık.

RegenerandumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin