SİHİRLİ ŞEKER

62 32 0
                                    

Ertesi sabah uyandığında Ayşe'nin masasının üzerinde kırmızı bir şeker duruyordu. Rengi gerçekten de göz alıcıydı. Giyindikten sonra şekeri cebine koydu Ayşe. Herhalde, onu oraya annesi koymuş olmalıydı.

İşte yine sıradan bir sabah, diye düşündü Ayşe. Kendinde bu sabah özel bir şey hissetmiyordu. Yani sihirli ayakkabısının hissettirmesi gereken türden bir şey. Esneyip kahvaltısını etti, servisine bindi.Yol boyunca da cebindeki kırmızı şekerle oynadı.Şekeri avucunun içine koydu ve gözlerini ondan ayıramadı.

Okula yaklaştıklarında tam şekeri ağzına atacaktı ki, serviste yanında oturan bir çocuk dirseğine çarptı. Az daha şekeri düşürecekti! Çocuğa:

- Biraz dikkatli olsana!

- Affedersin, dedi çocuk.

Şekeri yine cebine koydu. Sonra yemeye karar verdi. O gün ilk ders beden eğitimiydi. Servisten indikten sonra spor salonuna gitti Ayşe.Soyunma odasına girdi.Orada üstünü değiştirdi.Ders başlamadan önce de kırmızı şekeri ağzına attı.

Spor salonunda her zamanki gibi sıra oldu öğrenciler. Öğretmenleri Füsun Hanım geldi. Öğrencilere, her zamanki gibi spor salonunun çevresinde iki tur atmalarını söyledi.Ayşe de diğer öğrenciler gibi koşmaya başladı.Ağzında şeker varken kendini daha dinç hissetmeye başlamıştı.Koşarken hiç yorulmuyordu.Oysa herkes, yorulup yavaşlamıştı.Ayşe ise aynı hızda koşmaya devam ediyordu.Gerçekten koşuyu en çabuk Ayşe bitirdi, bu duruma kendisi de şaşırmıştı.Şaşkınlığını üzerinden atamadan öğretmenleri onları tekrar sıraya soktu.Isınma hareketlerini yaptırmak için gönüllü bir öğrenci istedi.Ayşe hemen elini kaldırmıştı.Öğretmen:

- Gel Ayşe, dedi. Kendini arkadaşlarının ortasında buldu. Bitmeyen bir enerjiyle doluydu. Isınma hareketlerini yaparken de bu enerjiyi tüm bedeninde hissetti. Isınma hareketleri bittikten sonra öğretmen onları serbest bıraktı. Selin, hemen Ayşe'nin yanına gelmişti. Ona:

SİHİRLİ AYAKKABI - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin