UYKUSUZ GEÇEN GÜNLER

58 33 4
                                    

Günler günleri kovalıyordu. Ayşe uyumadan yaşamanın harika bir şey olduğunu düşünüyordu. Günün her saati her şeyi yapabiliyordu ve hiç yorulmuyordu. Sanırım en güzeli de buydu. Geceleri bilgisayarında oyunlar oynuyordu. Annesinin de babasının da uykusu ağırdı. Yani onu fark etmeleri imkansızdı. Sabahlarıysa herkesten önce kalkıyor, kahvaltıyı hazırlıyordu. Annesi de babası da her sabah şaşırmaya devam ediyordu.

Ayşe'nin sınıfında çantasının ağırlığından şikayet eden bir arkadaşı vardı. Adı Nergis'ti. Ayşe, Nergis'e kitaplarını her gün taşımayı, ertesi gün de ders programına göre seçip getirmeyi teklif etmişti.O da memnuniyetle kabul etmişti. "Sınavlar yaklaşırken bütün kitaplarını getiririm." demişti Ayşe. Öyle ya, sihirli şeker sayesinde bu işi hiç yorulmadan yapabilirdi. Ne de olsa çantası Ayşe'ye bir kuş tüyü gibi hafif geliyordu. Bu duruma Selin çok şaşırmıştı.Ağzını kocaman açarak:

- Ayşee, sen ne kadar da güçlüymüşsün! Hiç yorulmak bilmiyorsun, demişti.

Sihirli şeker sayesinde beden eğitimi dersinin de en hızlı koşan öğrencisi olmuştu Ayşe. Bu durum beden eğitimi öğretmeni Füsun hanımın da dikkatini çekmişti. Ayşe'yi bu başarısı için kutlamıştı.

Mayıs ayı gelmişti. Anneler günü yaklaşmıştı. Ayşe, bu anneler gününde annesine unutulmaz bir hediye vermek istiyordu. Bunun için sihirli ayakkabısını kullanmaya karar verdi.

SİHİRLİ AYAKKABI - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin