Lavaboda, çantamdan hiç eksik etmediğim kırmızı rujumu sürmeye çalışırken göz ucuyla bana bakan birkaç kızı farketsem de hiçbir tepki vermedim.
Sürdüğüm ruju dudaklarımı birleştirip iyice yayarken derin bir nefes aldım. Dışarıdan müzik sesi geliyordu.
İşimi tamamladığımda rujumu, çantama koyup aynada kendime baktım.
Siyah, kısa saçlarım bugün kıvır kıvırdı. Yüzümde biraz fondöten ve rimel vardı.
Üzerimde siyah bir büstiyer, altında deri, mini bir etek vardı. Aynadan gözükmese de kırmızı renkteki rugan stilettolarımla güzel bir kombin yapmıştım.
Siyah, her kadının rengiydi fakat kırmızı, kesinlikle benim rengimdi. Gözlerim son kez aynayla buluştuğunda hazır olduğumu hissettim ve çıkışa yöneldim.
Kalabalık ortama girdiğimde insanları izlemeye başladım. Ritme ayak uydurup kendinden geçercesine dans eden bedenler vardı. Ellerinde alkol barındıran bardaklarından içiyor, çoğu dengesini bile sağlayamıyordu. Muhtemelen bazıları birazdan kavga çıkaracaktı. Bu, neredeyse her akşam gerçekleşen bir rutindi. Kalabalığı aşıp dj'yin yanındaki locada yerimi aldığımda yanımdakiler bir şeyler konuşup gülüşüyorlardı.
Çetin, yanında bir kızla flört ediyordu. Ondan çoğu kız etkileniyordu zaten. Kasları, neredeyse tüm vücudunu saran dövmeleri, erkeksi bir yüzü vardı.
Bana göre Çetin'in en büyük eksiği zekasıydı. Çünkü aptal kızlarla çıkmaya bayılıyordu.
Volkan, kendisine şampanya ikram eden garsonu dikkatli gözlerle izliyordu. İnsanlara dik dik bakmak en büyük huyuydu.
Atahan elinde telefonla uğraşıyor, ekranda her ne görüyorsa çatık kaşlarla bakıyordu.
Az önce Volkan'a şampanya uzatan garson bir bardakta bana uzattığında yüzüne bakmaya başladım. Güzel gözleri vardı. Renkli gözler belki de en büyük zaafımdı. Ayağa kalkıp garsonla burun buruna geldim. Dikkatli gözlerle o da beni izliyordu.
"Alkol tüketmiyorum." deyip şuh bir bakış sundum.
"Pekala. '' deyip gülümsedi." Ne içer bu güzel hanımefendi?"
"Ne önerirsin?" deyip başımı hafif sağa eğdim.
"Kokteyllerimiz var, meyveli ve sade sodalarımız var. Kola var."
"Başka şeyler de içebiliyor muyuz?" deyip bakışlarımı dudaklarına çevirdim. Kalın dudakları vardı. Benden etkilendiğini belli eden bakışları vücudumu defalarca incelediğinde vereceği cevabı sabırla bekledim. Beni kabul edecek potansiyelde olan her erkeği az da olsa bekleyebilirdim.
" Ne gibi?" derken tüm dişleri gözükecek derece de sırıtıyordu.
Biraz daha yaklaşıp kulağına yaklaştım. Kısık nefeslerini kulağıma üflerken eli, belimi sardı. İstediğimi yavaş yavaş elde ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ehvenişer
General FictionDudaklarımda hissettiğim baskı, gözlerimi sımsıkı kapatmama sebep olurken bu an hiç bitmesin istedim. Ruhumu harlayan ateşi, ikimizi de küle çevirecekti biliyorum. Fakat ben yanmayı bile göze aldım. Üzerimdeki elbisenin fermuarını hızla açtığında on...