Rodan'da birinci ayımız çoktan geride kalmıştı. Ve artık burdan kovulmama çok az kaldığını hissediyordum. Gerçekten göze çarpıyordum. Mutant olarak getirilen birnin gücünü asla kullanmaması dikkat çekiyordu. Sorun yaratıyordu. İki ihtimal vardı, ya gücümü kayıp etmiştim ya da başka sebeplerden dolayı bilerek kullanmıyordum. Ve ikisi de burası için büyük bir sıkıntıydı.
Char ve Kato bana iyice düşman olmuştu. Artık iyi yürekli mutant kurtarıcıları rolünü iyi oynamıyorlar, ve beni zorlamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı. Çoğu kez diğer mutantlar tarafından durduk yere saldırı yemiş ve yaralanmıştım. Her seferinde kendi grubum ya da Eran 'ın grubu tarafından kurtarılmış olsam da artık amacımıza giden yolda daha hızlı ilerlememiz gerektiğini anlamıştım. Rodan'da zamanım kısıtlıydı, ki zaten 1. Seviye mutantlar eğitimlerini hemen hemen tamamlamışlardı. Çok yakında burdan gönderileceklerdi. Sözde savaş için bölgelere dağıtacaklardı. Ama hepsinin palavra olduğunu biliyordum. Sadece nereye gönderildiklerini bilmiyordum. Öte yandan Mian artık ajanlık yapamadığını kanıtladığı için yanıma gelmesi de yasaklamıştı. Yaptığı tek şey uzaktan üzgün bakışlar atıp sadık bir köpek gibi Char efendisini takip etmekti. Onu suçlamıyordum. Rodan'da rolü büyüktü ve sözde savaşımız için bu role ihtiyacı vardı.
Şimdi ise tekrar Eran'ın odasına gelmiştim. Bu sefer çok daha fazla dikkat çekeceğini bildiğimiz için Eran'ın grubundan Alexi adlı kız kameraların üzerinde oynamış ve bizi gizlemişti. Alexi gruplarına yeni katılmış minyon tipli , soğuk bir kızdı. Gücü elektornik olan her şeye hükmetmekt. Daha önce bu güce benzeyen çok güç gördüm. Ama itiraf etmek gerekirse bu mor saçlı küçük kız kadar iyi kullananı görmemiştim. Eran'ın ve diğerlerinin onu gruba kolayca kabul etmesinin nedeni yeteneğini üzerine olan becerisi olmalıydı. Ama o kızda hoşuma gitmeyen bir şeyler vardı.
La beni içeriye aldı. Bu sefer yanımda kendi grubumla birlikte gelmiştim. Cassie , Carl ,Abby ve John ile. Artık onlara güveniyordum. Burdaki arkadaşlarım olmuşlardı. Yoluma giden hizmetkarlar da olabilirlerdi. Ama ne olursa olsun bana sadıktılar. Çünkü Rodan'da sırtlarını dayayacak tek şeyleri bendim. Gücümü öğrendikten sonra ise artık iyice gözlerini karartmış ve yolumda ilerlemeye ant içmiştiler.
Boni arkamdakilere burun kıvırıp kollarını çaprazladı.
"Onları niye getirdin?"
Karşısına oturup arkama yaslandım. Boni ya da Eva'nın sorun yaratacağını daha buraya gelmeden tahmin etmiştim zaten. "Neden getirmemeyim?"
"Çünkü kimseye güvenmiyoruz. Ve getirmeni de söylemedik."
İğneleyici ses tonuna göz devirdim.
"Bir şey yaparken sizden izin almıyorum Boni. Sen hala olayların akışına yetişememişsin anlaşılan."
Boni tekrar cevap vereceği sırada Ava araya girdi. "Laf dalaşını kesin. Onlara güveniyorsan sıkıntı yok." Dedi bana hitaben. Güveniyordum. Hepsinin düşünceleri, zihinleri , gelecekleri hatta hayatları benim elindeyken istesem A.Y.K.A 'ya bile güvenirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Arena) Savaş Meleği
Fantasy"Kanımda güç akıyor. Hiçbir mutantın sahip olmadığı güçler. " Bana uzunca baktı. "Güçlerini ne için kullanıyorsun?" Cevaplarını bildiği sorular soruyordu. Çünkü cevaplarını ağzımdan duymak onları gerçek kılacaktı. "Yok etmek için?" Nefesini tu...