Okula kaykayımla gitmiştim.
Güvenliği geçip okula girdim.Gerzek güvenlik.
Sınıfa girdiğimde yeni geldiğimi fark etmiştim.
Şu dünki çocuk ve Yoongi vardı.
"Sen?"
O çocuk bana döndüğünde arkasında bir şey saklıyordu.
Camdan yansımasına baktığımda elinde silah vardı.
Çaktırmamaya çalıştım.
"Ne güzel tesadüf?"
"Ah şu tesadüfler.Yoongiyle Kuzen misin?"
"Ben mi?Yok hayır.O benim sevgilim."
"Ah öylemi ne güzel.Umarım Sevgilini tehdit etmiyorsundur."
Biraz kıpırdanmıştı.
"Nasıl yani?"
"Salak mısın yoksa salak numarası mı yapıyorsun?"
"Neyden bahs ediyorsun?"
"Arkanda cam var ve yansıyor."Bahsetmiş miydim?Yanımda silah taşıyordum evet.
Silahımı çıkarıp nişan aldım.
"Elindekini kimse gelmeden bırak!"
"Sen ne kadarda zekisin öyle?"
"Bak eğer bu çocuğu rahat bırakırsan seni polise vermem oldu mu?"
Silahını yere bıraktı.
"Tabi öyle"
"Bana gönder şunu"
Ayağıyla ittiğinde eğilip aldım.
"Ekol Aras Magnum mu?Cidden mi?Yoongi bu kadar salak olduğunu sanmıyordum.Bu Kurusıkı"
Gülüp silahı kemerime sıkıştırdım.
"Baya anlıyorsun galiba silahlardan."
"Evet Amcam polisde"
"O zaman ismimi duymuşsundur."
"Hangisini?Jeykey?BlackRab?Jungkook?"
"Lakabımın bu kadar hızlı yayılacağını sanmıyordum"
"Bende bir katilin bu kadar yakışıklı olacağını sanmıyordum"
"Oh,teşekkürler."
"Ha unutmadan.Ensesindeki çipide çıkarsan iyi edersin"
"Sana cidden sinir olmaya başladım."
"Üzdün.Oysaki ben sana hayrandım"
"Böyle hayranımın olduğunu düşünmüyordum"
Çipi çıkarıp cebine attı.
"Bak ne diyeceğim.Seni şimdilik bırakacağım.Çünkü yapacağın işleri cidden merak ediyorum."
Yoongi bağırmıştı.
"Sen ciddi misin?O bir suçlu!Amcanı falan arasana!"
"Bak zengin bebesi hayatını kurtardığım için teşekkür edeceğine çemkiriyorsun.Ben onu suçlu olarak görmüyorum.Aslında o Robin Hoodun katil hali o kadar.Yanlış mıyım?"
"Beni bu kadar tanıdığını bilmiyordum"
"Bilgi güçtür."
Silahını belimden çıkarıp yürüyüp ona verdim.
Elini enseme koyup yanağımdan öpüp silahını beline koydu.
"Adios güzelim"
"Bi ara bizede uğra"
"Tabiki"
Diyip Sınıfın kapısından çıktı.
"Sen hem hayatımı kurtardın hemde hırsızla iş birliği yaptın!"
"Bak Küçük.Dua et de seni öldürmesin.Şu an karakola gidip robot resim verebilirsin.Tabi karakola diri gidebilirsen."
"İyi tamam.Peki.Hadi beni geçtim benim korkudan yapamayacağımı biliyor.Ama sen?Senin amcan polismiş gidip söylememen ne malum?"
"Bak onu bu kadar küçümseme.Yanağımdan öptüğü sıra enseme çip koydu fark etmedin mi?"
Diyip saçlarımı kaldırdım.
"Sen nasıl?"
"Geçen seneyi birincilikle bitirdim"
"Sen silah taşımaya korkmuyor musun peki?"
"Bu gerçek silah değil.Sadece dışı metalle kaplı"
"Sen cidden-"
"Şizofrenim evet"
.
.
.
Yoongiyle bütün gün konuşmuştuk.Ona ne yaptığını bütün ayrıntılarıyla anlatmıştı.
O anlattıkça gülüşüyorduk.
Bahçede oturup sohbet ediyorduk.Okul bitmişti.
"Yoongi bir şeyler yapsak olur mu?"
"Bilmiyorumki.Ama aslında bara falan gitsek iyi olur hm?"
"Bana fark etmez.Yoongi bak dürüstçe cevap ver bana.Gerçekten ondan hoşlandın mı?"
Bana iğrenerek bakıyordu.
"Bana bunu sorduğuna inanamıyorum.Hem ben uke değilim.Semeyim.Ama cidden kestaneyi çiziyordum."
Diyip gülmeye başladı.Bende gülmüştüm.
"Aslına bakarsan ben seni biriyle shipliyorum."
"Beni mi?Kimle?"
"Jimin diye bir kuzenim var.Pasif gay.Üstelik çokta güzel.Ben seni onunla yakıştırıyorum.Arasam gelirdi aslında ama o şu an büyük ihtimalle Babasıyla bilardo oynuyordur."
"Tanışmayı çok isterim"
"Tabi yüzü götü güzel olunca tanışırsın zaten"
Diyip gülmüştüm.
Arkadan bir ses gelmişti.
"Benide tanıştırsana?"
Arkamdan gelip yanıma oturdu ve kolunu omzuma attı.
"Üzgünüm ama kuzenimi üzmene izin veremem"
Diyip ona dönmüştüm.
"Aa ben mi?Hiç olur mu öyle şey?"
Gülmüştük.
"Bence biz güzel anlaşıyoruz.Değil mi Yoongi?"
"Yaa ne demezsin.Onu gördüğümde otobüste tacize uğrayan kızlar gibi hissediyorum"
Gülmüştük.
"Bakın ne diyeceğim yarın Jimin benimle takılmaya gelecek.Yarın akşam bara gitsek olur mu?"
"Olur"demişti Yoongi.
Jungkooka dönmüştüm.
"Bende mi?"
Kafamı evet anlamında salladım.
"Bilmiyorum.Aslında kendime yeni kurban olarak seni seçmiştim."
"Gay olduğunu sanıyordum."
"Hayır.Bisexuelim."
"Üzdü.Kurbanın değil arkadaşın olmak istiyordum"
"Üzdü."
Telefonumun çalmasıyla aramayı açtım.
"Efendim John?"
"Kendisi neden aramadı?"
"Neyden?"
"Hangi hastane?"
"Tamam,Arabamı gönder geliyorum"
Telefonumu kapayıp çantamı sırtıma attım.
"Ne oldu?"
Dedi Yoongi.
"Babamın klasik hastalıkları işte.Grip olmuş.Nazlanıyor herif"
Çantamdan çilekli lolipop çıkarıp ağzıma attım.
"İsteyen?"
"Kalsın,ben gidiyorum.Görüşürüz"
El sallayıp gitmişti.
"Görüşürüz"
Jungkook bana bakıyordu.Daha doğrusu lolipopuma.
"Sen ister misin?"
"Olur"
Çantamdan bir tane çıkarıp ona uzattım.
Eliyle itti.
"Ben lolipop olmayı istiyordum"
Kaşlarımı çatıp yalandan bacağına bir tekme attım.
"Sapık"
Gülmüştü.
Kalkıp ağzımdaki lolipopu alıp ağzına attı.
"Teşekkürler"
Diyip gidiyordu.
"Nereye?"
"Macro&more'da takılacağım biraz"
"Seni bırakmamı ister misin?"
"Hayır.Zaten ilk önce eve uğrayacağım"
Yanında yürüyordum.
"Jungkook?"
"Hm?"
"Bir ara bana hayat hikayeni anlatır mısın?"
"Hayat hikayesi mi?"
Gülmüştü.
"Evet"
"Benim hayat hikayem yok"
"Hadi ama herkesin vardır.Sıkıcıda olsa"
"Belki anlatırım"
"İyi.Yarın 9da.tamam mı?""Söz veremem"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B r o k e n [Düzenleniyor]
Fanfiction"Sen kimsin biliyor musun!?" "Sen Kırık bir kalbi tekrar kıran şerefsizin tekisin!"