Sabah gözlerimi açtığımda siyah bir tavan görmüştüm.
Ne siyah mı?
İyide benim tavanım açık lila.
Yüzüme baktığımda göz bandım yoktu.
Sağıma ve soluma baktığımda hala tanımadığım bir yerdeydim.
Azına sıçiyım nerdeyim ben!?
Üstüme baktığımda dünki giydiğim şeyler vardı.
Bir yerimde acımıyordu.
"Nerdeyim lan ben?"
Çift kişilik yataktan ayaklarımı sarkıtıp görünen kapıya doğru gittim.
Kapıyı araladığımda hala kimse yoktu.
"Yoongi?!"
"Jimin!?"
"Bakın şaka yapıyorsanız hiç komik değil!!"
"Ne diye bağırıyorsun?"
"Jungkook?Huh,bir an çok kötü şeyler geldi aklıma."
"Hadi geç aşağıda kahvaltı yap."
"Sen?"
"Ben yedim"
Gözlerimi devirdim.
"Şey banyo ne tarafta?"
Eliyle gösterdiği kapıya doğru gidip içeriye girdim.
Saçlarımı elimle tarayıp yukarıdan topuz yaptım.Elimi yüzümü yıkayıp çıktım.
Aşağıya indim ve masaya baktım.
Bi kuş sütü eksikmiş ha.
İyide bu çocuk bu kadar zenginse neden hırsızlık yapıyor?
Kahvaltımı güzelce yapıp bulaşıkları makineye koydum ve etrafı toparladım.Salona girdiğimde içeride bir sürü dağınık kıyafetler vardı.
"Cidden burda ne olmuş böyle.Yastık savaşı yerine kıyafet savaşı mı yaptınız?"
Salonuda topladıktan sonra aklıma Jimin gelmişti.Ne oldu dün gece?Ve en önemlisi ben nasıl geldim buraya?
Jungkook ortalıkta yoktu.
Yukarıya uyandığım odaya girdiğimde sus sesi geliyordu.
Galiba duşa girdi.Burdaki yatağıda toplayıp çantamı aradım.
Komidinin üzerindeydi.Çantamdan telefonu çıkardığımda bir sürü arama vardı.En çoğu ise Babamdan.
Hemen Babamı aradım.
"Alo?Baba?"
"İyiyim baba,Dün içkiyi fazla kaçıracağımı anlayınca kendime bi otel odası tuttum ordayım şimdi."
"Yok arabam burda.Kahvaltımı yapayım çıkarım"
"Görüşürüz"
Jiminide aramıştım.
"Alo?"
"Jimin nerdesin sen?"
"Sadece merak ettim.Ee dün ne yaptınız Yoongiyle?"
"Emin misin?O kadar çok dalmıştınız ki birbirinize beni bile unutmuşsun"
"Sende buna izin mi verdin yani?"
"İyi bakmam kusura falan.Neyse,Jimin bak bana doğruyu söyle"
"Dün kötü bir şey yaptım mı ben?"
"Ne?Marsupilami mi?Cidden mi?Barmenin bana verdiği şey çok ağırmış.Başım hala ağrıyor."
"Ne?!Allahım!Kapa kapa ben gideceğim"
"Burda daha durabilir miyim sence?"
"Gülme!Hani bana sahip çıkacaktın?Bir daha seninle bara giden ne olsun Jimin?!"
"Marsupilamiymiş Ha ha!"
"Kapalt mal!"
Telefonu kapayıp offladım.
Cidden içimde ne var ne yok dökmüşüm çocuğa!
Ben şimdi onun yüzüne nasıl bakacağım?
Ayakkabılarımı giyip çantamıda aldım.
Odanın kapısını sessizce kapayıp aşağıya indim.
"Of!Gerizekalısın Jinny!Malın tekisin!Aklını sikeyim senin!"
Kapıyı kapayıp çıktım.
Araba?
Siktir!
Aston Martinim nerde benim!?
Çantamı açıp telefonumu alacaktım ki.
Telefonum nerde?!
Offf!
Odada kaldı.
Arkama dönüp kapıyı açamaya çalıştım.
"Senin ben kafanı sikiyim Jinny!Aptal beyinsiz özürlü mal!"
Oflayıp içimden küfürler ediyordum.
Ne yapıcam ben şimdi?!
Acaba camdan mı girsem?
Kapı açılmıştı ve belinde havlusu olan saçları ıslak Jeon Jungkook.
Siktir!
"Ne yapıyorsun burda?"
Ne diyeceğim şimdi?!
"Şey telefonumun şarjı bitmişti.Şarj aletimi bulamayınca arabadadır sandım.Dışarıya çıktım baktım arabam yok.Sonra geri döneceğim sıra kapı üzerime kapandı"
"Ben baktım şarjın 72ydi"
"Aaa!Öyle mi?!Ben onu 27diye okumuşum."
Zoraki gülmüştüm.
"Sen kaçmaya mı çalışıyordun?"
"Hayır?"
"İçeriye geç"
Diyip geri çekildi.
İçeriye geçip koltuğa oturdum.Etrafı incelemeye başladım.
Karşıma oturmuştu.
Aklıma neler söyleyebileceğim geldikçe yanaklarım kızarıyordu.
Salaksın!
Ona bakmamaya çalışıyordum.
"Jinny"
"Efendim?"
"Yoongi ve seninle artık görüşmek istemiyorum"
"Ne?"
"Duydun işte"
"İyide neden?"
"Ben bir hırsızım,katilim!Bana neden bu kadar güveniyorsun?!"
"Sana güvenmeme mi kızıyorsun?!"
"Evet!Bak sen iyi bir insansın.Yoongi de öyle.Size ve yakınlarınıza dokunmam.Oldu mu?"
"Neden baştan reddetmedin o zaman?"
"Hoşuma gitmişti ama sonradan yanlış olduğunu anladım."
"İyide arkadaş olmanın nesi kötü?"
"Bir hırsızın arkadaşı olmaz.Anladın mı?"
"Peki,Yoongiye sen söylersin"
Kalkıp kapıya kadar yürüdüm.
"Bekle bir şey unuttun"
Telefonumu verecekti galiba.
Elimi uzatmıştım.
Karşıma geçti.
"Bunu sen benden almıştın.Şimdi geri veriyorum"
Neyden bahs ediyor bu?Elimi tutup kendine çekti ve dudağımı öpmeye başladı.
Ona karşılık vermeye başladım.
Kolunu belime atmıştı.
Daha fazla ilerlemesini istemiyordum.
Elimle göğsünden itmiştim.
Hiç bir şey söylemeden koşarak merdivenleri indim.Artık sen sadece anı olacaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B r o k e n [Düzenleniyor]
Fanfiction"Sen kimsin biliyor musun!?" "Sen Kırık bir kalbi tekrar kıran şerefsizin tekisin!"