Hüsamettin Erentuğ Hocamız'ın Bağlılığı (2)
Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretlerimiz'in ihvanı Hüsamettin Efendi'nin bazı hatıralarını geçen ayki sayımızda yazmış ve siz değerli okuyucularımızla paylaşmıştık. Bu ay da birkaç hatıraları arz edilecektir:
Hüsamettin Efendi yıllar önce bir gün şöyle bir mânâ görürler.
Büyük bir Kur'an-ı kerim'i koltuğunun altına almış, fakat öyle büyük ki neredeyse ucu yere değecek kadar büyükmüş.
Bu rüyâyı Efendi Hazretlerimiz'e arz ettiklerinde:
"Elhamdülillah! Hüsamettin Efendi siz Kur'an-ı kerim'in tamamına iman ediyorsunuz." buyurmuşlar.
Bu esnada Hüsamettin Efendi'nin içinden şöyle geçmiş; "Kur'an-ı kerim'in tamamına iman etmeyen de mi var?"
Daha sonraki yıllarda Efendi Hazretlerimiz, Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'lerin nur ışığı altında tüm delilleriyle ispatlayarak, dinde ve vatanda bölücülük yapanları ifşa ettiklerinde, bu konuyu daha iyi anlamışlar ve "Cahillik işte, icraatlarını şimdi görüyoruz, oysa ki Efendi Hazretlerimiz bugünü tâ o zamandan bize haber vermişlerdi" demişlerdi.
Yola ilk intisap ettikleri yıllarda bir rüyâ görürler:
Üzerinde bembeyaz bir ceket varmış ve ceketin her yeri rütbelerle doluymuş. Kolları, omuzu, göğsü.
Bu rüyâyı bir ziyaretlerinde Efendi Hazretlerimiz'e arz ederler, mübarekler şöyle buyururlar:
"Hüsamettin Efendi, bu çok erken oldu. Bu kadar erken beklemiyorduk."
Bu mevzuyu, Hüsamettin Efendi'nin vefatından sonra, beraberce Efendi Hazretlerimiz'i ziyarete gittikleri kardeşimiz nakletmişlerdir. Hüsamettin Efendi hayatlarında iken bu konudan hiç bahsetmemişler, en yakınlarına dahi söylememişlerdir.
Tüm güzelliklerin, tüm verilenlerin hep Efendi Hazretlerimiz'in hürmetine, onların tasarruflarıyla olduğunu her zaman söylemişlerdir.
1995 yılının Ocak ayında Adapazarı'ndaki Vakıf merkezinin ikinci mescidinin hat yazıları yazılacaktı. Havalar çok soğuk gittiği için başlanamamıştı. Bir gün Efendi Hazretlerimiz; "Hüsamettin Efendi! Önümüzdeki hafta havalar çok güzel olacak, o hafta bitirirsiniz inşallah!" buyurarak hat çalışmalarının başlamasını istemişlerdi.
Hüsamettin Efendi de yanında bulunan bazı kardeşlerimize; "Canımsın! Efendi Hazretlerimiz diyorsa, Allah'ın izniyle o hafta havalar çok güzel olur, şüpheniz olmasın" demişlerdi.
Mescid'in hatları yazılmaya başlanmış, havalar yazı aratmayacak şekilde güzel gitmiş, bir hafta boyunca çalışmalar devam etmiş ve hafta sonunda tüm çalışmalar bitmişti. Çalışmanın bittiğinin ertesi günü kış yüzünü göstererek kar yağışı başlamıştı.
Hat çalışmasının bir hafta süreceğini ve havaların güzel olacağını günler öncesinden müjdeleyen Efendi Hazretlerimiz'in bir kerametleri daha zuhur etmişti.
Hüsamettin Efendi Almanya'da bulunduğu yıllarda kendisinden Yunus Emre Camii'nin iç hat yazılarının ve tezhibinin yapılmasını rica edenleri kıramamış ve açılışına kısa zaman kalmasına rağmen kabul etmişlerdi.
Fakat bu çalışmalar sırasında birçok sıkıntılara maruz kalırlar. Kendi ifadeleriyle; "Kubbenin içinden seslerin geldiğini, metal bir zemin üzerinde koşan birileri gibi seslerin çoğaldığını" söylerler ve mânevi bir sıkıntı halinde çalışmaya gayret gösterselerde huzursuz olurlar.