Başım çatliycak gibiydi. Çok fena bir ağrısı vardı. Dışarı çıkıp hava almak için üstümü değiştirdim. Tam çıkacakken Ali'den mesaj geldi.
Ali
"Aşkım nerdesin?"
Ben
"Evdeyim."
Ali
"Geliyorum. Beni bekle."
Ben
"Bi sorun mu var?"
Ali
"Sadece bekle. Hiç bir yere ayrılma"
Ben
"Tamam."Yaklaşık 10 dakika sonra Ali'nin babası Akif amca beni aradı." Kızım Ali dünden beri ortada yok. Merak ettik. Senin bir bilgin var mı?" diye telaşlı bir şekilde sordu. Bende biraz sonra yanıma geliceğini merak edilecek bir şey olmadığını söyledim. Tam o esnada telefonun öbür ucundan bi çığlık duyuldu. Bu Ali'nin annesi yani Nermin teyzenin sesiydi. Akif amca ağlamaklı bir sesle " Kızım Ali ölmüş. Yanina gelecek kişi Ali değil. Oradan hemen çık." Şoka girmiş bedenim ve donmuş beynimle olayın şokundan kurtulmaya çalıştım ve evden çıkmak için hamle yapmıştım ki birinin eve yaklaştığını hissettim. Çok yakındı. Arka kapıya doğru hızlı hızlı yürümeye başladım. Kapı kilitliydi. Ön kapının açıldığını duydum ve hemen yatağın altına girdim. İçeri o şey girdiği an içerisi rutubet kokmaya başladı. Cidden çok iğrenç bir kokuydu. O şey yatağımın önünde duruyordu. Beyaz bir elbise ve çıplak ayakları dışında hiç bir şey göremiyordum. Tam o esnada telefona mesaj sesi geldi.
Gönderen:Ali
"Aşkım nerdesin?"
O şey sesi duyduğu an eğilmeye başladı.Allahım n'olur duymamış olsun. Bir mucize olsun...
Tam o esnada bir ses duydum. O ses, kimdi o. Beni kurtaran o sesin sahibi annem. Beni kurtaran sesin sahibi annemdi. A- ama bu nasıl olur. Hepsi bir rüya mıydı? Allahım şükürler olsun. Okula gitmek için hazırlanmıştım ki annem " Kızım kahvaltı yapmadan hiç bir yere gidemezsin." dedi ve bende aç olmadığımı söyleyince uzatmadan okula gitmeme izin verdi. 8 saat işkenceden sonra eve gelmek için durağa doğru yürüdüm. Arkamda bir nefes hissettiğim zaman korkuyla arkama döndüm ama kimseler yoktu. Adımlarımı hızlandırıp durağa doğru ilerlemeye başladım. Ayaklarım birbirine dolandı ve yere düştüm. Servis beni beklemeden gitmişti. Eve yürüyerek gitmek zorundaydım. Ama evimiz çok uzaktı okula. Yapabileceğim bir şey yoktu durağa doğru ilerlemeye başladım. Ama bu bizim servisti. Az önce gitmişti. Sanırım beni unuttuğunu fark edince geri dönmüştü. Sevinçle servise bindim İsmail abiye selam verip koltuklardan birine oturdum. Servis hareket edince benden başka kimsenin olmadığını fark ettim. Tam neden servisin boş olduğunu soracaktım ki servis durdu. Ama burası bizim ev değildi. Nereye gelmiştik böyle. O koku, o iğrenç kokuyu hissedebiliyordum. Başım dönüyordu. Gözlerimi kapattım ve tam açtığım sırada serviste değildim. Kuyu gibi bir yerdeyim. O koku burayada hâkimdi. Korkmuştum. Çok korkuyordum. Oturup ağlamaya başladım. Bu bir rüya ise hemen bitmesini istiyordum ama maalesef rüya değildi. Önümden hızla bir şeyin geçtiğini fark ettim. Gözlerimi açtım o karaltı tekrar önümdeydi. "Kimsin sen? Ne istiyorsun benden? Defol git burdan" kendimi çok güçsüz hissediyordum. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Gölge bana yaklaşıyordu. Bu bu bi gölge değildi. Ali ölduğu gün rüyamda gördüğüm şeydi. Bu insan değildi. O şey kısık ve alaycı bir şekilde gülmeye başladı. Sesi çok tiz çıkıyordu. Kulaklarım çınlamaya başladı. Cidden çok çatlak bir tonda "Sen sadece bir anahtarsın" dedi. O da ne demekti? " Kimsin sen? Kimsin sen? Ne istiyorsun benden? Benden ne istiyorsun" diye bağırmaya başladım. Onun söylediği tek şey " Ruhunu"
Ne?¿
O an bacaklarımı hissetmedim. Karnımda garip bi sancı vardı. Üşüyordum. Neler oluyordu bana. Kendimi çaresiz hissediyordum. Çaresiz ve kimsesiz. Annemle babam ben daha 5 yaşındayken trafik kazasında ölmüşlerdi. Bu yüzden Ali'den başka kimsem kalmamıştı. Ama artık o da yoktu. Gözlerimi sımsıkı kapatarak bunların rüya olmasını diledim. Ama maalesef ki rüya değildi. O şey tekrar konuşmaya başladı. Lanet olsun sesi çok tiz çıkıyordu. " Önce annen, sonra baban,şimdi sevdiğin çocuk hepsinin ölümünden sen sorumlusun. Şimdi sıra sende" dedikten sonra çok hafif ve ürpertici bir tonda kahkaha atmaya başladı. O şey annemi, babamı ve Ali'yi benden almıştı. Şimdi sıra bende miydi? Bu olanlar da neydi. Çok saçma bir oyunun içersindeydim. Herşey saçma geliyordu gözüme. Korkularımla yüzleşmek zorundaydım. Yoksa benim korkularımdan güçlenecekti. Onu güçlü yapmak istemiyordum. Onu bana karşı güçlü yapmak istemiyordum. Onunla yüzleşicektim. Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Gözlerimi açtığımda hâlâ karşımdaydı. Ayağa kalkmaya çalıştım ama bacaklarım titriyordu. Ona doğru ilerlediğim zaman geri gidiyordu. Sanırım benden korkmuştu. 3 adım kadar ilerledikten sonra o şey elini havaya kaldırıp tuhaf hareketlerle bişeyler fısıldıyordu. Elini hızlı bir şekilde aşağı indirip yukarı çıkardığı esnada beni geriye doğru püskürttü. "Kimsin sen?" Diye son kez sorduğumda bana "Seni öldürücem. Sen yaşamayı hak etmiyorsun. Seni öldürücem."dedi ve ortadan kayboldu. Aman tanrım gözlerimi kapatıp açtığımda odamdaydım. Başımda Akif amca ve bi adam vardı. O adamı tanımıyordum. Ama yüzü tanıdık geliyordu. Onu daha önce görmüştüm....