Ertesi gün Aylinin yanına gittim. Aylin benim en yakın arkadaşımdı. O bu konularda benden daha bilgiliydi. Olanları anlattım ve bana söylediği tek şey onlar sana musallat olmuşlar. Ben böyle şeylere inanmayan biriydim. Ama Aylin çok korkmuşa benziyordu. Ona korkması gerektiğini bunların tamamen saçmalık olduğunu söyledim. Ama o fazlasıyla endişeli görünüyordu. " Sinem bu hafife alınacak birşey değil. Lütfen beni dinle. Yarın bi hocaya görünüyoruz." dedi ve ben de bi önceki gidişimde neler olduğunu anlattım. Aylin sapsarı kesilmişti. Renkten renge giriyordu. Belli ki çok korkmuştu. Kendine gelmesi için onu sarstığım esnada beni geri püskürttü. Duvara çarpmıştım. Canım fazlasıyla yanıyordu. Kolumun üstüne düşmüştüm. Ve gözlerimin önü kararmaya başlamıştı. Son gördüğüm şeyse Aylinin sırıtarak bana bakmasıydı..
Uyandığımda Akif amca ve Nermin teyze baş ucumdaydı. Nermin teyze benim annem gibiydi. Annem ve babam öldükten 2 sene sonra Ali'yle tanışmıştım ve biz onunla çocukluktan beri birlikteydik. İyi günümde de kötü günümde de Ali vardı yanımda. Ama şimdi o yoktu. Nermin teyze de sanırım bu yüzden beni çocuğunun emaneti olarak görüyordu. Ve fazlasıyla korkmuştu. Bunu bembeyaz suratından anlayabiliyordum. Kolum sızlıyordu. Gözümün ucuyla koluma baktığım zaman alçıya alındığını görmüştüm. Aylin'in gözleri ağlamaktan kızarmış ve şişmişti. Göz bebekleri küçülmüştü. Bana yaklaşmaya çekiniyor gibiydi. Ona gözlerimle gelmesini işaret ettiğim zaman yerinden yavaş yavaş kalkmaya başladı. Nermin teyze ve Akif amcaya da bizi biraz yanlız bırakmaları gerektiğini söyledim. Ve onlarda beni kırmayarak odadan çıkıp hastane kantinine gitmişlerdi. Aylin ağlayarak özür diliyordu. Ona ne olduğunu sordum. " Sinem b-ben özür dilerim. İsteyerek yapmadım. Gerçekten ben çok özür dilerim." Aylin hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Kelimeler boğuk çıkıyordu ağzından. " Aylin tamam sakin ol. Sen isteyerek bana asla zarar vermezsin. Ben ne kadar zamandır burdayım ve koluma ne oldu?" Aylin kendini toparlayarak cümlesine başladı " 2 gündür hastanedesin kaburga kemiğin ve kolunda da 3 kemik kırılmış . Seni buraya getirdiğimiz zaman doktorlar durumunun kritik olduğunu söyledi. Kendine uzun bi süre gelemeye bilirmişsin ama sen çok çabuk uyandın . Sanırım kaburganda kırılan kemiklerden biri kaymış ve mide bölgesine gitmiş-" " Tamam Aylin bu kadar yeter" deyip Aylin'in sözünü yarıda kestim. Aylin sanki başka bişey söylemek ister gibi bana bakıyordu. " Aylin senin neyin var sanki başka bişeyler daha olmuş ama bana söylemeye çekiniyor gibisin?" Diye sordum Aylin tekrar ağlamaya başladı " Sinem seni ittiğimi hatırlamıyorum. O ben değildim" Aylinin bu cümlesiyle neler olduğunu anladım. O servisle gittiğim yerdeki şey beni bu hale getirmişti. Ve ona karşı güçsüz kalmamı istemişti. Ama istediği şeyi ona vermiycektim. Dirseğimin üstünde doğrulmaya çalışırken kalbime bir ağrı saplanmıştı ve tekrar uzanmam gerekmişti. Daha kalkamıyordum bile o şeyi nasıl yenicektim. Beni bu düşüncelerden ayıran şey kapı sesi oldu. Doktor, Akif amca ve Nermin teyze içeri girmişlerdi. Doktor söze başladı " Hastamız nasılmış bakalım?" diye cevapsız bir soru sordu. " İyiymiş iyi. Sinem olduğundan erken sürede kendini toparladın. Seni tebrik ederim çok güçlü bir kızsın. Ama bir süre daha hastanemizde seni misafir etmek zorundayız " dedi ve Aylin hemen söze atladı" Doktor bey ne kadar bir süreden bahsediyorsunuz." " Yanlızca 3 gün daha" dedi doktor. Ve odadan çıktı. Aylin ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Nermin teyze ve Akif amca bizi yanlız bırakmaları gerektiğini anlayıp dışarı çıktılar. Aylin bana yaklaştı ve konuşmaya başladı ama onu duymuyordum. Aylin'in arkasindaki aynaya gözüm kaydı ve aynadan yanımda bir silüet gördüm. Korkuyla yanımda kimin olduğuna baktım ama ne biri vardı ne de bi silüet. Ama aynadan baktığım zaman yanımda birinin gölgesi oturuyordu. Aylin onu dinlendiğimi fark etmiş olacak ki hemen baktığım yere baktı ve " Sinem sen iyi misin?" dedi. " Aylin aynaya bak" dedim. " Sinem ayna falan yok. Kendine gel. Beni korkutmaya başladın" " Ne demek ayna falan yok. Aylin sen kendindemisin." Aylin korkmuşa benziyordu. Odanın ısısı değişmişti fazla sıcak olmuştu. Ve yine o koku lanet olsun. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken saçımı birinin okşadığını hissettim. Lanet olsun uyumak istemiyordum. Çünkü uyuyunca bambaşka yerlere gidiceğimi hissettim.....