6.Bölüm"Yaprağın İlk Teşekkürü"

273 21 3
                                    

D:Malesef.
B:Ne malesef.
D:Fenalaşınca getirdiler durumu azda olsa düzelmişti sonra durumu kritikleşti bizde ameliyata aldık ama malesef kurtaramadık başınız sağolsun.
Doktor öylece çekip gitti ben bunu ayşeye nasıl söylerdim fenalaştı diye bukadar ağlayan kişi öldüğünü öğrenirse napardı.
Ama mecburen söylemek zorundayım bu durumu ondan saklayamam ama nasıl söyleyeceğimide bilmiyorum insanın annesini kaybetmesi çok kötü bir durum bunu en iyi bilenlerden biride benim ve bunu ona nasıl söyleyeceğim hakkında hiçbir fikrim yok.
Ayşenin yanına gitmeden önce yaprağa baktım hâlâ uyuyordu.
Ayşenin odasının önüne geldim.
Girmeye tereddüt ediyorum ama bunu yapmalıydım.
Yavaşça kapıyı açıp içeri girdim ayşe boş boş tavana bakıyordu.
Yanındaki koltuğa oturdum ve konuşmasını bekledim.
Derin nefes aldı biraz ağlamaklı sesle.
Aş:Annemin durumu nasıl?
Bunu hala söylemeye cesaretim yoktu.
Aş:Susma bana birşey söyle.
B:Sen şimdi dinlen sonra konuşalım.
Aş:Bana annemin durumunu söylermisin?
B:B-b-başın s-sağolsun.
Aş:Ne? Nedediğinin farkındamısın? Şaka demi şaka?
B:Ş-şaka d-değil.
Aş:Hayır hayır benim annem ölmedi hayır ölemez bırakmaz beni o.
Birazdaha böyle söylendikten sonra hıçkıra hıçkıra anneğ diye ağlamaya başladı.
Onu böyle görünce kendi yaşadıklarım geldi aklıma ve gözümden bir damla yaş geldi.
Gidip ayşenin yanına oturdum oda direk sarıldı.
Desteğe ihtiyacı var,arkadaşına arkadaşlarına ihtiyacı var,birine sarılma ihtiyacı var.
Kimse yoksa ben varım.
Şşş sakin ol diyeceğim ama diyemiyorum bu durumda nasıl sakin olunabilinirki.
Sadece sarılmakla yetindim başka yapabildiğim birşey yoktu.
Yarım saatir ayşe bana sarılık şekilde ağlıyordu.
Artık bende dayanamıyordum birşeyler söylemem gerekiyordu.
B:Ayşe yeter artık ağlama.
Aş:Yapabildiğim başka bir şey yok.
B:Bardağın hep boş tarafını görüyorsun ayşe.
Aş:Nasıl yani?<
B:Tamam annem vefat etti üzgünsün çok iyi anlıyorum seni ama birde şöyle düşün annen artık hastalık acısı çekmiyecek acılarından kurtuldu.
Aş:Haklısın ama annem sonuçta ağlamadan yapamıyorum hem ben onsuz napıcam benim annemden başka kimsem yok şimdi ben napıcam.
B:Sıkıntı yapma ben senin yanında olucam.
Aş:G-gerçektenmi?
B:Gerçekten ilk işimiz sana benim yakınımından bir ev tutmak.
Aş:Sen villada oturmuyormusun?
B:Evette sen nerden biliyorsun benimi araştırıyorsun?
Aş:H-hayır sadece zenginler genelde villada oturur ondan dedim sen viada oturuyorsun ben oturamam ki villaya param yetmez.
B:Senden para isteyen yok zaten.<br>
Aş:Ne?
B:Boşver şimdi sen bunları düşünme ve dinlen biraz bende cenaze işleriyle ilgileneyim.
Aş:Yardımın desteğin için teşekkürler ederim.
Sadece hafif tebessüm edip odadan çıktım.

Yaprağın odasının önüne geldim ve camdan baktım daha uyuyordu hafifce kapıyı açtım ve yerime oturdum o sırada yaprak kıpırdanmaya başladı.
Yaprak biraz esnedi.
Y:Günaydınğ.<
Bunu çok minnoş bir sesle söylemişti ya beni başkası sanıyordu yada iyi yanından kalkmıştı.
B:Günaydın.
Y:Uykumuğ çokğ güzelğ almışımğ.
B:Belli oluyor.
Yaprak kalkıp yanıma geldi ve oturdu.
Kafasını omzuma koydu koluma girdi ve gözlerini tekrar kapattı.
B:Yaprak. Pişt. Yaprak.
Yaprak ses vermeyince yine uyuduğunu anladım ve yatağa geri yatırdım üstünü güzelce örtüp odadan çıktım.
Cenazeyle ilgili bikaç birseyi halledip hastaneye geri döndüm.
Odaya girdiğimde yaprağı göremeyince korktum tam çıkacaktım ki yaprak geldi.
Y:Birileri geri dönmüş demekki.
B:Ben biyere gitmedim ki.
Y:He he ondan odada degildin zaten.
B:Kantine gittim.
Y:Yalan söyleme elime baksan kantinden geldiğimi anlardın.
Hah şimdi sıçtın barış ozansoy bir yalan bulmalıydım.
Ve buldum.
B:Kantinden çıkıp lavaboya gitmiştim sonra geldim.
Y:He he tamam inanmış gibi yapcam.

B:Sen uyanalı nekadar oldu?
Y:Bundan sanane acaba.
B:Peki daha çok kızdırmıcam seni sustum.
Y:Aferim aferim ilerleme var sende bide benden uzak dursan tam olcak.
Cevap vermeden sessizce oturdum.
Yaprak gelip bardağı uzattı anlamsız gözlerle baktım yaprağa.
Y:Yav malmısın alsana.
B:Sen bana kahvemi aldın.
Y:Hayır kendime aldım ikisinide ama midem bulanıyor ikisinide içemicem okadar para verdim ziyanda olsun istemiyorum.
B:Olsun yinede sağol apla kızmazsan birsey sorcam.
Y:Apla ne ya boş boş konuşma ne sorcaksan sor sonra bidaha bisi sorma.
B:En son ne zaman yemek yedin.
Y:Bilmem hatırlamıyorum.
B:Okadar oldu yani ozaman ben sana yemek alayım.
Y:Senden birşey istemiyorum.
B:Hmm lahmacuna pideye dönere hamburgere pizzaya sarmaya hayır diyorsun yani?
Yaprağın en sevdiği yemeklerdendi bunlar.
Y:Hee şey tamam bir kerelik izin veriyorum hadi söyle ama 10 dakika içinde gelmezse döverim seni.
B:İllaha dövmelik bir sebep buluyorsun.
Y:Tabi ki hadi söyle.
Saydığım herşeyi sipariş ettim ve beklemeye başladık.
9 dakika geçmişti eğer su 59 saniye içinde sipariş gelmesse yapraktan güzel bir dayak yiyeceğim belliydi.
Y:3 2 bi-.
Diyemeden adam içeri girdi 1 saniyeyle dayak yemekten kurtulmuştum istesem yaprağı durdurabilirim ama ben kızlara şiddet uygulamıyorum keşke her erkek böyle olsa ama nerde çoğu şerefsizin önde gideni.
B:Dayağını sonraya saklamak zorundasın galiba.<
Y:Şuan umrumda değilsin yemek yiyecem.
B:Normaldede umrunda değilim zaten.
Y:Aynen ama şuan bi tık daha umrumda değilsin.
B:Peki.
Yaprak bütün yemekleri açmıştı bile.
Y:Davetiyemi bekliyorsun kusura bakma yazıcı bozulmuş davetiye basamıyoruz barış bey.
B:Ney?
Y:Yemek yemeyi düşünmüyonmu.
B:Yok afiyet olsun hepsini sana söyledim zaten.
Y:Zıkkım ye.
Yaprağın iştahla yemekleri yemesini izliyorum ve bu haliyle bile çok tatlı.
Bukadar şeyi yiyebilip bukadar zayıf kalmasını anlayamıyordum garip.
Y:Baya acıkmışım yha.
B:Afiyet olsun.
Y:Bunu benden ilk ve son defa duyucaksın.
B:Neyi?


Y:Yemek için sağol teşekkür ederim.
Yaprak ilk defa bana teşekkür etmişti bu beni baya mutlu etmişti bilseydim daha önceden bu yemekleri söylerdim.
B:Bence son degil birkez daha edebilirsin.
Y:Niyeymiş o?
Dışarıdan kare bir kutu alıp yaprağın önüne koydum.
Y:Bune?
B:Açıp bakarsan görürsün.
Yaprak acar açmaz çığlık attı.
Y:ÇİKOLATAAAAAAA.
B:Sakin biraz yaprak sanki hayatında ilk defa görüyorsun.
Y:Yani bukadarını bir arada ilk defa görüyorum.
B:Afiyet olsun ama hepsini biranda yeme bence sonra karnın ağrır falan.
Y:Sağol.
Dünyanın sonu geliyor galiba yada kafamıza taş yağacak bilemiyorum yaprağın bu halleri hiç hayra alâmet değil.
Kutuda bulduğum her çikolatan 3'er tane var ayriyetten çikolatalı süt jelibon şeker falanda var tam bir şeker komalık bir kutu ve bu yaprağı baya mutlu etmişti.
Düşündümde yaprağı bile mutlu eden kutu ayşeyi niye etmesin yaprağın bir acısı yok ama ayşenin var ve ben onu mutlu etmesi için elimden geleni yapıcam ve onada böyle kutu hazırlamak için dışarı çıkıcam.
B:Ben dışarı çıkıyorum 5 10 dakikaya gelirim.
Y:Sen bilirsin istersen gelme.
B:Bir kutu daha istermisin.
Y:Gerek yok sagol.<
Kesin kafama şimşek falan düşsek bugün yaprağın üçüncü sağol diyisi.
Hızlıca hastaneden çıktım mağazadan süslü bir kutu aldım ve markete gidip çikolatalı tatlı birçok şey alıp kutunun içine doldurdum
Hızlıca hasteneye döndüm ve ayşenin odasının kapısının önüne geldim.
Kapıyı tıklattım.
Aş:Gelll.
Içeri girdim kutuları arkama sakladım.
Aş:Arkana ne sakladın?
B:Bilmem ne sakladım?
Aş:Ya merak etirmesene söyle işte.
B:Gözlerini kapa ve ben aç diyene kadar açma.
Aş:Peki.
Ayşe gözünü kapayınca iki kutuyu kucağına koyup geri çekildim ayşe hemen gözünü açtı.
Ilk kutuyu açtı içinde peluş bir ayı vardı.
Aş:Çok sağol bu harika her gece buna sarılıp uyucam.
B:Azda olsa seni mutlu edebildiğine sevindim hadi ikinci kutuyuda a
Ayşe hiç beklemeden ikinci kutuyu açtı.
Aş:Çikolataya bayılırım.
B:Bildiğim kadarıyla çoğu kişi seviyor.
Aş:Sarılabilirmiyim?
Ayşenin yanına gidip yatağa oturdum direk sarıldı.
Aş:Bu en acı günde beni azda olsa mutlu ettiğin için teşekkür ederim barış.



📅1 Hafta Sonra📅
Bu bir haftada yaprağın yarası az çok iyileşti ayşenin annesinin cenazesi oldu hâlâ ayşeye ev bakıyorum bizim eve yakın olsun diye o belki beni seviyor belki sevmiyor bilemem ama o benim için kanka kardeş gibi ve tek dostum ve sonuna kadar onun yanında olucam.
Yine boktan bir okul günü mecburen kalkıp okula gitmek zorundayım yaprak sadece o günlük iyi davrandı diğer günler yine aynı yaprağa geri döndü tam mutlu olmuşken yine eski yaprağı görünce üzülmedimde değil.
Hazırlanıp motora bindim ve okul yolunda ilerlemeye başladım.
Okula vardığımda ilk ayşeyi gördüm.
Motoru parkedip ayşenin yanına ilerledim.
B:Günaydın küçük prenses.
Aş:Günaydın.
B:Senin ev işini en kısa sürede halledicem ama şuan sınıfa gitmem gerek ben kaçar.
Aş:Sıkıntı yok hadi sen git.
Hızlıca sınıfa çıktım çünkü sınav vardı ve ben ağlamaktan sınava bile çalışamamıştım.
Sınıfa girince yaprağı gördüm sınıfta tek o vardı ve bana dönünce direk kaşlarını çattı sinirliydi.
Y:Oo yalancı beyde gelmiş.
B:Yalancı derken?
Y:Beni deli etme bana yalan söylediğini biliyorum.
B:Ne yalanı?
Y:Bunu çok ağır ödeyeceksin.
B:Ben sana ne yalan söyledim anlamıyorum.

BİR UMUTTU BEKLEMEK||YAPBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin