The Quidditch | Taekook

11 | Hogsmeade

medya: 159cm - tenny
keyifli okumalar✨💙

[TAEHYUNG'DAN]

Güneş yavaşça aydınlanırken asasamdaki minik ışığı deftere tutuyordum. Okuduğum satırlarla dudaklarım istemsizce yukarı kıvrılmıştı. Bu, her açıdan harika bir gelişmeydi. Hem BMH'nin hareketlerini engelleme adına önemli bir hamleydi hem de her ne kadar Jungkook kim olduğumu bilmese de onunla bir iletişim aracıydı.

Saat henüz çok erken olduğu için tekrar uykuya dalmak istemiştim ama düşünceler zihnimi işgal ettiğinden bu konuda pek başarılı olduğum söylemezdi. Deftere bir cevap yazmadan rahat edemeyeceğimi anlayınca sessizce üstüme bir şeyler geçirip mürekkep ve tüy kalemlerimi topladım. Minik adımlarla ortak salona geldiğimde tahmin ettiğim gibi kimsenin olmadığını gördüm. Buraya gelmiştim çünkü eğer odada yazacak olsam hem ses çıkarmamaya çalışacak hem de yatağın üstünde olacağımdan rahat bir pozisyonda yazamayacaktım.

Defteri açıp yazıyı tekrar okuduktan sonra mürekkep şişesini açtım ve tüy kalemimin ucunu ona batırdım. Kalemi deftere bastırmadan önce tekrardan cümleleri kafamda kurdum ve yazmaya başladım.

"Merhaba,

Teklifini büyük bir zevkle kabul ediyorum, zaten yazılarımda her ne kadar üstü kapalı bir şekilde tarihleri ve olayları söylesem de yeteri kadar açık konuşamıyordum. Bu benim açımdan da iyi olur.

Evet, bilgi alma konusunda şanslıyım, ama maalesef şu an yakınımda bilgi alabileceğim pek kimse olmadığı için yalnızca elimdekileri aktarabilirim ama yeni bir bilgi edindiğim zaman yapacağım ilk şey buraya gelmek olacak.

Seni az çok tanıyorum, Jungkook. Zaten benimle iletişime geçtiğin bilgisini paylaşmazsın, en azından kendi başının yanmaması için söylemezsin. Bu yüzden bu konuda için rahat. Sadece sana sakıncası yoksa bir şey sormak istiyorum. Bu bilgileri benden aldığında kime aktaracaksın? BMH'ye karşı bir örgüt kurulduğuna dair söylentileri duydum ama Hogwarts'ta temsilcileri var mı bilmiyorum. Aynı zamanda bu İkiz Defter'i de o kişinin verdiğini düşünüyorum. Aslında kim olduğu konusunda tahminlerim var ama emin değilim.

İkiz Defter demişken, gerçekten çok zekice bir yöntem. Şu an güvenlik önlemleri dolayısıyla hepsinin toplatıldığını biliyorum, eminim ki ulaşmak oldukça zor olmuştur. Eğer eski yöntemle devam etseydik bu hem riskli hem de yavaş olurdu.

Lafı toparlamak gerekirse, evet, teklifini kabul ediyorum :)"

Tekrar üstü kapalı bir şekilde yazdıklarımı kontrol ettikten sonra defteri kapattım. Jungkook'un arkasında biri olmak zorundaydı çünkü hem İkiz Defterler'e kendi başına ulaşamazdı hem de benden aldığı bilgiler bu işe karışabilecek birine gitmediği sürece işe yaramazdı ve benim bu kişinin kim olduğunu bilmem gerekiyordu. Bu sadece kendi bilgi dağarcığımı genişletmek için değil, doğru kişiye güvenip güvenmediklerini anlamak içindi. İyi gibi görünen ama aslında sadece ajanlık yapan o kadar çok kişi vardı ki vereceğim bilgilerin doğru yere gidip gitmeyeceğinden emin olmalıydım.

Defteri cüppemin içine saklayıp odaya geri döndüğümde hiç ses çıkarmamaya çalışıyordum. Üstümdekini çıkarmadan önce defteri yastığımın arkasına tıkıştırdım. Yatağa geri girdiğimde elimle defterin orada olduğunu bilsem de varlığını kontrol ettim. Uykuya dalarken güneş yavaşça kendini göstermeye başlamıştı.

Beni sıcacık yatağımdan ayıran şey Yoongi'nin beni aceleyle kaldırması olmuştu. Gözlerimi açmaya çalışırken Yoongi bir yandan üstünü giyiniyor, bir yandan da "Cisimlenme kursuna geç kaldık! Eğer beş dakika içinde büyük salona gitmezsek dersi kaçıracağız..." diye söyleniyordu.