7; butterflies in my heart

1K 129 39
                                    

Ellerim titriyordu, sürekli derin nefesler alarak kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ama nafileydi, çok korkuyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ellerim titriyordu, sürekli derin nefesler alarak kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ama nafileydi, çok korkuyordum. Taehyung'a bir şey olacağı düşüncesi beni delirtiyordu. Onsuz yapamazdım. Onuda kaybedemezdim. Zamanı doğru kullanmamıştık en başından beri ikimizde. Benim aklım başıma onlara göre biraz olsun erken ama her şeye rağmen geç gelmişti ama biraz olsun kendimi kurtarmıştım, Taehyung ise o bataklığa saplanıp kalmıştı ve zaman kum taneleri gibi parmaklarımızın arasında ufak esintilerle yok olurken ve ben yeni bir hayat oturtmaya çalışırken Taehyung zamanını o bataklıkta harcamıştı ve şimdi boks klübünün revirinde, pislik içinde bir odada hayata tutunmaya çalışıyordu. Belki hayat adil değildi ama bazı şeyler için sadece insanları suçlayamazdık çünkü bazen bazı şeylere biz karar verirdik ve bu kararlardan sonra hayatı suçlamamız hiç adil bir davranış değildi.

Jennie tüm soğukkanlılığı ile duvara yaslanmıştı, yüzünde tek bir hüzün kırıntısı bile yoktu, zaten onun Taehyung'a tek bir duygu bile beslemediğini Taehyung hariç herkes biliyordu. Aslında Taehyung'da biliyordu ama bilmiyormuş gibi davranıyordu ve şu an içeride doktora yardım eden Lisa ne kadar güçlü dursa bile onun içten içe nasıl beter olduğunu biliyordum, bende tatmıştım sevdiğin ölüm kenarındayken yaralarını ellerin titreye titreye dikmenin nasıl acı olduğunu. Hem kör bile anlardı Lalisa'nın Taehyung'a aşık olduğunu. Apaçık bir gerçekti bu, Taehyung bile farkındaydı aslında bunu. Lalisa'nın aşkını oda farkındaydı.

Yanıma birisinin oturduğunu pek tabi fark etmiştim ama bakmaya gerek duymuyordum. Tahmin edebiliyordum, zamanında bu parfümün kokusunu çok duymuştum "o iyileşecek, güçlü çocukdur Tae" alayla güldüm, sinirden ellerim istemsizce yumruk şeklini almıştı. Ağlamaktan kızarmış gözlerimi gözlerine diktim, yüzümde hala alaylı bir gülüş vardı "Jimin içinde aynısını demiştin hatırlıyor musun Seok Jin! yine tam burada oturup gözlerimiz dolu dolu kapıya bakarken ve kalbimiz yanarken gelip bize bunu dedin! Bize gelip saçma cümleler sıraladın ama hiç faydası yok biliyor musun? Kalbimdeki o acı geçmiyor veya sana olan nefretim azalmıyor. Ben senin yüzünde hayatımdaki herkesi, sevdiğim herkesi kaybediyorum."

"Ah Rosé-"

"Benim adım Chaeyoung" sinirle bağırdım ama o sadece gülmüştü.

"Hayır şu an karşımdaki kişi güçlü Rosé ve emin ol Rosé benden nefret etmiyorsun beni bir abi gibi seviyorsun çünkü senin, Jimin'in ve Taehyung'ın hayatını o kadar çok kurtardım ki bana minnet bile duyuyorsun" dedi ve omzuma dökülen sarı saçlarımı geri itti. "sarı yakışmış, Jimin kızıl saçlarını daha çok severdi ama buda güzel." yanımda geçip gitti.Ondan nefret ediyordum ve onu boğmak istiyordum ve minnet falan duymuyordum. Evet bizi kurtarmıştı pek çok kez ama bizim tehlikeye düşmemize sebep olanda oydu zaten.

Saatlerce o koridorda oturmuştum, Taehyung'ın içindeki kurşun çıkarılmıştı ama çok fazla kan kaybetmişti ve toparlanması uzun sürecekti. O odada dinlenirken nefes almak için kapının önüne çıktım, onu buradan çıkarıp eve getirecektim ve işten biraz izin alıp onunla ben ilgilenecektim. Saçlarımı geriye itip topladım ve derin bir nefes verdim en azından hayati bir tehlikesi yoktu ve bu derin bir nefes vermek için iyi bir nedendi.

"Al"ilk önüme uzatılan bardağa sonra o bardağı bana uzatan Jungkook'a baktım, yüzü ifadesizdi ve onun elinde de karton ardak vardı. Oda bütün gece uyumamış benimle oturmuştu. Benim gözlerim ağlamaktan onunki uykusuzluktan kızarmıştı.Elindeki bitki çayını aldım hem içimi ısıtır hem de sakinleştirdi. " Teşekkür ederim" dedim.

"Önemli değil" diyerek kendi içeceğinden yudumladı, onun bardağında kahve vardı, şu an o kahve bana mükemmel gözükse bile fazla kafein tüketmeyi sevmiyordum. "Seok Jin ile aranıza ne var bilmiyorum ama haklı olduğu bir konu varsa oda Taehyung'ın çok güçlü olduğu. Uyandığında seni böyle görmesin eve git ve dinlen" dediğinde ona bakmadan içeceğimi yudumladım. "Hiçbir yere gitmiyorum, daha önce gittim ve Jimin'i bir daha göremedim. Taehyung uyanınca onu alıp öyle eve gideceğim" böyle bir hatayı ikinci kez yapmazdım,akşam iyiydi ama eve gidip döndüğümde Jimin gitmişti aylarca onu görememiştim ve gördükten bir gün sonra ise öldüğünü öğrenmiştim ama cesedi bile yoktu ortada.

"Taehyung'ı üzecek olan şey seni böyle görmek olur" bir kahkaha dudaklarımın arasından feryat ederken ve yaklaşan baharın rüzgarı saçlarımı yüzüme savururken yamuk bir gülüş ile yüzümü Jungkook'a döndürdüm "Hadi ama Jungkook karşında üç yaşında çocuk mu var senin. Beni neden göndermek istiyorsun acıkça söyle."

"Seni üzgün görmek pek tabi Taehyung'ı üzer ama.." beklenti dolu gözlerimle ona bakıyordum. "seni üzgün görmek beni de üzüyor, gözlerin kıpkırmızı ve bu beni cidden yakıyor Rosé" bana isimimle seslenmesi ve dedikleri yüzünde öylece kalakalmıştım. Ne konuşabiliyordum neden bir şey yapabiliyordum sadece ona öylece bakıyordum, tam gözlerinin içine bakıyordum. Ve bu iyi bir şey değildi. Bir boksör aşık olmak için seçilebilecek en son insan olmalıydı. Jeon Jungkook kalbimdeki kelebeklerin kanat çırpmasına neden olacak son kişi bile olmamalıyıdı çünkü ne kadar güzel bakarsa baksın bu hikayelerde mutlu son olmazdı ve her zaman bir taraf üzülür, bir tarafta ölürdü. Ben üzülmüştüm ve şimdi ne yeniden üzülmeye gücüm vardı nede ölüp birini üzmeye dayanacak bir kalbim.

"Beni umursama Jeon. Üzülürüz" elimdeki çayı onun eline tutuşturdum ve arkamı dönerek içeri girdim.

Beynimi susturabilirdim, mantığımı kullanıp Jungkook'tan uzak durabilirdim yada ona bakmayıp ondan kaçabilirdim ama unuttuğum bir şey vardı; Jeon Jungkook kalbimdeki kelebeklerin kozasından çıkmasına neden olmuştu bir kere ve onlar orada uçuşarak beni rahat bırakmayacaklardı. Jungkook'tan uzak durduğum her an beni yaralayacak ve tek tek intihar edip kalbimde kelebek mezarlıklarını kuracaklardı.

+25vote|+30yorum

+25vote|+30yorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Idyllic❦rosékook✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin