Yiğit'in Ölümü

66 7 24
                                    

Otele girdiğimde resmen hayranlık duyuyordum binaya.
Danışmaya doğru ilerlerken göz ucuyla Deniz'e baktım, kötü görünüyordu.
Gözleri çökmüş beli kamburlaşmıştı. Onu böyle gördükçe içimden bir şeyler kopuyordu sanki.

Birkaç adım sonra danışmaya vardığımızda danışman gözlüklerinin tepesinden bize baktı. Hoşgeldiniz faslını bitirdikten sonra Koray iki oda iatediğini söyleyince hemen atılıp,

- Koray bizim odamız hazır. 9. Kat 921 numaralı oda, eğer yakınlarında başka boş oda varsa sen kendine ayarla.
- Tamamdır. Gül Hanım arkadaşımı duydunuz, en yakın oda olsun lütfen. Dediğinde, muhtemelen genç kızın isminin Gül olduğunu yaka kartından öğrenen Koray'a kadın gülerek cevap verdi.

Bu harekete bozularak somurttum ve Koray'ın iki dakikalık oda ayarlamasını bekledik. En son bize dönüp,
- Gidebiliriz hanımlar, buyurun lütfen. Derken eliyle asansörü göstermiş yürümemizi beklemişti.
Asansöre üç dakikanın ardından girdiğimizde 9. Kata basmıştık.

Koray 923 numaralı odada kalacaktı. Bu kadar yakın olmasını beklemesem de garipsemedim, sonuçta daha ilk otelde kalışımızdı Deniz'le. Düzen nasıldı bilmiyorduk. Heyecanlı sayılırdım çünkü bu bina fazla modern ve heybetliydi, çok büyüktü.

Asansörün kapısı açıldığında önce Deniz çıktı ardından da Koray ve ben. Koskoca koridorda odalarımızı arıyorduk. Dümdüz uzun koridora girdiğimizde sırasıyla 920 ve sonunda 921 numaralı odayı bulmuştuk. Zor olmamıştı.

Aşağıda kadının bize verdiği kartla odanın kapısını açmıştım. Koray'a el sallayarak,
- Daha sonra görüşürüz, teşekkürler. Dedim ve Yorgun bedenimi içeriye attım. Deniz'de arkamdan girdiğinde kapıyı kapatmıştı.

Odada gördüğüm şeyle şoka girmiş olacaktım ki olduğum yerde kalmıştım neredeyse.
Karan, camın önünde durmuş şehir manzarasına bakıyordu. Deniz'in de benden farkı yok gibiydi. Birkaç saniyenin ardından Karan bize dönmüştü.

Soğuk bir şekilde elleri ceplerinde,
- Hoşgeldiniz.
- S-selam. Burada olduğunu bilmiyordum da kusura bakma. Mesajda sizin odanız yazıyordu.
- Zaten sizin odanız.
- Hm her neyse, ben teşekkür ederim her şey için. Haber vermedim, bu kadar umurunda olduğumu düşünmüyordum. Zaten aceleyle çıktık.
- Biliyorum.
Deniz'e dönüp,
- Deniz, Karan ben. Belki Afra bahsetmemiştir diye söylemek istedim. Biz çok iyi bir şekilde tanışmadık Afra ile. Afra'nın arkadaşıyım.
- Deniz önce bana bakıp ardından Karan'a bakarak başını salladı.

Deniz ardından bana dönüp,
- Afra Yiğit'ime gidecek miyiz ?
- Gideceğiz güzelim, ama önce biraz kendimize gelelim olur mu ? Dinlenmeye ihtiyacımız var. Hem bak artık Muğladayız sakinleş bebeğim.
Diyerek alnından öptüm.

Yere bıraktığım ağır valizi tekrar elime alıp yatağa attım.
- Nasılsın Afra ? Şahsen ben olsam bana haber vermediğim için kendime darılırdım.
- Ben.
duraksadım.
- Ben sana daha fazla yük olmak istemedim Karan, zaten sana bir hayat borçluyum. Her şey ne olduysa sabah birden oldu, ben de anlam veremedim.
Soğuk tavrını koruyarak,
- Peki, ben yan suitteyim o zaman.
Diyerek odadan çıktı.

Bunlar da ne demek oluyordu şimdi, bana neden bu kadar yardım ediyordu ?
Zaten hayatımı kurtarmıştı yetmiyor muydu ? Amacı neydi ve çoğu şeyi nereden biliyordu ?

Düşüncelerimi bölen Deniz'in sorusuydu.
- Karan denen şu suratsızı düşünmeyi bırakır mısın Afra ? Yorgunum uyuyacağım ben, kıyafetleri dolaba yerleştirir misin ?
- Yerleştiririm tabii güzelim, keyfine bak.

Valizin fermuarını açıp içine sokuşturulmuş kıyafetlerin hepsini yatağın bir köşesine boşalttım. Büyük beyaz dolabın sürgülü kapağını yana çektiğimde askılık bölümüyle beraber gardırobun daha başka odacıkları da vardı. Asılacak birkaç parça kıyafeti astım. Diğerlerini de dürerek odacıklara yerleştirdim. Sırada üzerimdekilerden kurtulmak vardı.

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin