~Meghan Trainor feat Nicki Minaj-Nice To Meet Ya~
°Taeyong'un Anlatımı°
"Neden ben gitmek zorunda kalıyorum? Alın bir yerden bitsin işte. Özel olarak diktirmeye hiç gerek yok"
Derin bir nefes alıp anlımı ovuşturdum. İşler beni aşırı yoruyordu ve bir de bu takım elbise çıkmıştı başıma. Sinirle nefesimi dışarıya verdim ve arabaya doğru ilerledim. Arabaya binip bana konumunu attıkları terzi dükkanına sürmeye başladım. 2 hafta sonra düğünüm vardı ve takım elbise diktirmek zorundaydım. Benim haberim olmadan ayarlamışlardı bile. Biricik(!) müstakbel eşim sağolsun asla bana sormadan bütün işleri hallediyordu. Çünkü bu evliliği ailelerimizden çok o istiyordu. Sakin kalmaya çalışarak yola odaklandım. Umarım bugün hemen sonlanırdı.
...
Dükkanın yan tarafına arabayı park ettikten sonra dükkana girdim. Yoğun oda spreyi kokusu her tarafı sarmıştı. Gözlerimle etrafı süzerken yanıma çok şık bir kadın gelmişti. Bana içten bir gülümseyip konuşmaya başladı:
"Hoşgeldiniz Bay Lee. Sizin için hazırlıklar yapmıştık. Beni takip edin lütfen."
Ben de aynı şekilde gülümseyip onu takip ettim. Açıkçası oldukça şık ve geniş bir mekandı. Buranın sahibinin ismini önceden çok duymuştum. Fakat hiç buraya geleceğimi düşünmezdim. Yani bir mağazadan almak varken benim için çok uğraştırıcıydı. Geldiğimiz yere kıyasla daha küçük odaya girdiğimizde gözüme çarpan ilk şey büyük bir sürü kütük rafların üstünde duran rengarenk iplerdi. Buna hafif bir tebessüm edip kadının beni yönlendirdiği koltuklara oturdum. Etrafı incelerken buranın sahibiyle tanışmayı daha çok istiyordum. Prova mankenlerinin üzerindeki kıyafetleri incelerken arkamdan gelen sesle o tarafa döndüm. Döndüğüm gibi de tam anlamıyla nefesim kesilmişti:
"Hoşgeldiniz bay Lee."
...
°Ten'in Anlatımı°
"Çalışanlarımız ölçülerinizi aldı zaten. Müstakbel eşiniz bu sabah gelerek nasıl bir takım istediğinizi anlattı. Her şey istediğiniz gibi olacak emin olun. Bize güvenebilirsiniz."
Bay Lee'ye birkaç tane daha ek olarak model gösterirken ona baktım. Ona döndüğümde beni incelediğini gördüm. Doğrulup gözlerine bakınca aramıza biraz mesafe koyup boğazını temizledi. Ellerini pantolonunun ceplerine sokup konuştu:
"Ben yarın yine gelip bir bakmak istiyorum. Sizin için bir sakıncası yok değil mi?"
"Tabi ki de yok. İstediğiniz zaman gelin lütfen."
"Bir de özel olarak telefon numaranızı istiyorum. Yani bir değişiklik olursa diye ilk sizle konuşmak isterim."
Biz kapının oraya doğru yürürken kasanın oraya gelip iç kısımdan kalem kağıt alıp numaramı yazdım. Kağıdı katlayıp uzattım. Gülümseyip elimden aldığında aynı şekilde ben de tebessüm ettim. Elini sıkıp konuşmaya başladım:
"Tanıştığıma memnun oldum bay Lee."
Dükkanın içine girip Yangyang ve Johnny'nin yanına geldim. Yanlarına girince Johnny'e numara işini söyleyince ilk biraz konuşsa da kabul etmişti. Konu konuyu açarken Yangyang'ın ani sıçrayışıyla korktuk. Eline telefonunu alıp çantasına koyduğunda ona dönüp konuştum:
"Noldu şimdi neden kalktın?"
"Bugün renjun'la buluşucaktık abi de benim aklımdan çıkmış. Şimdi gitsem anca yetişirim."
"İzin almadın ama git bakalım. Geç saate kalırsan eve almam anneme söylerim annemlerde kalırsın anlaştık mı?"
Beni onaylayıp dükkandan çıkınca arkasından güldüm. Umarım geç kalırdı da annemlere gönderirdim.