One - annem

332 13 2
                                    

İrem'den anlatım
Sabah gözlerimi bir lanet ama bir okadar da güzel bir güne araladım.
Üniversiteyi bitirememiştim , yani mezun olamamıştım.
Üniversitenin bitmesine son bir kaç ay kala babam vefaat etti.
Biz bir gecekondu mahallesinde yaşıyoruz, yani annem ile ben.
Annem'de hasta. Üniversite mezunu olmadığımdan iş bulmak hiç'de kolay olmuyordu. Ama en sonunda bizim mahallenin fırıncısı yunus amca yanında çalışmama müsade etti.
Annem ,,ben çalışırım kızım , sen oku" desede tedavisi için para toplayacaktım.
Annem AIDS hastasıydı.
Dünyanda en çok can alan hastalıklardan bir tanesi.
Ama gitmesine izin vermeyecektim!
Bu hastalığın her ne kadar bir tedavisi olmasada doktorlar ,, bir yol olabilir , anneniz aslında çok sağlıklı bir insan " diyorlardı.
Ben inanamıyordum , ama inanmalıydım!
İnanmasam annem ne olacak?

Bu düşüncelerimden beni annem kurtardı.

İremin annesi firuze : kalk bakalım uyku torbası!
İrem: annem! Sen ne ara kalktın? Hadi git dinlen!
İren yatağında doğruldu , tan ayağa kalkacakken annesi kolundan tutup geri otutturdu ve kendisi de iremin yanında yerini aldı.

F: benim için endişelenme kızım.
Firuze parmakları ile nazikçe iremin saçlarını tarar gibi okşadı.
İrem ise saçında olan eli , eline aldı ve gözlerini kapayıp öptü.

İ: sen böyle düşünme annem. Bak seni kuratara-
F: ama yinede umutlanma kızım. Olurda-
İ: öyle bir şey olmayacak anne! Hem bak umutlanmassak ölürüz, ayakta kalacak gücümğz kalmaz.
F: üzülmeni istemiyorum ki kızım. Yeterince acı çektin , geleceğinden oldun.
İ: sen bunları düşünme annem. Hadi! Kahvaltı yapalım!
F: hazır bile.
İ: elimi yüzüm yıkayıp geliyorum
F; bekliyorum kızım.
Firuze aşağı iner.
Nefes ise derin bir iç çekerek lavboya doğru yol alır.
Lavabo'dan çıktıktan sonra salona ilerler.

Masada : iki dilim salatalık , taş gibi sert bir ekmek , yumuşacık bir domates ve 1 tane kırılmış yumurta vardır.

İ: sultanım , ben bir rüstem abinin fırınına gidip sıcacık ekmek alayım -
F: gidip alsan iyi olur aslında
İ: hadi ben kaçtım
İrem annesinin yanağına bit öpücük kondurur ve ekmek almaya çıkar.
Ancak çantasına baktığında sadece 1 tl bulur.
Belki evde para vardır umudu ile evin yolunu tutar. Ellerini cebine koyduğunda 5 tl çıkar.
Hemen koşa koşa fırına gider.

İ: ben geldim rüstem amcam!
R: hoş geldin güzel kızım
İ; bana bir ekmek verebilir misin? En tazesinden!
R: tabi! Daha az önce fırından çıkardığım bir tane var.
İ: çok sağ ol!
İrem parayı uzatır.
R: yok kızım . Sizi iyi tanırım buda benden olsun
İ: olur mu öyle şey? Bak zaten her hafta bir ekmek veriyorsun .
R: isterseniz her gün veririm. Yeter ki isteyin.
Biz firuze ile kardeş gibiyiz.
İ: emin misin abi?
R: emin değilim rüstemim
İrem gülümser
İ: allah razı olsun
R; afiyet olsun. Annene selam söyle kızım
İ: aleykümselam! Hadi ben gittim abicim
İrem çıkar ve koşa koşa eve gider.
Kapıyı açar.
İ: anne! Bak ekmek aldım! Aslında param bardı ama rüstem abi ısrar etti!
Anne! Anne? Duşa mı girdin?
İrem salona , mutfağa, duşa ve en sona da annesinin odasına gider.
Firuze yerde tam ilaç dolabının önünde baygın duruyordu.
İ: anne! Anne!
İrem hemen annesinin yanına oturur ve yüzen hafif tokatlar atar.
İ: annem uyan! Annem uyan! Anne n'olur uyan! Bak ekmek aldım ! Sen reçelide seversin gidip alayım mı? Annem kalk! Bak o koyu yeşil gözlerini kapama!
İrem ağlamaya başlar ve kalkar.
Hemen yatağın üzerinde duran telefonu alır.

İ: alo!
Dr: buyrun?
İ: acil ambulans! Acil! Hemen!
Dr: sakin olun! Adres?
İ: **********************
Dr: tamam! Hemen gönderiyorum
İ: çabuk!

Yaprak 🍂 NEFTAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin