0.2

116 15 19
                                    

Sizi çok seviyorum ♡

****

MİLLİE'DEN:Eve vardığımızda yağmur azalmıştı. Fakat hala yağıyordu. Finn evime baktı. Bana döndü.

"Aslında evin büyükmüş. "Dedi. Gülümsedim,

"Tabii ki,o kum torbasını küçük bir evde tutamazdım." Dedim. Tatlı bir kahkaha attı. 

"Umarım o kum torbası senden nefret etmiyordur."Dedi.

"Şey,malesef o cansız,canlı olsa ona vurmazdım."Dedim.

Anlamamış gibi baktı ve ona biraz yardım etmem gerek diye düşündüm. Noah gibi jetonu geç düşebilenler de vardı. Ve bu kesinlikle onların suçu değildi (!)

"Yani,bir canlının canını acıtmak doğru olmaz. Buna kimsenin hakkı yok ve bunu kimse yapmamalı!"

"Evet... fakat yanlış olması insanlar için pek sorun değil gibi. Yani keşke herkes senin gibi iyi olabilse,iyi düşünebilse... dünya çok daha iyi bir yer olacağına eminim."

Wow, bu konuşma ilginçti.

"Beni tanıyormuş gibi konuştun."

"Belki de tanıyorumdur..."

Bu çocuk kesinlikle fazla gizemliydi. Sanki tek bir bedende bir çok kişiliği vardı ve belki de...kızlar da onun bu yönünden etkileniyordu? Peki ya ben? Ona karşı ne hissediyordum?,bu konu hakkında düşünmek çok saçma Millie!,daha bu gün tanıştığın birine cidden aşık mı oldun?,nasıl?,rekorlar kitabına girerek mi?, kafanı topla mal!

Düşüncelerimden sıyrılmamı babamın sesi sağladı.

"Hey Millie bu kim?" 

Babamı görmem ile gülümsedim. Fakat hiç kimse içten ona ne kadar kırık olduğumu bilemezdi. 

"Arkadaşım."

"Peki... neden kapının önünde duruyorsunuz?"

"Biz... Bir nevi vedalaşıyorduk." Dedi Finn.

Vedalaşmak? Vedalaşmak! Ne demek ya bu!

"Hayır ben ondan ödevleri istiyordum."

"Hangi ödevleri Millie?,Matematik mi yoksa insan kimyası mı?" Finn kaşlarını sert bir şeklide çattı fakat bu şeklide bile tatlı görünüyordu. Ahh! Neden ben buna takılıyorum ki şimdi?

"Bakın bay Brown,arkadaşlığımız sadece sınıf arkadaşlığı boyutunda. Bundan emin olabilirsiniz. Ayrıca kızınız sandığınız gibi biri değil. Ve ben de onun erkek arkadaşı değilim."

Dediği şeye ile beni kurtarmıştı fakat neden bir yandan da kalbim acımıştı?,bu mantıksızlık! 

"Buna sevindim bay..."

"Wolfhard.

***

FINN'DEN: (fark edilsin diye büyük yazdım)

Evlerinin önünden daha ayrılamamıştım,sevdiğim kızın evi bile oldukça şahane bir manzaraydı ve o sanki usta bir ressamın ellerinden çıkma,tatlılıkla dolu bir tabloydu.

***

♢Ertesi gün♢:

MİLLİE'DEN: Okul için uyanmam gereken lanet 'alarm' çalıyordu. Fakat okul şuan gitmek isteyeceğim son yerdi. Ve bu kötü hissettiriyordu. Çünkü orada arkadaşlarım vardı. Noah,Loren,Sadie ve galiba 'Sihirbaz' herkes ona kızları kendine aşık edebildiği için Sihirbaz diyordu. Fakat ben tek bir vücutta, farklı kişilikler bulundurabilığı için diyordum. Ve bence ilk başta saçma gelse de şimdi havalı olduğunu düşünüyordum. Hem lakabın hem de Finn'in,fakat neden ona karşı bu kadar yumuşak davrandığımı anlamıyordum.   Sanki konu Finn olunca beynim bütün  kontrolden çekiliyor gibiydi. Ve sanki Finn giderek benim bir tür zayıflığım haline geliyordu...ama neden?...

SİHİRBAZ/FİLLİEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin