Dün çok yorucu ve heyecanlı bir gündü. Hep kitaplarda anonim diyalogları hoşuma gitmiştir. Fakat çok utangaç bir yapım olduğu için asla biraz vakit geçmeden içten konuşamıyorum.Dün saatlerce Yağızın cevap vermesini bekledim ama cevap gelmedi. Bende camın önünde Yağızın penceresine bakarak uyuyakalmıştım.
Şimdi ise okula gitmek için hazırlanmaya başladım.Siyah kot pantolon giyip üstüme kısa kollu formamı giydim.Son olarak da salaş siyah kapüşonlu hırkamı giydim.Saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Makyajı yersiz abartanlardan hoşlanmazdım o yüzden gözlerime rimel sürüp hazırlandım.
Saate baktığımda daha evden çıkmam için 10 dakikam vardı.Bende çantamı kapının oraya bırakıp koltuğa oturdum. Telefonumdan bildirimlere bakarken aklıma aklımaaa...
Tabi ya dün Yağıza ben mesaj attım.İyi de cevap verdi mi? Hemen eski telefonumu bulmak için koşarak odama gittim.Hızlı hızlı ararken birtürlü bulamıyordum.
En Son dün uyuyakaldığım yere gittim.Eğilerek yatağımın altına baktım.Evet ordaydı. Hemen elimi uzatıp telefonu aldım.Korkuyordum acaba cevap vermişmiydi. Ama eğer vakit kaybedersem okula geç kalıcaktım. Telefona sonra bakmaya karar verdim ve hemen okula gitmek üzere evden çıkmak için kapıya gittim.
Çantamı omzuma takıp evden çıktım. Şapkamı kafama takıp kulaklığımı da taktıktan sonra en sevdiğim şarkı listemden rastgele bir şarkı açtım.
Hiçbir zaman mutluluğumu çok içten belli eden biri olmamıştım. Babam öldükten sonra çok bocalamıştım. Yağız beni hayata tutunduran tek daldı.Onunla yaşamayı öğrenmiştim.
Okula geldiğimde yavaşladım. Okuldakiler her zamanki gibi dışarıda oturup gülüşen mi dersiniz erkenden TOP oynayan mı dersiniz bilemedim.
Güvenlik Ahmet abiye selam verip bahçeye girdim.Yavaş yavaş yürürken önüme birden top geldi.Kulaklığımın tekini çıkarıp topu elime aldım.Kafamı çevirdiğimde Yağızın arkadaşları basketbol oynuyordu.Fakat Yağız yoktu.Kerem ordan 'topu atarmısınn' diye bağırdı.Acaba potaya yakındım potaya mı atmalıydım.
Ama atamazsam rezil olacaktım.Kimin umrundaydı ki topu elimden potaya doğru attım.Topu gözlerimle takip ettim. Erkekler de merakla topu takip ederken top güzel bir şekilde fileden geçti. Yüzümde küçük bir tebessümde bulundum.
Kerem baya şok olmuş bir şekilde bana bakarken kendime gelip okula doğru ilerledim. Sınıfa girdiğimde birkaç kişi vardı. Yerime geçer geçmez Yağız için aldığım hat olan telefonu çantamdan çıkardım. Açtığımda hiçbir mesaj olmadığını gördüm.
Moralim bozulmuştu. Dikkatini çekememiştim. Acaba nasıl yazmalıydı bana.Çok enerjik bir şekilde başlasam devam ettiremezdim. Ben düşünürken sınıfa Selen girmiş hatta yanıma oturmuştu bile. Kendime geldiğimde selam verdim.
'Serra çokgüzel top attın görünce şok oldum.' Demek beni görmüştü. Bende gülerek karşılık verdim. 'Kuzenimle okula girişte atışınla baya şok olduk.'diyip gülmeye başladı.Fazla üstelemedim. 'Ee alışabildin mi nasıl okul?' Konu açmaya çalışıyordum. Ne kadar beceremesem de:)
'Aslında alışma sürecindeyim. Bir tek seni birde kuzenimi tanıyorum fakat zamanla alışırım umarım.' Daha geleli 2 gün olmuştu ve 2 günde 2 tanıdık arkadaş bile büyük bir başarıydı benim açımdan. 'Çok takma bak bana 4. Yılım ama hala herkesi tanımıyorum.'
Aslında ben tanımayı tercih etmiyordum. Okuldakiler çok sahtekar geliyordu. Hepsi değil tabi ama birçoğu öyleydi. En iyisi tek başıma devam etmek diyordum fakat Selen gelince aslında arkadaş olmak fena bir fikir değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMONLU KEK (Yarı Texting)
ChickLitHer şeyin sonu olduğunu sanan Serra'nın hayatına yeni biri giriyor ve platonik olsa da artık açılması gerektiğini biliyor o zaman haydi sende oku bakalım