Yıldırımı Öpmek | Zeus

-2-

Zeus^^

Yüzünü yıkadığı soğuk su ayılmasına yardımcı oldu.

Floresan lambaların altında her şeyin netleştiğini sanmıştı ama su yüzüne değdiği an bunun doğru olmadığını anlamıştı. Saatlerdir bir yabancıyla aynı arabadaydı ve resmen onu evine götürüyordu. Acaba yanlışlıkla ekstazi mi içmişti? En son altı ay önce yapmıştı, tekrar kullandıysa eğer bu pek iyi olmayabilirdi. Her an uyuşturucu batağına saplanabilirdi ve bunu uyuşturucu satıcılarından başka kimse istemezdi.

İç çekti ve başka şeyleri suçlamak yerine zihninin derinliklerini yokladı. Garip isimli bir yabancıyla gecenin bu vaktinde ne yapıyordu? Daha önce Yunan arkadaşları olmuştu, garip isimleri vardı. Bu sebepten Zeus'un ismini garipsememişti ama hala büyük soru işaretleri mavcuttu. Güzel gözleri ve muhteşem suratı olan birini öylece evine götürebilir miydi? Sadece bu ikisi birini hayatına almak için yeterli olmamalıydı ama bu gece çok fazla şey olmuştu ve artık neyin ne olduğunu bilmiyordu.

Aslında Zeus onun hayatını kurtarmış sayılabilir miydi? Tabii ki de hayır, sadece bardan çıkmasına yardımcı olmuştu o kadar. Bu yüzden bu saçma şıkkı eledi. Hiçbir açıklaması yoktu işte, yine o fevri hareketlerinden birini yapmıştı. Bu saatten sonra San Diego'ya varmadan da adamı arabasından öylece atamazdı. Gerçi, hoş bir sohbeti ve iyi bir müzik zevki vardı ama ondan yayılan tuhaf bir şeyler seziyordu. Zeus neredeyse ona hayatı kendisine bağlıymış gibi bakıyor dese, çok da yalan olmazdı. Tüm bunların ışığında, içten içe hiçbir sebep olmamasına rağmen Zeus ile daha fazla vakit geçirmek istiyordu.

Aşık olmuş olamazdı, hayır, o kadar da hızlı değil. Hayatında hiçbir kişiye bu kadar hızlı aşık olmamıştı ve bu sefer de olmadığına emindi. Peki Zeus ile flört eder miydi? Her halükarda ederdi, tabii Zeus onun tipsizliğine katlanabilirse. Sienna güzel sayılırdı ama Zeus'un tanrıça gibi kadınlarla gezdiğine emindi, bu yüzden kendi suratı bir hayli tipsiz bir hal alıyordu.

Gözlerini kapattı. Düşünceleri nasıl bu kadar hızlı yön değiştirebilmişti? En son onu neden arabada tuttuğunu düşünüyordu, şimdiyse kendisiyle flört eder miydi, etmez miydi ikilemindeydi. Tam bir aptaldı, gecenin bu saatinde başka bir şey olması da beklenemezdi zaten.

Banyodan çıktı ve benzin istasyonundaki kafe kısmından kendine sütlü kahve aldı. Daha sert olanını içmek isterdi ama onları sıcakken içemiyordu, soğuyunca da tat alma duyusu felç geçiriyordu.

Elindeki karton bardakla etrafa bakındı. Çikolataların olduğu reyonun arkasındaki camdan arabasına yaslanmış Zeus'u gördü. Hafif bir heyecanlanmayı saymazsa ifadesiz kaldı bile denebilirdi Sienna için. Zeus ise düşünceli gözüküyordu. Sanki dünyadaki varlığını sorguluyordu ve kalmak için bir sebep arıyor gibiydi. Belki kendisi ona bir sebep olurdu? Göz devirdi. İyice saçmalamaya başlamıştı bu yüzden kahvesinden büyük bir yudum aldı.

Market kısmından da birkaç sağlıklı atıştırmalık -protein ve meyve bar- aldıktan sonra arabasının benzin parasını da ödedi ve dışarıya çıktı. Zeus kendisine dönerken zaman yavaşlamış gibiydi. Sienna hiçbir şey olmadığını biliyordu, ortada anormal bir durum ya da afili bir aşk hikayesi yoktu; uykusuzluğun getirdiği çöküntüyle kuruntu yapıyordu o kadar. En azından umudu bu yönde filizleniyordu. Zeus'a öylece aşık olacak kadar aptal değildi.

Benzin pompasını yerine yerleştirdi ve benzin girişinin kapağını kapattı. Arabaya yerleşirken Zeus da onu takip edip yanında yerini aldı. "Yoruldun mu?" Diye sordu Zeus ona dönerek.

"Sorun yok." Diye gülümsedi Sienna. Gereksiz gülümsemeyi de bırakmalıydı ayrıca.

Arabayı çalıştırdığında Zeus'un iç çektiğini duydu. Ve, Sienna, henüz sormayı planlamadığı soruyu ağzını tutamadan söyleyiverdi. "Neden benimle geldin?" Çok kaba olduğunu fark edip dudağını ısırdı. "Yani, öylece benimle gelmen biraz-