bölüm 42

53 1 0
                                    

Başımı Boran'ın omzuna koymuş kalemle elini çiziyordum.Çok iyi resim çizerdim.Tabi çok iyi dediysem bana göre çok iyi.Kimse beğenmezdi çizdiklerimi.Çok da umurumdaydı.Kafamda baskı hissedince Boran'ın saçlarıma buse kondurduğunu anlamıştım.Şampuanımın kokusunu içine çektiğini hissedebiliyordum.Kafamı kaldırıp Boran'a baktım.Aptal aptal gülüyordu.Kaşlarımı çattım.Ağzımdan laf çıkacağı vakit dudaklarımda sıcak dudaklarını hissettim.

Geri çekilince dudaklarımı ısırdım."Kirazlı nemlendirici mi?"Kahkaha atmaya başlamıştı.Cidden öyle bir tat almıştım.O da düşünüyor gibi yapıp"çilekli mi?"dedi.Kafasına bir tane vurdum.Elim ağırdı.Başını okşamaya başladı.Kıyamazdım ona ben ya.Vurduğum yeri öptüm.Çok çocuksu davranıyordu.

"Öpersen belki geçer."Vurduğum yeri gösteriyordu.Aynı yere bir kere daha vurdum."Sapık!"Gözlerini fal taşı gibi açıp yüzüme baktı."Hem suçlu hem güçlü.Gel buraya."Karnıma kafa atıyordu.Galiba beni yere düşürme amacındaydı.Reflekslerim kuvvetli olduğundan hemen hırkasından tutunup yere düşmemeye çalıştım.Ama bu ondan pes etmiyordu.Galiba tutunamıyordum dememe kalmadan popomu zeminde hissettim.O acıyı,o hissi hiç bu kadar derinden hissetmemiştim.

İstemsizce ağzımdan bir inleme sesi çıktı.Canım çok acıyordu.Taşlar batıyordu çünkü.Ağlamamak için zor durduğuma yemin edebilirim.Hani tırnak etinizi soyuşunuz,küçük ayak parmağınızın sehpaya vuruşu öyle acıların tamamını şimdi hissediyordum.Başımı aşağı eğip ağlamaya başladım.

Koltuk altlarımdan tutup beni kaldırıyordu."Özür dilerim Helya.Yemin ederim böyle olacağını bilmiyordum.Amacım seni düşürmekti ama bu kadar acıyacağını bilmiyordum."Bir şey demek istemiyordum.Onunla konuşmak bile istemiyordum.Başımı kaldırıp Boran'ın gözlerinin içine baktım.Ağladığımı fark etmiş olacakki kaşları büzüldü.

"Lütfen,gider misin?"Böyle bir şeyi beklemediğinden şaşırmış vaziyette bana bakıyordu.Belimden tutmaya çalıştığında bir adım geri gittim."Lütfen,beni dinle ve git."Dudakları aralandığında bir şey demesini istemiyordum.Elimle dur işareti yaptım."Konuşmayalım."

Çantasını banktan aldı."Seni arayacağım."diyerek yanımdan geçti.O gidince daha çok ağlamaya başladım.Niye canım bu kadar yanmıştı ki?Halbuki bu kadar hassas bir vücuda sahip de değildim.

Acım dinene kadar bankta oturdum.Sonra çantamı alıp evin yoluna koyuldum.Hiçbir şey düşünmeden orada 20 dakika boyunca oturmuştum.Eve geçip banyo yapmak istiyordum.Boranla konuşmak da istemiyordum.Böyle bir şey için trip atacak değildim ama konuşmak da istemiyordum.Uyumak istiyordum.

Tam yatacağım sırada sessizde olan telefonumu çantamdan çıkardım.12 kere Boran aramıştı.Bu kadar aramaya ne gerek vardı?33 mesaj da Boran'dandı.Onu meraklandırmak istemiyordum.Bu yüzden arama kısmına geçip Boran'ı aradım.İlk çalışında hemen açmıştı.

"Alo?Helya?"Sesinin titrediğini hissedebiliyordum.Kesin tırnaklarını da koparıp atıyordur.Çünkü stresteyken bunları yapıyordu."Efendim?"

"Sana kendimi nasıl affetireceğimi bilmiyorum.Şaka amaçlı öyle yapmıştım.Canının yanmasını ister miyim be yavrum?"İstemezdi."Biliyorum."Kısa kesiyordum.Çünkü uyumak istiyordum.

"Küs müyüz?"

"Değiliz."

"Neden trip atar gibi konuşuyorsun?"

"Atmıyorum."

"Atıyorsun?"Sinirleniyordum.Cidden şimdi atacaktım."Atmıyorum Boran.Kapatıyorum."

"Tamam tamam,dur!"Acaba ne diyecekti?"Seni seviyorum."Sessiz kaldım.Şu an şu iki kelimeyi içimden gelerek söylemeyecektim.Bu yüzden söylemedim.

"Yakında o da geçer."Onun yerine telefonu kapatmıştım.

Aşaka | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin