HAYEL
-Hira hadi uyan(hayel)
evet dostlarım hiç abartısız 1 saattir hira yı uyandırmaya çalışıyorum, yok olmuyor uyanmaya hiç niyeti yok
-Hira eğer kalkmazsan zulanı patla...(hayel)
cümlem bitmeden hira hızla yataktan kalktı
-Ne zulammı ?(hira)
yatağından kalkıp bir oyana bir buyana koşuşturmaya başladı, bu hali o kadar komiktiki gülmemek elde değil. Kahkahamı daha fazla tutamadım Hira hızla kafasını bana doğru çevirdi
-Sennn(hira)
Hayır hayır ben bu bakışları biliyorum Hiranın odasından çıkıp alt kata inen merdivenlere koştum, bir yandan Hiraya durması için bağırıyor bir yandanda koşuyordum
-Hayel kaçma buraya gel sen benim zulama nasıl ellersin yaa? Ben onları gözümden bile sakınıyorum, gel lan buraya(hira)
Bizim bağırış seslerimize Cenk odasının kapısına çıktı kapıdan yarı uyanık bize bakıyordu , bu aralar Cenk ailesiyle sorunlar yaşadığı için bizimle kalıyordu evde sadece kuzenim Hira ve ben kalıyorum
-Hey! Sabah sabah bu ne gürültü ?(cenk)
-Yaa hira bir dur zulana falan ellemedim sadece uyanman için öyle dedim (hayel)
Cenk kapıda dikilmeyi bırakıp yanımıza geldi, Cenk alt katta kalıyordu. Hira bağırmamla durdu. Hira durunca bende durup biraz soluklandım.
- Oh be sonunda(hayel)
Hira gözlerini kısıp kötü kötü bakmaya başladı bende ona en kötü bakışlarımı atıyordum
-Neler oluyor burda? (cenk)
Cenkin sorusuyla ikimizde ona döndük, Cenk kollarını göğsünde bağlamış bir ayağıylada yerde ritim tutuyordu, bir bana bir Hiraya bakıyordu
-Cenk bilmiyorsun sanki Hira yı uyandırma servisi devrede(hayel)
Cenkle daha fazla dayanamayıp kahkaha atmaya başladık, Hira surat asmayı bırakıp bize katıldı Hira yemek yemeyi çok sever ve her fırsatta bir şeyler yer. Kapı çalınca gülmeyi kestik
-Ben bakarım(cenk)
Cenk salondan çıkıp gözden kayboldu. Kesin Berrin gelmişti, bugün okulda Hira, Ben ve Berrinin ilk günüydü. İstanbula dönünce Cenk onun okuduğu okula gitmemizi istedi bizde onu kırmayıp kabul ettik, 3 yıldır ayrı şehirlerde yaşıyorduk, aslında bir yandan iyi olmuştu artık hep bir aradaydık, atık ayrılıklar yada vedalar yoktu
-Naber gençlik ben geldim (berrin)
Berrini yanına gidip sıkıca sarıldım
-Hoş geldin (hayel)
Berrin benden ayrılıp koltukta uyuklayan Hiraya baktı. Ah size söylemedim mi ? Hira tam bir uykucudur benim tam tersim nere gitsek uyur. Sanırım Berrini hala fark etmedi çünkü Berrin İstanbula geleli 3 gün oluyor, Cenk ve benim haberim vardı ama Hiranın yoktu. Berrin şaşkın gene Hiraya döndü
-ne oldu buna?(berrin)
omuzlarımı silkip mutfağa yöneldim
-Sence?(hayel)
-Hayır yaa! Yinemi uyandırma kavgaları? Siz hiçmi değişmiceksiniz?(berrin)
mutfağa girip ellerimi yıkadım, omlet yapmak için dolaptan bir kaç tane yumurta aldım. Evet dostlarım elim marifetlidir evde genelde, yok ya genelde değil hep ben yaparım. 15 dk sonra bahçeye kahvaltı masasını kurdum. İçerden Hiranın sevinç çığlıkları geliyordu, son olarak masaya portakal suyunu koyup içeri yöneldim Cenk ortalıkta yoktu anlaşılan odasına giyinmeye gitmişti. Hira ise Berrini büyük bir sorguya çekmiş, Berrin beni görünce sevindi anlaşılan Hira onu fazla sıkmıştı Hira meraklı bir insandır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK GERÇEKLER
De Todo-Evet kemerlerinizi takın sonra sizi yoldan toplamayalım (Hayel) -Hızlı kullanma okulun ilk gününden kaza yapmayalım (Berrin) Berrinin alayla kurduğu cümleye sadece güldüm, ikisi de biliyordu yavaş gitmeyeceğimi, Berrin ve Hira ya bakıp alay...