Ellerine bakan azimli çocuk hemen işe koyuldu, çıplak elleriyle çiçekleri kökünden söktü ve toprağı deşmeye başladı.
Bunu o kadar hızlı yapıyordu ki kendisi bile azminin bu kadar güçlü çalışacağını düşünmedi. Kazarken eli sert bir şeye çarptı "ARGH!" diye bağırdı. Ruh ise ona korkarak "İyi misin?!" dedi. "İyiyim, sanırım hedefime ulaştım." dedi gülümseyerek.
Cesedin bulunduğu tahta kutuyu görebiliyordu, üstünde o her yerde gördüğü kanatlı simge vardı. Kutu çok ağır gözüküyordu.
"N'apsam ki şimdi?" diye düşünüyordu azimli çocuk. Sonra aklına fikir geldi, hemen etrafına kalın bir sopa var mı diye bakındı. Ruh ise onun etrafta koşturduğunu izliyordu, gülüyordu.
Frisk sonunda sert bir sopa bulmuştu. Kutunun yanını biraz kazdı ve kutunun altına sopayı yerleştirdi. Ruh onun ne yapacağını anlamıştı, "Frisk dur bunun için çok fazla güç gerekiyor!" dedi tedirginlikle. Frisk ise ruha meydan okuyan bir bakış attı 'pFFFT BU MU GÜÇ GEREKTİRİCEK, İZLE DE GÖR HEHE!" dedi. Sonra sopayı tuttu ve evrende var olan bütün enerjiyi ve azmini sopaya verdi.
Hareket etmedi.
Ruh gülmemek için kendini tutuyordu, azimli çocuk ise ona sinirli bir bakış attı "CHARA!" dedi. Ruh "Ama şimdi koca tabutu bu sopa parçasıyla kaldırmayı beklemen çok-" sözünü yarıda kesti ve gülmeye başladı. "Of tamam halat getirip geliyorum Alphys'de yardım eder -_-" dedi ruhun gülüşleri arasından azimli çocuk.
Hemen girişten çıkıp Toriel'in evine koşmaya başladı Frisk. Chara ise o çıktıktan sonra kendi mezarının yanına oturdu "...Demek ki insanoğlunda bu kadar tatlı ve iyileri de varmış." dedi. Sonra tepedeki delikten güneşi, bulutları izlemeye başladı.
Bütün hızıyla koşan Frisk, sonunda annesinin evine gelmişti. Alphys ile Toriel orada, salonda, oturuyordu.
"ALPHYS HEMEN GELMEN GEREK SAĞLAM BİR HALAT LAZIM VE LABORATUVARDAN ALMAN GEREKENLERİ GETİRMEN GEREK" dedi Frisk. Geziye çıkmadan önce Alphys ile gizlice konuşmuşlardı. Chara uzun süredir ölü olduğundan ve vücudundaki zehir hala tam olarak dışarı çıkmadığından onu tekrardan hasta edebilirdi. Geziden birkaç saat önce panzehiri bitiren Alphys'in tek yapması gereken laboratuvardan check-up eşyalarını alması , panzehiri ve halatı getirmekti.
Hemen ayaklanan Alphys panzehiri aldı ve laboratuvara doğru koşmaya başladı. O sırada kargaşayı izleyen Toriel "Neler oluyor burada?!" dedi şaşkınlıkla. Frisk ona gerginliğin arasında sıcak bir gülümseme vererek "Çok güzel şeyler oluyor... mutlu olacaksın yakında." dedi.
Frisk'in nerede olduğunu merak eden Chara, havalanıp girişe doğru gitti.
Flowey'nin çıktığı yere.
Flowey yoktu orada. Chara ise onun çıktığı o bölgeye bakıp "Düzelteceğim... Asriel" dedi pişmanlıkla.
"Neyi düzelteceksin?"
Arkasına dönüp baktığında, azimli çocuk Frisk'in geri döndüğünü gördü. Chara "Eehh... hiçbirşey yani... hehe neyse boşver." dedi. Konuyu değiştirmek için "Eee Frisk, halatlar?" dedi. Frisk ise ona gülerek "Sence elim boş döner miydim?" dedi ve arkasına dönüp Alphys'i gösterdi.
Alphys onu göremiyordu ama görüyormuş gibi yapıyordu."Heh, cidden akıllısın Frisk." dedi Chara.
Frisk'in yüzü ise bu iltifat karşısında biraz kızardı ama sonra kafasını toparlayıp "NEYSE HADİ HEMEN HALLEDELİM ŞU İŞİ!" diyerek sevinçle mezara koştu. Chara ise gülümseyerek onun arkasından gitti. "H-hey Frisk! S-sakin ol!" dedi Alphys arkasından.Mezara gelmişlerdi. Alphys dikkatlice ipi tabutun altından geçirdi ve üstten düğüm attı. "T-tamamdır Frisk şimdi birlikte çekmeliyiz." dedi Alphys. Frisk ise başı ile onaylayıp ipe atıldı. Alphys de geri kalan ucunu tuttu. "Çek!" diye komut verdiği anda, Frisk bütün gücüyle tabutu çekmeye başladı.
Tabut sonunda çıkmıştı. "H-huh iyi işti.." dedi Frisk nefes nefese. Sonra Alphys dikkatlice tabutu açtı.
Chara'nın cansız bedeni oradaydı.
Frisk onun ruh halini gördü ama... fiziksel olarak daha bi'... vay be...
"...FRISK!" dedi Alphys. Anlık şok geçiren Frisk kafasını sallayıp kendisine geldi. Ona bu kadar süredir baktığını bilmiyordu, yüzü kızarmıştı.
Chara ise görmezden geldi. (:D)
"N-neyse artık şu işi halledelim..." dedi Frisk. Alphys ona baktı "Cidden bunu yapmayı düşünüyor musun?" dedi korkuyla.
"Evet. Çok zor olmamalı." dedi Frisk. Alphys ise onla tartışamazdı, tabutu ona bıraktı ve biraz geri çekildi.
Frisk ayağa kalktı ve ruhunu çıkardı. Chara ona şaşkın gözlerle baktı. "Dur Frisk! Ne yapmaya çalışıyorsun?" dedi ama Frisk ona cevap vermedi.
Etrafa ışığını yayan ruhu tuttu ve ikiye ayırmaya başladı. Ama sanki, birisi onu heryerinden bıçaklıyormuş gibi hissediyordu. Acı içinde çığlıklarını tutmaya çalışıyordu.
Chara'nın gözleri dolmuştu. Birisi onun için böyle bir acıya katlanmamıştı önceden... Asriel hariç...
Önceden herkes onu şeytanın çocuğu diye dışlıyordu, ama tek suçu gözlerinin diğer herkese nazaran farklı olmasıydı. Kırmızı gözleri onu o yapan şey, diğer insanlar bunu kabullenmiyor.
O hariç.
Sonunda ruhunu eliyle kırmayı başaran Frisk, acıdan bitap düşmüş halde ruhun yarısını eline aldı ve Chara'nın cansız bedenine koydu. Ruh, havalanıp etrafa ışık yayarak Chara'nın bedenine girdi.
Hayatında ilk defa böyle bir ana tanık olan Dr. Alphys, şaşkınlık içinde Frisk'i izliyordu.
"Şimdi... ruhunun artık bedeninde g-girebileceği bir yeri var... kendi bedenine tekrardan girmeyi d-dene..." dedi Frisk. Her an bayılabilirdi, dengesini kaybediyordu.
Üzüntüyle Frisk'e bakan Chara, onu hemen dinledi ve dediğini yaptı.
Chara'nın ruhunun bedenine alışması için zaman gerekiyordu. Hareketsiz bedene acı içinde gülümseyerek bakan Frisk, sonunda dayanamadı, bayıldı.
Alphys hemen yanına koştu ve yanındaki ilk yardım çantası ile Frisk'i kontrol etti.
O sırada Toriel neden bu ikilinin çok geç kaldığını düşünüyordu. Akşam olmuştu. Onlara bakmak için laboratuvara gitmişti ama orada yoklardı. Sonra Frisk'in nerede olduğunu hatırladı ve hemen herşeyin başladığı o noktaya, mezara koştu
Girişteki, mermerden kapıya geldi ve içeri girdi.
Karşısında ölen çocuğunun tabutu ve bayılmış Frisk'e yardım eden Alphys'i gördü.
Şaşkınlık içinde bakıyordu.
-----------------------------------------------------------------
bu bölümde chara hayata yeniden gelecekti ama tabi üşendim ve burada kesiyorum baya uzun oldu :s artık diğer bölümde yaparım ehe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Partner - |Charisk| (Türkçe) (DEVAM EDİLMEYECEK)
FanficBu bir Undertale hikayesidir, tamamıyla benim kurgumdur. Eğer Charisk (Chara ve Frisk) shipliyorsanız hikayemi okuyabilirsiniz. Ve evet, ikiside kız. Frisk bütün canavarlara özgürlük sağladı ve o canavarların elçisi oldu. Chara ve Asriel ise uzun bi...