İstanbul gibi Sevdim seni,
Kız kulesinin mevkisi gibi ,imkansızken sevdim seni,
Boğaz gibi sevdim seni kalbime giden köprüler oldun,
Martılar gibi oldum seni aramak için oradan oraya göç ettim,
Aradım durdum sema da ay yüzünü bulmak için
Bazen sabahları kısmetini arayan balikçi oldum bazense geceleri efkarlananlardan
Benim kısmetim sendin efkar sebebim ,yalın öfkem, mutluluğum,kederim
Hayatıma o kadar çabuk girmiştim ki İstanbul gibi karmaşıktı duyguların
Sen netleştirdin hisleri ,düşünceleri,düşleri...
Kısaca herşeyde sen vardın sen herşeydin...
Peki ya şimdi ben hala seni İstanbul kadar çok severken neredeydin
Nasılbırakıp gittin bu koca şehirde beni
Ayrılık denen şeyde İstanbul un kışı gibiydi sen sert ederdin rüzgar sert uçururdu saçlarını
Ben yumuşak kardım başkalarının mutluluğu için zamanla eriyen...
İşte zamanla eridim bittim şimdi ve tükeniyorum
Peki sen rahat mısın fırtınalarda fırtına ve İstanbul rüzgarı saçlarını uçuruyorken hiç aklına gelmiyor muyum?
Her deniz kokusunu içine çekince ne çabuk Unutuyorsun boğaz turlarını,balık tutma çabalarımızı
Her fotoğraf çekiminde albümümüz aklına geliyor mu peki?
Ayrılık bu kadar zor ki ben daha varlığını hayal gibi sanarken yokluğun çok acıttı canımı,
Sen kendi hayatına yön verirken ben kendi dünyamda kayboldum
Dünyanın adaleti işte biri çok sever biri gider
Peki giden geri döner mi dönüşü var mı bu karışık İstanbul trafiğinin?
Metrobüsler geçer mi kalp duraklarından
Geçse bile sen binermisin o metrobüslere...
Geri dönmek için..
Hadi bindin diyelim
Ben burada olur muyumartık
Fırtınalı havada seni bekliyor olurmuyum?
Acı çeker insan yıpranır ,yorulur ,incinir ama düzeltemez bazı şeyleri
Eğer çok dalgalandıysa İstanbul denizinde öfkesi...
Yine sevmeye devam eder insanlar acıyla yoğrula yoğrula yıprana yıprana
Fakat bir şans vermenin ne kadar garantisi olabilir ki...
İstanbul gibi Sevmiştim seni içi kadar güzel sabahları kadar durgun
Geceleri caddeleri kadar hareketli
Sen fırtınayı seçtin kar tanesini erimeye mahkum ettin
Oysa o sana özeldi tekti ve farklıydı farklı sevmişti seni herkesten...
Eğer birgün fırtınada gözlerine kum taneleri serpilirse Palton oradan oraya savrulursa ve darma dağın olursa saçların ,bembeyaz ellerin üşürse ,kar tanesi yine de seni bekliyor olacak...
Çünkü tek bu kar tanesi ve bir tane yavaş yavaş eriyor İstanbul'u azar azar küçülüyor...
Son parçasına kadar bekliycek kar tanesi İstanbul da öyle ...
Hayatta kalması ne kadar zor olsa da...
Sevicek bekliycek ve yine sevicek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En derinden...
PoetryBazen en derinden anlatırız herşeyi bazen en derinden hissederiz acıyı ve bazen en derinden dinlerin bir müziği sözlerini değil anlamını ve bazen dudaklardan en derince dökülür cümleler ve bazen insan en derinden aktarır duyguları benim en derinden...