Uyandığımda az kaldığını söylemişlerdi. Çok heyecanlıydım. Lee doktor, bende avukattım. "Umarım bulduğumda geçerli bir açıklaması vardır Lee'nin." diyerek içimden geçiriyordum. Sonunda uçaktan inmiştik. Hissediyordum ki Lee oradaydı. Seul'e doğru yola çıktık. Yolları izleyerek devam ettik. Otel'e vardığımızda odamıza çıktık ve eşyalarımızı yerleştirmeye başladık. Yarından itibaren aramaya başlayacaktık. Üstümüzü değiştirip yemek yemeye gittik. Karnımızı doyuruktan sonra odaya geri çıktık. Saatlerce konuştuk. Başımı yastığa koyduktan sonra Lee'nin bana aldığı kolyeye dokundum. O kolye boynumda olduğu sürece hiç üzülmeyeceğimi, daima yanımda olacağını söylemişti. Kolyeyi sımsıkı tuttum ve uykuya daldım.