Tabi size anlatmak istemezdim ama o gece annem terliği attıktan sonra beni eve çekip Aras'ın dayısı olan kulaksız faruğun babamı öldürdüğünü öğrendim. Her şey çok üst üste gelmişti. Aras'ın durumu ve bu.
Annem ondan ayrılmamı söylüyordu
Bense ona bunun mümkün olmayacağını söyleyince beni evden kovdu. Kafası yerinde değildi, bunun daha sonra kendisininde farkedeceğini biliyordum. Arkadaşım çilemsuda kalacaktım anlaşılan. Aras hala komadaydı ve param yoktu. İş bulmak amacıyla her ilana baktım ama daha okulu okumakta olan bi liseliydim ve kimse işe beni almıyodu. Kulaksız faruğun yanına gitmeye karar verdim. Şanslıydımda, beni özel sekreteri olarak işe aldı. Sonunda işler iyi gitmeye başlamıştı.Ancak bir gün beni iş yapmak suretiyle o zamanlar bilmediğim arka odaya çağırdı. Ne olduğunu tahmin edersiniz.
Aras komadan çıkmış ve beni tutsak olduğum o lanet yerden kurtarmıştı. Tanrıya şükür kaslarına bir şey olmamıştı .Faruğun yanından kaçmıştık.Aras kafamızı dağıtmak için bir adada tatil ayarlamıştı. İki arkadaşımız daha geliyordu.
Küçük bir tekneyle adaya yol aldık.
Bu arada arabayla çarpıp kaçan kişi şüphelendiğimiz gibi Miraç Tumanlı'ydı ama onu daha bulamamışlardı.
Adaya ilk gidişimizden itibaren üç gün geçmişti ki sabah iki arkadaşımızı baygın bulduk yardım çağırmak adına tekneye yükledik onları. Henüz yeni yüklemiştik ki Miraç birden gözlerimin önünde belirdi. Arası gafil avlamıştı, bağırmaya vaktim yoktu, her şey çok hızlı gelişmişti.
Miraç ve Aras kavga denizin kıyısında kavga ediyorlardı. İkisininde kasları kum taneleriyle kaplanmıştı. Özellikle bu kum taneleri Aras'ın siyah kıyafetlerinin üstünde daha belli oluyordu.
Kavgada Aras baskın geldi ve Miraç bulduğu bir boş anda kaçtı, bizde yola çıktık.Aras'ın üstü ıslanmıştı ve donuyor olmalıydı. Her sinirlendiğinde yaptığı gibi BTS kolyesini ısırıyordu. Sahile varmadan önce arkadaşlarımızın öldüğünü fark ettik. Aras kaslı kollarını kullanarak onlara birer mezar kazdı. Kavgadan beri ağlıyordum.
Yere serilmiştim birden ve Aras yanıma gelip, kaslı kollarını kullanarak, bedenimi ona doğru çekti.
Olmak istediğim yer orasıydı. İkimizde ağlamaya devam ettik. Artık ölüm görmek istemiyorduk ama bir diğerini daha göreceğimizden habersizdik.
Ateş yakmalıydık. Az ileride bulunan ıssız kulübeye sığınmıştık. Ben içeride kulübeyi ikimiz için ayarlarken Aras dışarıda ateş için baltayla odun kırıyordu. Kaslı kolları bu işi kolaylaştırıyordu.
Ben kulübedeyken Miraç o sırada dışarıda bulunan Arasla kavgaya tutuşmuşlardı. Onların bağırışlarını fark ettim ve dışarıya koştum. Kapı eşiğindeki taşa ayağa takılmamla düşmem bir oldu, aynı şekilde yere düşen Aras'ın baltaya uzanıp Miracı boynundan ölümcül şekilde yaralaması bir oldu. İkisininde kasları bu defa kum değil, kan olmuştu...
Çok geçmeden polis geldi ve bizi götürdüler. Aras hapishaneye düşmüştü. Bende ölüm döşeğine. Zaten zayıf olan bedenimin Aras'sız kalmasından dolayı bağışıklık sistemim düşmüştü. Öleceğimi hissediyordum ki ben Aras'sız zaten yaşayamazdım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaslı Kaslım ve Mavi Donlum +18
Historia CortaDAHA ÖNCE OKUDUĞUNUZ BÜTÜN HİKAYELERİ UNUTUN. KİMSE BÖYLE TUTKU AŞK İHTİRAS KAN KAS VE SİYAH GÖRMEDİ. BU TUTKUYA YÜREĞİ DAYANABİLECEK OLAN OKUSUN. İYİ OKUMALAR.