"Anneciğim"
"Dray!"
Annem ve ne yazık ki babam, beni ve torunlarını şevkle karşıladılar. Azkaban'dan emici öpücüğü almadan kurtulan babam, hayatını borçlu olduğu kişinin şimdi benim kocam olduğu gerçeğini belki de Lily'ye kadar kabul etmedi. Büyü yapamıyor olması bile, hayatta olduğu gerçeğini değiştirmezken bile, burnundan kıl aldırmıyordu.
Sanıyordum ki, kız çocuklarına ayrı bir merhameti var bu adamın, dilindeki zehir ise malesef sadece anneme dokunmuyordu.
"Albus, hey seni minik melek. Lily bebeğimm. Scorp!" annem beni öptükten sonra tüm torunlarına sevgi dolu kucaklar sundu. Babam ise ben en küçükleri olan Albus kucağımda dikilirken yanıma geçip kolumu nazikçe tutarak ağırlama odasına yönlendirdi. Annem bir yanında Scorp diğer yanında Lily ile önden yürürken yüzündeki mutluluk ifadesi içimi ısıtıyordu.
"Draco, oğlum, bu halin hakkında ne yapmayı planlıyorsun?"
Annemin kafası kırbaç şaklatma efektiyle babama dönerken ben anlamamış gibi kaşlarımı kaldırmıştım. "Ne var halimde, babacığım?"
"Kendini salmamalısın. Kibarca ima etmeye çalıştım daha önce ama, bir Malfoy'a yakışmıyor şu halin. Bir palyaço ile evlenip bana biricik torunlarımı vermen bile bu bakımsızlığın mazereti olamaz."
"Lucius!"
Oturduğum koltukta babama öfkeli gözlerle bakarken, o ise anneme omuz silkip Scorp'u kucağına aldı. "Lulu su yütden." suluğu çağırıp Scorp'a verdiğinde ise gülümsüyor olmasına rağmen babamın sinir olduğunu biliyordum. "Potter, torunum bana büyükbaba demesin diye elinden geleni yapıyor. "
"Gerçekten bunu hak etmediğine inanıyor musun, Lulu?"
Annemle beraber babamın kırmızı ifadesine sırıttık.
Çay servisinden sonra çocukları dedelerinin yanına verip annemle başbaşa kaldığımızda içimdeki huzursuzluk büyüdükçe büyüyordu.
"Sevgili damadım ziyarete gelecek mi?"
"Oh hayır anne, sanmıyorum."
"Sanmıyorsun, öyle mi?" bana nasıl baktığını bilmek için yüzüne bakmama gerek yoktu annemin, "Peki haftaya geldiğimde evde olacak mı?"
"Nasıl bir baba kendi çocuğunun doğum gününde olmaz anne! Benimki bile hala hiçbirini atlamazken."
"Yapma Dray. Öyle demek istemedim. Harry'yi en az senin kadar sevdiğimi biliyorsun. Son zamanlarda seni boşlasa da."
"Ne? Hayır. Öyle değil. İşlerimiz yoğun ve ve çocuklar da çok, çok.." susup çaya son kurtarıcım gibi sarıldım. Annemse anlayışla elini dizime koydu. "Kilolu olduğumu düşünmüyorsun değil mi?" fısıltı gibi çıkan sesime lanet ettim.
İç çekip dizimi sıktı "Hayır Dray. Üç çocuk taşıdın. Sakın babana aldırma. Kendinden sakın utanma oğlum."
Kafamı sallayıp çaresizce tekrar çayımdan içtim, servis edilen tatlılara içim erise de uzanıp alamıyordum bile.
"En son ne zaman gördün onu?"
"Bu sabah, neden?"
"Dün gece nöbetin vardı sanıyorum?"
"Evet. Doğru."
"Dray, kocanı en son ne zaman gördün?"
"Bu sabah dedim ya?"
Gözlerini devirdi, "En son ne zaman münasebet yaşadınız?"
Alev alan yüzümü ellerime gömmek istedim "Anne!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'ı Kucakla (Drarry)
Fanfiction[Tamamlandı] (fluff!) Draco, Harry'den kaçıyor. Aynı evin içinde yaşanan kovalamaca, kucaklaşmayla son bulacak mı? § Drarry'm var hanıııımmm!! Pikaçu'ma..