Bölüm 19: Canopus

469 48 111
                                    

Bu bölümün şarkısı Teoman reisten geliyor. Playlist: Bana Öyle Bakma

Ellerinizi yıkamayı unutmayın emi.  Sizleri seviyorumm. (◍•ᴗ•◍)❤
Keyifli okumalar ʕっ•ᴥ•ʔっ

 Kalbimin aciz çırpınışları günler içerisinde azalmış ve normal düzeyine dönebilmişti .

Canımı yakan bütün gerçekleri bir kenara itip beni her şeyim ile kabul eden adama koşmuştum ihtirasla.

O ise elimden sıkıca tutup 'kaçmak yok' diye fısıldamıştı bütün hücrelerime. Ruhum ise bunu beklercesine onu onaylamış ve kaçmayı bırakmıştı bir anda.

Yüzleşecektim her şeyle. Geçmişimle , ailemi katleden amcamla, her şeyden önemlisi de sevdiğim adamı seven kuzenimle.

Onu aldatıyormuş gibi hissettiğim günlerden sonra bugün kendime bir cesaret vermiş ve odamdan çıkmaya karar vermiştim günler sonra.

Ayrıca Natsu'yu özlemiştim. O gece beni yatağıma yatırıp sabaha kadar beklemişti yaralı bedenimin yanında. Sabahın ilk ışıklarında ise Erza gelip zorla götürmüştü onu, çalışması gerektiğini söyleyerek.

O günden sonra ise gizli görüşmelerimiz, sarayın köşelerinde yanağıma bıraktığı tatlı buseler almıştı yerini.

Üzerime aldığım şala sığınarak attığım adımlarımı kuzenimle karşılaşmamak adına atıyordum. Odamın kapısına uzattığım parmaklarım kapının birden açılmasıyla geri çekilmiş, kahverengi harelerim şaşkınlıkla dönmüştü kapıdaki kişiye.

''Natsu?''

İşaret parmağını dudaklarına bastırmış ve şşh sesi çıkarmıştı yavaşça. Aralanmış dudaklarımı yavaşça birbirine bastırdım içeri geçmesi için kapımı daha çok aralarken.

Arkasına bir kez daha baktıktan sonra içeri geçmemiş ve parmaklarımı kavramıştı parmakları. Beni hızla odamdan dışarı çıkarmıştı güçlü kolları.

''Nereye?'' Sessiz sorum bedenine çarpmış ve etrafa yayılmıştı.

Sırtımı duvara verip hafifçe üzerime eğildiğinde sertçe yutkunmuş ve soru soran ben değilmişim gibi kaçmıştım harelerinden.

Yüzümün önünü kapatan bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırmış ve fısıldamıştı yavaşça.

''Seni kaçırıyorum.''

Parmakları parmaklarımı daha sıkı kavrarken hızla çekiştirmişti beni bahçeye doğru.

Önümdeki bedeni tatlı bir tebessümle izlemiştim uzun bir süre. Aklıma dolan endişe kırıntıları bedenimi bir anda kasıp kavururken elimi çekmiştim parmakları arasından.

Zümrütleri beni bulurken bedeni yavaşlamış ve yakınlaşmıştı bana doğru. ''Birileri görebilir. Sanırım sarayda birbirimizden uzak dursak daha iyi.''

Sözlerimin doğruluğuna sertçe yutkunmuştu. Sessizce onayladığında beni aramızda mesafe açarak ilerlemişti önden. Bu durum ne kadar can sıkıcı olsa da buna mecburduk. Çünkü aramızdaki bu her neyse öğrenilirse ikimizde yanardık.

Bahçenin bir köşesine geldiğinde öndeki duvara tırmanmış ve atlamıştı karşı tarafa. Onu takip edip kendimi bıraktığımda surların ardına elleri ince belimi bulmuş ve sarmıştı sıkıca onu.

Hafif bir tebessüm ile sardım kollarımı omzuna. Kokusu burnuma dolarken gerçekten nefes alabilmiştim günler sonunda.

O yanımda yokken aldığım nefesler önemsiz gelmeye başlamış, ciğerlerimin kabul ettiği oksijeni onun yanı başında bulmuştum.

MEI STELLA-NaluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin